"Kararlar ölüm habercisidir!"

TTB açıklanan yeni pandemi kararlarına ilişkin düzenlediği online toplantıda "Açıklanan kararlar, daha fazla hastalık ve ölüm habercisidir!" dedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 03 Mart 2022
  • 16:04

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve Pandemi Çalışma Grubu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan yeni pandemi kararlarına ilişkin online toplantı gerçekleştirdi.

Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, kararlar bilimsel ölçütlere dayalı bir başarı doğrultusunda alınsaydı sevinebileceklerini fakat mevcut şartlarda kararların “ağır bir yenilgi ve pes ediş” anlamına geldiğini belirtti. İki yılda 300 bine yakın ölüm, ekonomik çöküş, korumasız bırakılan bireyin intihar yönelimi, eğitimsiz dönemler, 65 yaş üstü nüfusun korunmasız bırakılması gibi sorunları sıralayan Davutoğlu Şenol, kırılgan kesimlere ekonomik ve sosyal olarak büyük bir fatura çıkacağını kaydetti.

Pandemi Çalışma Grubundan Güçlü Yaman, fazladan ölümler ve aşılama başlıklarında Türkiye ile dünyadaki farklı ülkeler arasında karşılaştırmalar yaptı. Yaman, Türkiye’nin yüksek ölüm sayıları ve düşük aşılama oranları ile bu kararları almasını eleştirdi.

Prof. Dr. Oğuz Kılınç, kararları “virüse serbest dolaşım hakkı” olarak niteledi. Kararlar açıklandığı sırada Bilim Kurulu üyelerinin yüksek korumalı maske kullanmasının ve tedbirleri kaldırılırken müzik yasağının sürmesinin ironi olduğunu kaydeden Kılınç, tam aşılı olmayan çok sayıda insanın yoğun bakımlarda olduğuna dikkat çekti, sorumluluğun karar vericilerde olduğunu ifade etti.

Dr. Levent Akyıldız, Sağlık Bakanı’nın “bireysel sorumluluk safhasına geçiş” vurgusunun kamu otoritesinin kendi yükümlülüğünden kurtulma çabası olduğunu dile getirdi. Sağlık çalışanlarının büyük bir yük ile karşı karşıya bırakılması, kapalı alanlara dönük herhangi bir havalandırma denetimi olmaması, güçlü bir aşılama teşviki yapılmaması gibi sorunları sıralayan Akyıldız, “Önümüzdeki gerçekliği bir gözümüzü kapadığımız için yok saymak, her can kaybı için sorumluluk doğuracaktır” diye konuştu.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği ise kararların, mevcut sağlık politikalarına karşı yürütülen hak mücadelesinin önemini bir kez daha gösterdiğini vurguladı. Günbeği, hem sağlık çalışanlarını hem de toplumu sağlık hakkı mücadelesini yükseltmeye çağırdı.

“Ekonomik kaygıları önceleyen politikaların devamı”

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı tarafından okunan basın metninde Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan kararların halk sağlığı bakımından kaygı verici olduğunu vurguladı. Bilimsel dayanaktan yoksun ekonomik kaygıları önceleyen politikaların devamı olduğunu aktaran Korur Fincancı şu şekilde devam etti:

“Geçtiğimiz ay içinde sadece resmî açıklamalara göre dahi COVID-19’dan 7029 kişi (günlük 251 kişi) hayatını kaybetti. Şubat ayı, ölüm sayısı açısından 24 aydır süren pandeminin en kötü beşinci ayı olurken, 2022 yılının ilk iki ayındaki ölümler 24 aylık pandemi ölümlerinin %13’üne; son altı aydaki ölümler ise %40’ına karşılık gelmektedir. Aynı şekilde, günlük aşılama sayılarında sürecin en düşük günlük aşılama sayılarını görüyoruz, aşılamayı teşvik için gerekli çabalardan ve kararlılıktan yoksun bir salgın yönetimi görev başındadır. Tamamlanmış aşı oranımız halen toplumsal bağışıklık için gereken düzeyden çok uzakta; bilimsel veriler ise maske, mesafe ve havalandırmanın hâlâ kritik önem taşıdığını göstermektedir. Yapılmakta olan PCR testlerinin pozitiflik oranları, âdeta kaçınılmaz olarak yapılması gerekenler dışında belli sayılara takılıp kalmış olunmasına ve tanısal/tarama amaçlı hızlı antijen testi gibi yöntemlerle desteklenmemesine rağmen oldukça yüksektir.”

“Kararlar yaşam hakkı ihlalidir”

Semptomu olmayana test yapılmayacağı kararı ve kamusal alanların, toplu yaşam/kullanım alanlarının HES kodu dahil hiçbir ön tedbire gerek kalmaksızın kısıtlamalardan azade tutulması kararlarının hastalık dolaşımının sürmesi ve artması anlamı taşıdığının altını çizen Korur Fincancı yeni bir evreye girildiğini belirtti. Korur Fincancı şu şekilde devam etti:

“Bu evre; göstermelik söylemlerden dahi vazgeçilerek kamusal sorumluluğun alınmadığı ve halk sağlığının geri plana itildiği, salgın yönetiminin salt siyasi öncelikler ve tercihlerle belirlendiği bir aşamadır. Tüm yurttaşlarımızı salgının yeterli kontrolünün sağlanmamış olduğu bilgisiyle uyararak gerek kendileri ve sevdikleri gerek toplumsal bakımdan aşılarını tamamlamaya; maske, mesafe, havalandırma önlemlerinin kritik önemini koruduğu konusunda duyarlı, özenli ve dikkatli olmaya; bilime uygun adımlar atılması için taleplerini yükseltmeye davet ediyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararlar ile yaşam hakkını ihlal ettiğini bir kere daha vurguluyor, bilim kurulunda yer alan üyeleri de mesleki ve kamusal sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.”