Kanal İstanbul’da hukuksal süreç

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, 4 yıldır süren Kanal İstanbul davasına ilişkin açıklama yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Ocak 2024
  • 11:30

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, 4 yıldır süren Kanal İstanbul davasına ilişkin açıklama yaptı ve hukuksal süreçlerin mahkemeler arası döngüler ve bilirkişi ücretleri nedeniyle tıkandığına dikkat çekti. 

Sürecin hatırlatıldığı açıklamada şunlar ifade edildi:

“2020 yılının başında verilen ÇED olumlu kararına karşı Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu olarak 14 kurum ve 190 kişiyle birlikte ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle bir yurttaş davası açmıştık. Bizim davamızla birlikte birçok kurumun açtığı dava aynı idare mahkemesinde toplanarak davayı açmamızın üzerinden iki yıl geçtikten sonra bilirkişi incelemesi yapılmıştı. Oluşturulan bilirkişi raporunda Kanal İstanbul’un çevresel, tarihi, kültürel, kentsel ve ekonomik açıdan sakıncaları ortaya konuldu.”

Bilirkişi raporuna ve aradan dört yıl geçmesine rağmen yürütmeyi durdurma kararı verilmediği belirtilen açıklamada, önceki dosyanın Danıştay 6. Dairesi’ne ardından ise 4. Daire’ye gönderildiği belirtildi. Danıştay’da görülen davada yeniden bilirkişi keşfi istediğini ifade eden Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, açılan 20 davanın toplam maliyetinin 1 milyon liraya varabileceğini tahmin ettiklerini ifade etti. Yine WWF’nin imar planı iptal davasında ise 200 bin lira bilirkişi ücreti istendiğini belirtildi. 

Açıklamada son olarak şunlar denildi:

“İstanbul için felaket demek olan Kanal İstanbul projesine karşı yürüttüğümüz hukuki mücadele 4 yıldır mahkemeler arasında süründürülüyor. Bizlerden ikinci kez tekrarlanan bilirkişi keşfi için yüzbinlerce lira para ödememiz isteniyor. Gelinen aşamada, sadece kanal davasında değil rekor üzerine rekorla istenen bilirkişi ücretleri çevre davalarında hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı bir boyuta ulaşmıştır. Aradan geçen dört yıla rağmen halen verilmeyen yürütmeyi durdurma ve iptal kararı adalete erişim hakkının ihlaline dönüşmüştür. Hukuk yoluyla hak aramanın önü kesilmektedir.”