İstanbul’da salgında tsunami yaşanıyor

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen İstanbul’un salgında büyük bir tsunami dalgasıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Kasım 2020
  • 22:45

Koronavirüs salgınında Türkiye 8. ayına girerken göstermelik ‘ek kısıtlamalar’la salgın kontrol altına alınamıyor. Bu, hem vaka hem ağır hasta sayısındaki artışa, hem de hekimlerden yapılan açıklamalara yansıyor.

Son olarak da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen, şu anda Avrupa’nın pek çok büyük şehrinde olduğu gibi İstanbul’da da Covid-19 salgınında tsunami yaşandığını belirtti. Mart ve Nisan aylarına nazaran artık yoğun bakımlardaki yatış süresinin de çok uzadığını çünkü artık risk grubundakilerin de hastalığa yakalandığına işaret etti. 

“Virüsün bulaşması arttı”

DHA’ya konuşan Prof. Dr. Gönen “Nisan'da gördüğümüzden çok daha büyük sayıda bir bulaşma hızı ile karşı karşıyayız maalesef. Virüsün bulaşması arttı ama öldürücülüğü azalmadı. Biz salgının ilk aylarında testi pozitif olanların hepsini hastaneye yatırıyorduk ve çok sayıda hastayı aynı anda taburcu edebiliyorduk. Şu anda testi pozitif olan ama semptomu olmayanların tedavisi evlerinde sürüyor. Yatırdığımız hastalar ise ciddi sağlık sorunları, diyabeti, hipertansiyonu, böbrek hastalığı veya kronik başka bir hastalığı olan, risk grubundaki hastalar. Bunların da maalesef tedavileri daha uzun sürüyor” dedi.

“Yoğun bakım ünitelerindeki doluluk oranı yüksek”

Aralarında TTB, SES gibi sağlık meslek örgütlerinin olduğu çok sayıda kurumun yoğun bakım doluluk oranlarını konusundaki uyarılarını Sağlık Bakanlığı inkar ederken, Prof. Dr. Gönen de hastanelerde yoğun bakım doluluk oranlarının salgının başlangıcından kat kat fazla olduğunu belirtti.

Gönen, “Yoğun bakım ünitelerimizde de bu tür hastalardan oldukça fazla. Bugün itibarıyla yoğun bakım ünitemizdeki doluluk oranı, Nisan ayındaki doluluk oranını aşmış durumda. Servislerimiz de hızla doluyor” dedi.

“Bulaşma hızının kırılması lazım”

Salgınının, hastaları tedavi ederek bitirilemeyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Gönen şöyle konuştu:

“Sahadaki bulaşmayı en aza indirmek zorundayız. Bunun için de ilave tedbirler çok gerekli. Oldukça fazla oranda aile içi bulaşlar ile karşılaşıyoruz. Yine sosyalleşilen ortamlarda, kafeler, restoranlarda, arkadaş ortamlarındaki bulaşların fazla olduğunu görüyoruz. Bu nedenle iki hafta boyunca bu bulaşma hızını kırmamız lazım.”

Gönen şöyle devam etti: 

“Kimseyle görüşülmesin, mümkünse telefonla görüşmeler yapılsın. Aile içerisinde bile gerekirse maske ile oturulsun. Bu iki hafta çok önemli. Yoksa daha ciddi bir sıkıntıya hem şehir olarak hem de ülke olarak gireriz, diye düşünüyorum. Neden iki hafta diyorum? Çünkü bulaşma hızı böyle giderse bir hafta içinde pozitif hasta sayısı, ondan sonraki bir hafta içerisinde de yoğun bakım ünitelerindeki sayı artıyor. Yoğun bakım ünitelerimizin kilitlenmemesi gerekiyor. Yoğun bakıma gidecek hasta sayısını, yatacak hasta sayısını minimize etmemiz gerekiyor ki sağlık sistemi kilitlenmesin. Şu anda kapasitede halen sorun yok ama bu yoğunlukta giderse iki hafta sonrasında çok daha başka tedbirleri zorunlu olarak almak zorunda kalırız.”

“Çocuk hastalar çok fazla”

Salgının bu ikinci pik yapma döneminde çocuk hastalarda da artış görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Gönen, “Çocuk hastalıkları kliniğindeki hocalarımızdan aldığımız bilgilere bakarsak, Nisan ayında görmediğimiz kadar çocuk Covid vakaları görüyoruz. O dönemde çocuk yoğun bakımlarımızda hastamız yok denecek kadar azdı. Şu anda yoğun bakım ünitemizde de ciddi sayıda Covid hastası çocuklar yatıyor. O zaman görmediğimizden daha fazla çocuk hasta ile karşı karşıyayız. Bu da yine virüsün bulaşma hızının artması ve aile içi bulaşların yaygınlaşmasıyla alakalı” diye belirtti.

“Aşı çıkacak diye rehavete kapılmamalı”

Aşıyla ilgili gelişmelere de değinen Prof. Dr. Gönen, aşı gelecek diye rehavete kapılmanın da çok tehlikeli olduğunu vurgulayarak şu uyarılarda bulundu:

“Aşıyla ilgili elimizdeki veriler ümitli. Hem ülkemizde hem dünyada, faz 3 çalışmalarında sona yaklaşıldı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde biliyorsunuz Çin (Sinovac) ve Alman (BioNTech) aşısının Faz 3 çalışmalarına dahil olduk. Çin menşeli aşının Faz 3 çalışmaları devam ediyor. 500 gönüllüye ulaştık aşılamada. Alman menşeili aşının ise Faz 3 aşılamaları bizde bitti. 60 gönüllüye yaptık. Sonuçları ilgili merkeze ilettik. Verileri onlar değerlendirip sonuçları açıklayacaktır. Yalnız şunu söylemek durumundayım, aşı toplumda rehavete yol açmamalı. Aşının realize olup halkın kullanımına geçebilmesi için en az 3 ay daha var önümüzde. Tamam, çalışmaların ara sonuçlarında başarı yüzde 90’ın üzerinde diye açıklandı ama bu etkinin antikor takibinin de yapılması gerekiyor. Antikorun ne kadar süreyle kaldığının tespit edilmesi gerekiyor. Bunların hepsi bir zaman alacak. Onun için öngörüsü için de 3 ay var. Dolayısıyla 3 ay daha, sıkı tedbirlere devam etmemiz gerekiyor, kendi tedbirimizi sürdürmek zorundayız.”