İstanbul Tabip Odası (İTO) “İstanbul Tabip Odası uyarıyor!” şiarıyla gerçekleştirdiği basın toplantısında deprem bölgesinde yaşanan sorunları ve mevcut tablonun iyileştirilmesi konusunda iktidarı uyararak sorumlu davranmaya davet etti.
İTO adına hazırlanan ortak açıklamayı İTO Başkanı Prof. Dr. Erdoğan okudu. Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Deprem aslında bir felaket değildir, yeryüzünde yaşamın devamında önemli rol oynayan bir doğa olayıdır. Depremi afete dönüştüren insanların, daha doğru bir deyişle bu politikaları belirleyen yönetimlerin doğaya uygun olmayan yerleşim, güvensiz ve denetimsiz konut politikalarıdır. İnsanlığa zarar verme potansiyeli olan bir doğa olayının afete dönüşmemesi için gereken ‘risk ve zarar azaltma, hazırlık’ aşamaları ne yazık ki yirmi dört yıl önce yaşadığımız 1999 depreminden zerre kadar ders alınmadan geçirilmiş, bir anlamda harcanmıştır. Bu ilk aşamalar için kullanılacağı söylenen deprem fonuna akan milyarlarca lira zamanın maliye bakanlarından birisine göre bütçe açığını kapatmak için, bir diğeri tarafından da bizzat ifade edildiği gibi duble yollar, havalimanları ve sağlık harcamaları için kullanılmıştır.”
Bugüne kadar yaşanan depremlerde enkazlardan gelen yardım çığlıklarının hiç bu kadar yanıtsız kalmadığına dikkat çekilen açıklamada hekimlerin gözlemlerine yer verildi.
İTO’nun deprem bölgesindeki çalışmaları aktarılan açıklamada bölgede bulunan Türk Tabipleri Birliği, İTO ve Adana Tabip Odasının gözlemlerine göre şunlar sıralandı:
“- Bölgede birinci basamak ve halk sağlığı hizmeti hiç yoktur. Tetanos ve çocukluk çağı aşılarının yapılamaması en önemli sorunlardandır.
- Çöplerin toplanması yeterli ve uygun değildir, çöp toplama alanı çadır alanlarına yakındır. Bu durum enfeksiyon riskini artırmaktadır. Tuvalet ve hijyen sorunu nedeniyle dizanteri riski vardır.
- Çadır kentlerin beton yıkıntılarının arasında olması enfeksiyon, kaza, toza maruziyet gibi çeşitli riskler taşımaktadır.
- Enkaz kaldırma çalışmalarında, çalışanların sadece baret kullandıkları gözlenmiştir, asbest ve toz için N 95 maske kullanılması gereklidir. Cenazelerin sokakta ve morglar dışında bekletilmemelidir.
- Çadır zeminlerinin toprak olması bulaşıcı hastalık riskine ve soğuk maruziyetine yol açmaktadır.”
“Bölgeye yönelik sağlık hizmeti seferberliği başlatılmalıdır”
Açıklamanın devamında Sağlık Bakanlığı’nın başta TTB ve Tabip Odaları olmak üzere çalışmalar katılmak isteyen tüm kurumlarla ilişkiye geçmesi ve bölgeye yönelik sağlık hizmeti seferberliği başlatılmasına vurgu yapıldı.
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Sağlığa erişim ve organizasyon bozukluğu en kısa sürede düzeltilmeli, kullanılamayan hastanelerin yerine daha donanımlı sahra hastaneleri kurulmalıdır. Bölgedeki hekim ve sağlık çalışanlarının, kendi isteklerine bırakılmaksızın, diğer bölgelerden gelecek ekipler ile dinlenmelerine olanak tanınmalıdır. Normal çalışma düzeni kararı kaldırılmalı, gönüllülerin bölgeye gitmesi engellenmemelidir. Kronik hastaların tedavisi ve psikolojik rehabilitasyonu, gebe ve çocukların takibi ve aşılanması için hızlı hareket edilmelidir. Kanalizasyon ve atık sistemine hızla çözüm bulunmalı salgın hastalıklar başlamadan önlenmelidir. Hatay’da Deprem aynı şiddeti ile devam ediyor. Enkaz altında kalıp ölenlerin sesini duymadınız bari şimdi bizim sesimizi duyun.”