İstanbul Tabip Odası, “Deprem bölgesi gözlemleri ışığında İstanbul'un önemli sağlık kuruluşlarından İstanbul ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri'nin durumunu ve taleplerini açıklıyoruz” başlıklı basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda Antakya ve Adıyaman gözlemleri sonucu, bu bölgelerdeki sağlık kurumlarının büyük bir çoğunluğunun depremde kullanılamaz hale geldiğine, sağlık hizmeti sunumunda kamunun halen yeterince etkin olmadığına, sağlık çalışanlarının koordinasyon ve rotasyonlarında aksaklığın sürdüğüne dikkat çekildi ve şunlar ifade edildi:
“Bu durumun olası İstanbul depreminde yaşanmaması için başta İstanbul Tıp ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri hastaneleri olmak üzere İstanbul'daki sağlık kurumları en kısa zamanda depremde güvenli biçimde hizmete hazır hale getirilmelidir.”
İstanbul sur içi bölgesinin en önemli iki hastanesi İstanbul ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanelerinin yıllardır yerinde yapılanması için hastasıyla, hekimiyle, çalışanıyla, mahallelisiyle dayanıştığı ve direndiği ifade edilen açıklamada “Buna karşın Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanesi bir gün yöneticileri dahil kimsenin haberi olmaksızın, kabul edilmesi mümkün olmayan bir boşaltılma kararı ile karşı karşıya kalıyor” denildi.
Açıklamada kamu kaynaklarının rasyonel bir öncelik planı ve hakkaniyetli bir dağılımla bu hastaneleri yenileyecek güçte olduğu dile getirildi. Yetkililer, bir ay önce başlayan ve halen yaşanmakta olan acıların tekrar yaşanmaması için öncelikle İstanbul sağlık kurumlarının bina güvenliğinin sağlanması için harekete geçmeye ve şu koşulları yerine getirmeye çağırıldı:
“-İstanbul'da mevcut sağlık kurumlarının tümü deprem dayanıklılıkları açısından hızla değerlendirilmeli, gereken girişimler güçlendirme seçenekleri de dikkate alınarak bütçelendirilmeli, durum tespitinin ötesine geçen adımlar atılmalıdır. Sağlık kurumlarının güçlendirilmesi için deprem fonundan bütçe ayrılmalıdır.
-Olası İstanbul depreminde yerinde yapılanması süren İstanbul Tıp ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri, devasa hasta bakım kapasiteleri ile Avrupa yakasında çok önemli sağlık hizmeti sunumu görevi üstlenecektir. Bu kurumların yerlerinde yapılanması için başlayan yapım süreçleri en kısa zamanda tamamlanmalı, sürecin hızlanması için ek ödenekler tahsis edilmelidir.
-Aile Sağlığı Merkezleri aynı zamanda toplanma alanları olarak konumlandırılmalıdır.
-Tüm sağlık kurumlarında gerçek ve işlevsel deprem tatbikatları gerçekleştirilmelidir.
-Binaların yıkılmasına neden olmasa da güçlü bir sarsıntıda risk oluşturabilecek tavan kaplamaları, ıslak laboratuvar malzemeleri, ameliyathane ve yoğun bakım teçhizatı gibi gereçlerin korumalı koşullarda yerleştirilmesi için her bir kurum düzeyinde denetim süreçleri sağlanarak raporlanmalıdır.”
Açıklamada son olarak şunlar vurgulandı:
“İstanbul Tabip Odası olarak bu süreci büyük bir dikkat ve sorumlulukla takip edeceğimizi kamuoyuna açıkça beyan ediyoruz. Üyelerimizin, sağlık çalışanları ve öğrencilerimizin, hastalarımızın can güvenliği en önemli önceliğimizdir.”