Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 11'inci Küresel İstihdam ve Sosyal Görünüm Raporu açıklandı. Raporda, gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler (emperyalist ülkelerle bağımlı ülkeler) arasındaki küresel istihdam uçurumunun derinleştiği vurgulandı.
Emperyalist ülkelere çağrı yapan ILO, borç stoku altında ezilen ülkelerin söz konusu açığı kapatmasına yardımcı olmak için istihdam ve sosyal koruma konusunda küresel mali destek sağlamalarını istedi. Elbette bu tür çağrılara kimsenin kulak astığı yok. Ülkeler arasındaki uçurumun derinleşmesi ise, kapitalizmin yarattığı yapısal sorunlardan biridir. Bundan dolayı ülkelerin içinde sınıflar arasındaki uçurum derinleşirken, dünyada ise ülkeler arasındaki uçurum derinleşiyor. Böylesine vahşi bir sistemde hükümet ya da devlet başkanı olanalar ILO’nun naif çağrısını her zaman yaptıkları gibi yok sayacaklar.
***
Rapordan bazı bilgilerin aktarıldığı artıgerçek haberinde, ILO’nun Türkiye için ‘çoklu kriz’ uyarısı yaptığı belirtildi. Türkiye'nin doğal afetler ve hayat pahalılığı gibi nedenlerle 'çoklu kriz' riski barındıran ülkeler arasında yer aldığı ifade edildi. Bu listede Suriye, Sri Lanka gibi ülkeler de var.
ILO, pandemi sonrası küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılma ve benzeri küresel krizlerin Türkiye gibi ülkelerin içinde bulunduğu durumu kötüleştirdiğine vurgu yapıyor. Ancak gerici-faşist rejimin yağma ve talana dayalı icraatlarının krizin derinleşmesindeki rolüne değinilmiyor.
Raporda, Maraş merkezli depremlerin ardından yaşanan istihdam kaybına da değiniliyor. Buna göre 220 bin civarında işyeri kapanırken, tam gün istihdamlı iş kabı ise 657 bin civarındadır.
Göründüğü kadarıyla ILO raporunda genel hatlarıyla tanımlanan sorunlara, gerici-faşist rejimin seçimler öncesinde Merkez Bankası ve Hazine’yi yağmalamasının yaratacağı sorunlar dikkate alınmamış. Bu ise, krizin ILO’nun öngördüğünden çok daha derin olduğuna işaret ediyor.