İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Vedat Aydın'ın katledilmesinin cezasızlık zırhıyla korunarak, zaman aşımına uğratılmasına dair açıklama yaptı. İHD, “Katillerden hesap sormak yerine, soruşturma zamanaşımı gerekçesi ile kapatılıyor” başlığıyla yazılı bir açıklama yaparak protesto etti.
5 Temmuz 1991'de gece yarısı, polisler tarafından evinden alınarak kaçırılan ve iki gün sonra Elazığ'ın Maden ilçesinde bir köprü altında işkenceyle öldürülmüş halde bulunan Vedat Aydın'ın katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçti. İHD’nin açıklamasında “zaman aşımı gerekçesiyle dosyanın kapatılacağı” ifade edildi.
Vedat Aydın'ın mücadeleci kişiliğinin ve İHD Genel Kurulunda bedel ödemeyi göze alarak yaptığı Kürtçe konuşmanın hatırlatıldığı açıklamada şunlar vurgulandı:
“10 Temmuz 1991 günü Diyarbakır’da yapılan cenaze törenine on binlerce kişi katıldı. Vedat Aydın’ın katlinden sorumlu olanlar yine sahnedeydi. Cenazeye katılan kişilere otomatik silahlarla ateş açıldı. Resmi rakamlara göre 3, dönemin Diyarbakır Emniyeti'nde İstihbarat Şube Müdürü olan Hanefi Avcı'nın açıklamalarına göre orada 23 kişi öldü.”
Katillerin itiraflarına rağmen katiller korundu
İtirafçı ve Jitemci Abdulkadir Aygan’ın olaya ve katillerin kimliklerine dair 2004 yılında yaptığı itiraflara rağmen davada bir gelişme olmadığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Aygan, basına da yansıyan itiraflarında “Bu cinayetten önce, JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı A. Cem Ersever ve Grup Komutan Yardımcısı (Celil) kod adlı Aytekin Özen, Ali Ozansoy, Selahattin Görgülü ve ben; JİTEM emrine verilmiş yeşil renkli steyşın Kartal marka arabayla Vedat Aydın'ın evinin bulunduğu İstasyon caddesine gittik. Cem Ersever, Ali Ozansoy ve Selahattin Görgülü keşif yaparak evin bulunduğu apartman katını ve numarasını öğrendi.”… Bir-iki gün aradan sonra ben sabahleyin JİTEM'e işe gittiğimde baktım kimse yok (...)Tabi aradan zaman geçti. Cem Ersever kalktı. 'Niye erkenden gelmişsin' dedi. Komutanım normal zamanında işe geldim, dedim. 'Ortalık zaten bozuk' dedi. Ben de 'niye' diye sordum. 'Vedat Aydın'ı vurmuşlar.' Öyle deyince, ben şey oldum... Çünkü keşfi beraber yaptık. Beni götürmediler, yatanlara baktım; Fethi Çetin, Ali Ozansoy ve yardımcısı Binbaşı Aytekin Özen... Hepsi uyuyordu. Ayakkabılara baktım hepsi çamurlu, arabaların şeylerine baktım, o da aynı “Vedat Aydın'ın eşi Şükran Aydın tarafından yapılan eşkâl tarifine göre çizilen robot resimdekilerden birisi tıpa tıp Aytekin Özen’dir.” dedi.
Dönemin istihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz ise; Musa Anter ve JİTEM Ana Davası’nın Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde Mart 2019’da görülen 9. duruşmasında verdiği ifadede Vedat Aydın cinayetinin faillerinden birinin de Abdulkadir Aygan olduğunu söyledi.”
“Sevgili Vedat Aydın ve cenazesi sırasında yitirdiklerimizin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz”
Aydın'ın katli üzerine bu denli itirafa rağmen dosyanın zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmaya çalışılmasının protesto edildiği açıklama şu ifadelerle bitirildi:
“Vedat Aydın’ın katledilmesinde; tetiği çekenler yanında OHAL valisi olan Hayri Kozakçıoğlu’nun, dönemin Jandarma İstihbarat Grup Komutan Yardımcısı Aytekin Özen’in, Jitem elemanı Selahattin Görgülü’nün, dönemin Diyarbakır Valisi, Emniyet Müdürü ile askeri birimlerinin, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz ile Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ve bugüne kadar olayı karanlıkta bırakan hükümetlerin sorumluluğu var.
Cezasızlık son bulana, adalet gerçekleşene kadar ellerimiz katillerin yakasında olacak!
Sevgili Vedat Aydın ve cenazesi sırasında yitirdiklerimizin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.”