İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, 4. Yargı Paketi ile ilgili görüşlerini basın toplantısı düzenleyerek kamuoyuyla paylaştı. İHD, paketin AİHM'den alınan ceza maddelerinin baz alınarak düzenlendiğini, demokrasi, düşünce ve ifade etme, örgütlenme özgürlüğü konularında beklentileri karşılamadığını vurgulayarak, paketin tekrar görüşülmesinde yarar olduğunu açıkladı.
İHD İstanbul Şube Binasında yapılan toplantıda, şube yönetimi adına Ahmet Taner açıklama yaptı. Taner, paket üzerinde genel olarak sunulan eleştirilerin ve önerilerin baz alınmadığını belirterek, insanların hak ve özgürlüklerinin korunmasının değil, AİHM'in verdiği mahkumiyet kararlarının önüne geçmenin esas alındığını vurguladı.
Örgüt propagandası ve zamanaşımı ile ilgili olumlu sayılabilecek yönde bir değişiklik olduğunu belirten Taner, bugünkü yargı mekanizmasının iktidara bağımlı işleyişi gözönüne alındığında, hakimlerin takdir haklarının olumsuz kullanabileceği bir içerikte olduğuna işaret etti. Tehdit ve cebir içermemesine rağmen aynı maddeden tutuklamaların yapıldığına ve bu durumda kaygılarının giderilmediğine değinen Taner, açıklamaya şöyle devam etti: “Müvekkillerine susma haklarını kullandıran, basın açıklamalarına katılan avukatların, yaptıkları haberler nedeniyle gazetecilerin, partilerin siyaset akademisinde siyaset yapıp ders verdikleri için öğretim görevlilerinin, örgüt üyesi ilan edilenlerle tesadüfen görüşüp çay içenlerin tutuklandıkları ve uzun süre cezaevlerinde tutulduğunu hatırladığımızda, şiddet kullanan örgüt üyelerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren görüşlerini meşru göstermeyi bir yana bırakalım bu ülkede örgüt üyesi olduğu iddia edilenlere selam verenlerin dahi hukuksal güvenlikleri bulunmamaktadır. 4. Yargı Paketi bu olumsuz uygulamayı ve anlayışı değiştirme potansiyeline, gücüne ve niyetine sahip değildir.”
Taner, yasanın yine 7. maddesi kapsamında yer alan “terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde” kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması, örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması, slogan atılması vb. her şeyin yasak olmaya ve suç olarak değerlendirilmeye devam edeceğini belirtti. Taner, daha önce TMY'de bulunmayan maddelerin de yer almış olmasıyla tehlikeli hükümlere yer verildiğine işaret etti. Yine pakette KCK tutukluları, hasta mahpuslar, müebbet cezası alan hükümlüler, uzun tutukluluk ve vicdani ret hakkında bir değişiklik yapılmadığını belirtti.
Vicdani reddin Avrupa ülkeleri arasında sadece Azerbeycan ve Türkiye'de yasalaşmadığını belirten Taner, en çok işkencenin yapıldığı ülke olan Türkiye'de bu suçtan ceza alan polis sayısının iki elin parmak sayısını geçmediğini, bu nedenle yargıdaki ayrımcılığın da göz önünde bulundurulduğunda paketin beklentileri karşılamadığını belirterek, paketin yeniden görüşülmesi gerektiğini ifade etti.
Taner'in ardından söz alan İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe de yargı paketinin tekrar görüşülmesi ve evrensel insan haklarına uygun demokratik bir anayasaya yapılması gerektiğini belirtti.
Kızıl Bayrak / İstanbul