Malatya’nın Hekimhan ilçesinin Deveci, Basak, Güvenç, Karaköcek ve Aşağısaz Mahallelerinin arazilerinde altın, gümüş ve demir madeni arama ve işlemek için 10 yıl süreli ruhsat verildi. Altının siyanürle aranmasıyla topraklarının ve su kaynaklarının zarar göreceğini söyleyen muhtarlar, “Sağlıklı yaşamak istiyoruz” dedi.
Demir madeni ile karıştırıyorlar
Evrensel'den Berfin Güler'in haberine göre Boğazgören Köyü Muhtarı ve Hanyolu Platformunun Kurucu Üyesi Mehmet Çelebi, köylerinde siyanürle altın arama çalışmasına karşı 54 muhtarın dilekçe verdiğini belirterek, insanların siyanürle altın aramayı demir madeni ile aynı gördüklerini ve karıştırdıklarını söyledi. Siyanürle altın aramanın çevreyi tahrip ettiğini dile getiren Çelebi, “Siyanürle altın aranan bölgelerde doğa, hava, su, insan sağlığı etkileniyor. Aranan bölgelerde börtü böcek ot bile olmadığını öğrendik. Biz doğamızın kirlenmesini istemiyoruz. Hekimhan maden bakımından zengin bir ilçe ama biz sağlıklı yaşamak istiyoruz” dedi.
Şirketler kurallara uymuyor
Platformlarının bölgede insanlar arasında birliği, beraberliği sağlamak için kurulduğunu, sonrasında maden çalışmalarının bölgeye verdiği, vereceği zararların engellenmesi için mücadele ettiğini, belirten Çelebi şu ifadeleri kullandı:
“Maden şirketleri, bölgemizde hiçbir şey düşünmeden, vurdum duymaz bir şekilde çalışıyor. Maden çalışması yapılacaksa da kurallara uygun yapılmasını istiyoruz. İnsan sağlığının, doğadaki 1 tane canlının, 1 tane ağacın, böceğin zarar görmeden bu işlerin yapılabileceğine inanıyoruz. Bunu yapan ülkeler var, bizim ülkemizde neden olmasın? Ama bunlar maliyetli işler olduğu için maden firmaları yanaşmıyor.”
Maden şirketlerinden önce doğalarının temiz olduğunu dile getiren Çelebi, “Biz çok şey mi istiyoruz? Maden şirketleri gelmeden önce de biz vardık burada. Belki az kazanıyorduk ama sağlıklı yaşıyorduk. Havamız, suyumuz, doğamız temizdi. Havamızı suyumuzu doğamızı kirletmeyin. Belki kasanızdan üç kuruş fazla gideriniz olacak ama fabrika bacalarına filtre kırma eleme tesisinize özen itina gösterip en gelişmiş sistemi kurmanızı istiyoruz” dedi.
Yapılan patlamalar su kaynaklarını yok ediyor
Basak Mahallesi Muhtarı ve Hanyolu Platformu Dönem Sözcüsü Halil Özmen Tatlı, sulama ve içme suyu alanlarının tahrip edildiğini söyleyerek şunları belirtti:
“Maden ocaklarının köyümüze ya da çevre köylere çok büyük zararları var. Şu anda var olan maden ocağının kırma eleme üzerine çalışması var. O elekten çıkan tozlar direkt Çırzı, Deveci, Güvenç, Basak köylerini etkiliyor. Biz bu tozdan çok mağdur oluyoruz. Bunun dışında dinamitle patlatma yapıyorlar. Yapılan patlatmalar ocağa yakın olan yerlerde su gözelerinin ve kaynaklarının yok olmasına sebep oluyor. Bazı su kaynaklarının yerleri değişirken, bazıları da yok oluyor. Sulama havuzlarının ve bahçedeki evlerin damlarının çatlamasına neden oluyor patlamalar. Dolayısıyla fiziki olarak maden ocağının çok fazla zararı var.”
Sürecin takipçisi olacaklar
Yeni açılacak olan maden ocağının meralarının üçte birini kapsadığını ifade eden Tatlı şöyle konuştu:
“Var olan yeni açılacak, ruhsatı alınmış yer tamamiyle bizim meralarımızın üçte birini kapsıyor. Bizim o meralarda içme-sulama sularımız, bahçelerimiz, hayvanlarımızı otlattığımız alanlarımız var. Bizim oradan kültürel meyvelerimiz alıç-kuşburnumuz var. Tamamiyle doğamızı katlediyorlar. Köylüler ve çevre halkı olarak biz buna tamamiyle karşıyız. Bu benim sadece şahsi düşüncem değil, köylülerimiz de bunu kabul etmiyor. Biz Hanyolu Platformu olarak doğaya, çevreye zarar verecek her türlü çalışmanın karşısındayız ve bu platform var olduğu sürece de karşı olacağız.”