HDK Emek Meclisi’nin düzenlediği Emeğin Forumu”nda bir araya gelenler birlikte mücadele etmenin önemine değinerek, yeni bir örgütlülük sağlamanın şart olduğunu söyledi.
Forum ilk olarak mücadele alanlarında hayatlarını kaybedenler anısına saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimi gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan HDK İstanbul Meclisi Eşsözcüsü Erkan Tepeli şunları ifade etti:
“Özel bir süreç içerisinden geçilmektedir. İşçi ve emekçilerin mücadele ettiği, direndiği bir süreç yaşanıyor. Ülkede ekonomik kriz derinleşmektedir. Bu krizin karşılığını yoğunlaşan zamlardan görmekteyiz. Bununla birlikte işçi ve emekçilerin direnişleri dağınık ve parçalı bir şekilde bunu birlikte güçlendirilerek yapılmalıdır. Ortak hedefler ve amaçlar ortaya konulmalıdır.”
Açılış konuşmasının ardından söz işçi ve emekçilere bırakıldı.
Migros işçisi: Direnerek kazanacağız!
Migros direnişçisi söz alarak şunları ifade etti:
“Biz emeğimiz hakkımız için direniyoruz ve direneceğiz. Emeğimizi ve onurumuzu kimseye teslim etmeyeceğiz. Yaklaşık 3 ay önce içten çıkartıldım ama çıkartılmama arkadaşlarım izin vermedi. Birbirimize sahip çıktık. Ancak asgari ücret süreci ile birlikte yaşadığımız ekonomik sıkıntılar ve patronun zam vermemesi üzerine direnişe geçme kararı aldık. Polis baskısıyla zorla fabrika dışarısına çıkartıldık ve gözaltına alındık. Bunun sonucunda ben dahil 257 kişi çıkartıldı. Patron saldırıyorsa bu şekilde, bizler de direnerek kazanacağız.”
Çiftçiler ayakkabı işçisi: Yönetim geri adım atmak zorunda kaldı
Çiftçiler ayakkabı işçisi söz alarak şunları vurguladı:
“Biz çiftçiler ayakkabıda pandemi başlamadan önce, fabrika patronu tüm işçilerle toplantı yaptı ve herkes 3 aylık ücretsiz izne çıkartıldı. Bizler 3 ay boyunca 1100TL ile geçinmeye çalıştık ve 1 Haziran’da iş başı yaptık. Yöneticiler hukuksuzluk yapmaya çalıştı, bizler bu duruma kabul etmedik. 3 Haziran günü tüm işçilerle üretimi durdurduk ve haklarımıza sahip çıktık. Yöneticiler geri adım atmak zorunda kaldı. Daha sonra DERİTEKS sendikasına üye faaliyeti yaptığım için işten çıkartıldık. Mücadele etmeye devam ediyoruz ve edeceğiz”
SML Etiket işçisi: Haklarımıza sahip çıkmalıyız
DEV TEKSTİL üyesi SML Etiket direnişçisi şunları ifade etti:
“Bizler uğradığımız haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı 136 gün fabrika önünde direndik, mücadele ettik. İktidar ve sermaye biz işçi ve emekçilere dönük saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Emeğimize hakkımıza sahip çıktığımızda karşımıza kolluk kuvvetleri çıkartılmaktadır. Işkence ile gözaltına alınıyoruz. Biz işçi ve emekçiler emeğimize hakkımıza sahip çıkmalıyız ve bu mücadeleyi büyütmeliyiz.”
Geri dönüşüm işçisi: Emeğimizle yaşamaya çalışıyoruz
Geri Dönüşüm Derneği işçisi de söz alarak “Bizler geri dönüşüm emekçileriyiz. Bizler katı atık toplayarak hayatlarımızı idame ettirmeye çalışıyoruz ama iktidar tarafından bizlere de saldırılmaktadır. Arkadaşlarımız gözaltına alındı, tutuklandı. Biz kimseden bir şey istemiyoruz. Bizler emeğimizle çalışarak yaşamaya çalışıyoruz” dedi.
Emekli bir işçi “Bizler emekli olduk ama yaşamlarımızı idame ettiremiyoruz ve bunun için çalışmak zorunda kalıyoruz. Bunun için biz emekliler de mücadele etmeliyiz” dedi.
Salcomp işçisi: Birlikte direndik, kazandık!
Salcomp işçisi şunları ifade etti:
“Bizler, fabrikada yaşadığımız sorunlara artan baskılara ve mobbinglere karşı, örgütlenmeye çalıştık. Sendikalaşma çalışmamız yöneticilerin kulağına gidince fabrika yöneticiler saldırıya geçti. Biz de işten atmalara karşı direnişe geçtik ve yılmadık. Direnişi birlikte hareket ederek kazandık ama sorunlarımız komple çözülmüş değil. Bizim bu süreçte öğrendiğimiz şey birlikte hareket etmeyi ve birlikte davranmayı öğrendik. Bizler yaşadığımız sorunlara karşı mücadele etmeliyiz. Boyun eğmemeliyiz.”
“Biz işçi ve emekçiler tabandan örgütlenmeliyiz”
Yeni Dünya İşçi Gazetesi adına yapılan konuşmada şunlar belirtildi:
"Biz işçi ve emekçileri politikleştirmediğimiz sürece devrimcileştiremediğimiz sürece bu barbar düzen devam edecektir. Bugün sendikaların çoğunluğu sermayenin elindedir. İşçileri ve emekçileri kontrol altında tutuyorlar. Bizler bu barbar düzeni örgütlenerek mücadele ederek yıkabiliriz. Bu düzen ve sendikalar biz işçi ve emekçilere bir şey sağlamayacaktır. Bizim mücadeleden başka bir seçeneğimiz yok. Biz işçi ve emekçiler tabandan örgütlenmeliyiz”
Forumun 2. bölümü: Neler yapmalıyız?
Yapılan konuşmaların ardından foruma ara verildi. 2. oturum “Yaşanılan sorunlara karşı neler yapmalıyız” başlığı altında açıldı.
Mayısta Yaşam Kooperatifi adına yapılan konuşmada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün parçalı olarak gelişen işçi direnişleri bizim için çok önemli. Işçiler işten atıldıklarında yaşadıkları sorunlara karşı işçiler hızlıca hareket edebiliyor ve sendikaya üye olabiliyorlar. Ama bugün bir diğer kesim olan göçmen işçiler hiçbir haktan yararlanamıyor. Bunlar içinde mücadele etmeliyiz. Talepleri ortaklaştırmalıyız ve tüm işçileri bir araya getirmek için mitingler ve eylemler örgütlenmelidir.”
DEM-SEN adına yapılan konuşmada “Kürdistanda ve tüm bölgede direnen tüm işçi ve emekçileri selamlıyorum. Bizlerin yaşam koşulları her geçen gün zorlaşıyor ve özellikle biz emekliler yaşamlarımız çekilmez hale geliyor. Bizler mücadele etmeliyiz. Birlikte hareket etmeliyiz. Taleplerimizi ortaklaştırmalıyız. Bizler haklarımızı tek başına olamayız. Yapmamız gereken birleşik mücadeleyi örgütlemektir” denildi.
Bir mobilya işçisi söz alarak “Var olan direnişler birleşmelidir. Direnişler ortaklaşmalıdır. Bütünleştiğinde kitleselleştiğinde tüm işçi ve emekçilere moral olacaktır. Böyle olmadığı koşullarda her şey sınırlı kalacaktır” dedi.
Göç İzleme Derneği psikoloğu “Bizler STK’lar, sendikalar ve dernekler üzerinden herkese ulaşmamız gerekiyor. Yaşamlarımız zorlaşıyor. Sınıf, din ayrımı olmaksızın mücadele edilmelidir. Bizlerin sorunları giderek artarken, mülteci ve göçmen işçilerin sorunları da artmaktadır. Daha dün dört göçmen işçi sermaye tarafından katledildi. Bizler ölmemek ve yaşamak için mücadele etmeliyiz” dedi.
HDP Milletvekili Musa Piroğlu yaptığı konuşmada her yer de işçilerin harekete geçtiğini belirten konuşmasında “bu hareketlilik sermayeyi korkutmaktadır” dedi. Piroğlu konuşmasında “Bugün zamlara ve yoğunlaşan saldırılara da DİSK olmak üzere var olan tüm konfederasyonlar sessiz kalmaktadır” diyerek sendikal bürokrasinin uğursuz rolüne işaret etti.
DEV TEKSTİL üyesi SML Etiket direnişçisi şunları ifade etti:
“Bizler anayasal hakkımız olan sendikaya üye olduğumuzdan dolayı işten çıkartıldık. Krizin faturasını bize kesmeye çalıştı. Direnişimizden dolayı polislerin üzerimizde uygulamadığı baskı ve mobbing kalmadı ama bizler yılmadık. Ve mücadele ettik. Bugün geldiğimiz koşullara baktığımız da yoksullaşmaya devam ediyoruz. Sermaye gücünü iktidardan alıyor bizlerde gücümüzü birliğimizden ve örgütlülüğümüzden alıyoruz. Bizler yaşadığımız her türlü sorunlara karşı mücadele etmek zorundayız”
HDK Emek Meclisi üyesi sözlerine işçi sınıfı mücadelesinde ölümsüzleşen İsmail Kaplan, Ethem Coşkun ve Alaattin Karadağ’ı anarak başladı ve şunları ifade etti:
“Ülkede sendikaya üye olmak anayasal hak deniyor ama bugün bu hak patronlar tarafından tanınmıyor. Biz işçi ve emekçiler sadece ekonomik mücadele vererek istediklerimizi alamayız. Biz işçi ve emekçiler siyasallaşmalıyız. Tek başına sendikalar içerisinde ekonomik mücadele vermemiz bir şeyi değiştirmeyecektir. Bunu Greif direnişinde işçileri satan sendikadan ve diğerlerinden biliyoruz. Bizler din, dil, ırk ayırt etmeden işçi ve emekçiler olarak sadece ekonomik mücadele değil siyasal mücadele vermeliyiz. Biz öncü işçiler bir araya gelerek mücadeleyi büyütmeliyiz.”
HDK Emekliler Meclisi adına yapılan konuşmada “İşçi sınıfı olarak doğru ilerleyemediğimiz için daha fazla yoksullaşıyoruz ve ücretli kölelik düzenini yaşıyoruz. Bunun için yapmamız gereken işçi meclislerini oluşturmalıyız. İşçiyi yaşamın içerisinde örgütlenmeliyiz. Biz emeklilerden bahsedersek de yaşamlarımız zorlaşıyor. Biz emeklilerde birlikte emekliler meclisi oluşturarak örgütlenmeliyiz” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından kapanış konuşması ile forum sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul