Açlık grevi ve ölüm orucu direnişlerini sürdüren tutuklu Grup Yorum üyelerinin de aralarında bulunduğu yedi kişinin davası bugün görüldü. Mahkeme heyeti Barış Yüksel’in adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verirken, ölüm orucundaki İbrahim Gökçek de dahil diğer 6 kişinin tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Grup Yorum üyelerinin avukatlarının da aralarında olduğu Halkın Hukuk Bürosu avukatları müvekkillerinin adalet talebine ses olabilmek için bugünkü duruşmada açlık grevinde olduklarını açıkladı. Duruşma öncesinde adliye önünde “adalet nöbeti” eylemi yapıldı ve basın açıklaması gerçekleştirildi.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın başında Avukat Yaprak Tükmen, reddi hakim talebinde bulundu. ÇHD’li avukatların davasında aynı heyet ve hakimin olması nedeniyle tarafsızlığının gölgelendiğini belirten Av. Türkmen şunları söyledi:
“Bu mahkemenin skandal kararlarından biri Atilla Taş, diğeri Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder’e hapis cezasına hükmedilmesiydi. Yine birçok akademisyen Akın Gürlek’in başkanlığını yaptığı mahkemelerde ceza almıştır.”
Mahkeme Başkanı, “kötü niyetli ve yargılamayı uzatmaya dönük olduğu” gerekçesiyle reddi hakim talebini reddetti. Avukat Sinan Zincir, bu kararı da reddettiklerini ve heyetin esasa ilişkin işlem yapmaması gerektiğini ifade etti ancak bu talep de reddedildi.
“Saray soytarısı olmadık”
242 gündür açlık grevinde olan ve yılın başında ölüm orucuna başlayan İbrahim Gökçek savunmasını oturarak yapabildi. “Bir halk sanatçısı olarak yaşamak istiyorum, Grup Yorum önündeki bütün engellerin kaldırılmasını istiyorum” diyen Gökçek, herkese teşekkür ederek, yanlarında olduklarını bildiğini ifade etti. Ardından dava süreci ile bilgi veren Gökçek şu beyanlarda bulundu:
“Dava dosyası bize Salı günü geldi ve 1000 sayfadan fazlaydı, inceleme fırsatımız olmadı. Asıl savunmamı yapmak için süre istiyorum. Ancak bugün buraya geldim ama bu salona bir kez daha gelebilir miyim, izlemeye gelenler tekrar beni görebilir mi bunu bilmiyorum. Ölebilirim, sakat kalabilirim, hafızamı kaybedebilirim. Her şey olabilir. O nedenle söylemek istediklerimi söylemek istiyorum.
“Ben kimim? Halil İbrahim Gökçek. 15 yıllık Grup Yorum emekçisiyim. Mahsuni Şerif, Pir Sultan nasıl sanat yaptılarsa aynısını yapmaya çalıştık. Saray soytarısı olmadık. Besteler yaptım, bas gitar sanatçısıyım. Onlarca konserde yüz binlerce insana konser verdim. 2016’daki OHAL’e kadar böyle devam etti.”
İtirafçılara, sahte, hazırlanan düzmece iddianamelere atıfta bulunarak savunma yapan Gökçek Mahkeme Başkanı müdahalesiyle karşılaştı. Gökçek de “Neden sözümü kesiyorsunuz? Bu düşmanlık neden? Bu anlattıklarımı yaptığımız için buradayız” dedi. Ardından savunmasına devam ederek yaşamak istediğini söyledi.
Emel Yeşilırmak’ın savunmasına geçildi. Yeşilırmak haksız ve hukuksuz süren yargılama sürecine değindi ve hak mücadelesi verdiğini ifade etti.
Mahkeme heyetinin muhalefeti susturmaya hizmet ettiğini işaret ederek söze başlayan Ümit İlter ise savunmasında şunları söyledi:
“Sıkıyönetim mahkemelerini gördük. DGM'leri gördük. Müptezel Zekeriya Öz'ü gördük. Şimdi de sizi görüyoruz. Biz 12 Mart balyozundan bu yana bu mahkemeleri görüyoruz.
“Kararınız baştan belli olduğu için hukuki prosedürleri tamamlamak bile size zul gelebilir. Biliyoruz. Sizin hukuki yargılama yapacağınıza da tarafsızlığınıza da güvenmiyorum. Sizi reddediyorum. Tahliyemi, arkadaşlarımın tahliyesi ve beraatlarını talep ediyorum.”
Ümit İlter’in ardından Sadık Eroğlu adil bir yargılanma talebinde bulundu. 190 gündür açlık grevinde olan Grup Yorum üyesi Barış Yüksel de mühendis olduğunu ve emekçiler için çalıştığını ve müzik yaptığını ifade etti.
“Müvekkillerimin saklanması, öz savunma içinde bulunması insanidir”
Duruşmaya verilen aradan sonra ilk sözü Av. Hüseyin Boğatekin aldı. “Müvekkilim İbrahim Gökçek 242 gündür ölüm orucunda. Üstüne basa basa söylüyorum, 242 gündür ölüm orucunda” dedi. Polisin mahkemeden çıkarılmamasına tepki gösteren Av. Boğatekin şunları ifade etti:
“Terör arananlar listesindeyseniz, polisin silah kullanma yetkisi doğrudan kullanılabilir hale geliyor. Sokak ortasında vurulabiliyorsunuz. Müvekkilin saklanması, öz savunma içinde bulunması insanidir. Gözaltında ifade vermediniz, slogan attınız, susma hakkı kullandınız diyerek örgüt tavrı gösterildiği iddia ediliyor. Yasada tutanağın düzenlenmesi usulü açıktır. Kişinin susma hakkını kullanması onu örgüt üyesi yapmaz.”
Av. Sinan Zincir davanın siyasi bir dava olduğunu hatırlatarak şu vurgularda bulundu:
“‘Örgütsel tavır’ gibi laflarla savunmayı bölmeye çalıştınız. Biz İbrahim'in hatrına yükseltmedik sesimizi. Ama usul gereği talebimizi sunduk. Siz tutanağa bile geçirdiniz. Bu bir siyasi davadır. Müvekkiller siyasi beyanlarda bulunacaklardır. Çünkü müvekkil siyasi iradenin kararıyla, siyasi iradenin talimatıyla, bizzat İçişleri Bakanı'nın talimatıyla tutuklanmışlardır.”
Bu tür davaların aynı heyete verilmesini teşhir eden Zincir’in ardından Av. Muharrem Erdoğan savunma yaptı. Av. Erdoğan, itirafçı ve gizli tanık beyanlarına dair konuştu. “Tek bir tanık beyanıyla 200-300 kişi gözaltına alınabiliyor, tutuklanabiliyor. Ama aynı tanık ‘ben işkence gördüm, tehdit edildim’ deyince işkenceciler için haklarında dava açılmıyor” diyen Erdoğan işkenceciler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Söz alan Av. Ozan Doğan “Bu davada siyasi iktidarın yargı üzerindeki baskısını çok net görüyoruz, mahkemeniz de bu konuda araç olarak kullanılmaya çalışılıyor. Müvekkilimizin kaçma şüphesi yoktur, tahliyesini talep ediyoruz” dedi.
“Adaleti ölecek kadar çok isteyecek bir müvekkilim var”
Av. Görgün Danacı da yaptığı savunmada müvekkillerinin beraatini talep etti. Sonrasında sovunma yapan Av. Yaprak Türkmen, “Bu görülen mahkemeler içinde sadece siz hükümle birlikte tutuk devam kararı verdiniz. Bu hukuksuz kararlarınız yüksek mahkemelerde bozulacaktır” dedi. Avukat savunmaları Av. Seda Şaraldı ile devam etti. Şaraldı ise savunmasında “Adaleti ölecek kadar çok isteyecek bir müvekkilim var. Bu nedenle müvekkilin tahliyesini talep ediyoruz” dedi.
Sadece Barış Yüksel’e tahliye
Savcı tüm sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi yönünde bir mütalaa verdi. Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sadece Barış Yüksel'i haftada bir gün imza verilecek şekilde adli kontrol ile tahliye etti. İbrahim Gökçek dahil diğer tüm tutuklu müvekkillerin tutukluluk halinin devam kararı ile dava Silivri'de görülmek üzere 26-27 Mart 2020 tarihine ertelendi.