Ozan Gündoğdu
2018 yazında yaşanan kur şoku, 2019 yılı boyunca sürecek bir bunalımın tetikleyicisi oldu. Ekonominin sermaye cephesi konkordatolarla uğraşırken emek cephesi işsizlik sarmalına girdi. Ancak her iki kesimin de ortak sorunu yüksek borçluluktu. Gerek emekçilerin kredi kartı ve tüketici kredisi borçları, gerekse sermayedarların ticari kredi borçları 2019’a girerken artık sürdürülebilir olmaktan çıkmıştı. Böylece yıl boyunca işsizlik arttı, gıda ürünlerine gelen zamlar geçim sıkıntısını artırdı. Yılın ikinci yarısına girerken artan tüketici kredileri de cabası. 2020 kışına girerken bardağı taşıran son damla yıl boyunca yüzde 30’dan fazla zamlanan doğalgaz ve elektrik faturaları oldu.
Türkiye’de, konutlarda doğalgaz, kış aylarında yaz aylarına göre yaklaşık 9 kat fazla tüketiliyor. 2018’in yaz aylarında ortalama 300 milyon metreküp olan tüketim miktarı 2019’un ocak ayına gelindiğinde 3 milyar metreküpe yaklaşmıştı. Bu nedenle kış aylarının en önemli sorunu geniş halk kesimleri için ısınma oluyor. Öte yandan 2019’un yaz aylarında yapılan doğalgaz zammının acısı 2020 kışında çıkmaya başladı. Yıl boyunca doğalgaza gelen zam oranı yüzde 33, elektriğe gelen zam oranı ise yüzde 32 oldu. Fakat kamu çalışanları enflasyon farkıyla beraber sadece yüzde 5,5 zam alırken asgari ücrete gelen zam ise sadece yüzde 15. Geniş ücretli kesimler doğalgaz ve elektrik karşısında alım güçlerini yitiriyor. Halkın bu soruna ilişkin çözümü ise üşümeyi göze alıp kombiyi çalıştırmamak oluyor. Ancak 2020 kışını soğuk yapan sadece bu değil. Doğalgaz ve elektrik faturaları sadece zamlar yüzünden cep yakmıyor. Zira halkın faturalara ayıracak parası azalıyor.
Her 4,4 ücretli bir işsizin bakımını üstleniyor
Durumu daha iyi anlamak için işsizlik ve borçluluğa odaklanmak gerekiyor. Son açıklanan ekim ayı işgücü verilerine göre Türkiye’de 4 milyon 396 bin kişi son 4 hafta içinde iş aramasına rağmen bulamadı. Ancak işsizlik yalnızca işsizlerin sorunu değil. Zira işsiz kimseler aynı zamanda başkasının geçimiyle ayakta durmak zorunla kalan ‘bağımlı nüfusun’ parçası. Örneğin 2017 ekim ayında ülkede ücretli çalışan 19 milyon 482 bin yurttaşa karşılık 3 milyon 287 bin işsiz bulunuyordu. Buna karşılık ücretli çalışan yurttaş sayısı aradan geçen 2 yılda neredeyse artmadı ve 19 milyon 565 kişi olarak kayıtlara geçti. Fakat işsiz sayısı 4 milyon 396 bin kişiye yükseldi. Bu haliyle 2017’de ortalama her 6 kişi 1 işsizin bakımını üstlenmek zorunda kalıyordu. 2019’a gelindiğinde ise ülkede ücretli çalışan her 4,4 kişi 1 işsizin bakımını üstlenmek zorunda kalıyor. Verilerin ölçümlendiği tarihten beri böylesi hiç yaşanmamıştı.
Çalışan başına borç yıl boyunca arttı
2020 kışında halkın diğer bütün kışlardan daha fazla borcu var. Geçimi sağlayan gelirin büyük kısmı artık borç taksitlerine gidiyor. Böylece faturalara ayrılan para giderek azalıyor. 2019 Ocak ayında 396,2 milyar lira olan tüketici kredisi borcu 10 Ocak 2020 itibariyle 471 milyar liraya yükseldi. Üstelik bu süre içinde istihdam edilen kişi sayısında da azalmalar yaşandı. Dahası bu tutara bireysel kredi kartları borçları da dahil değil. Geçen kış ocak ayında 103 milyar lira olan bireysel kredi kartı borcu 10 Ocak 2020 itibariyle 115,6 milyar liraya yükselmiş durumda. Böylece faizlerin düşürülmesi piyasayı hareketlendirse de kışın daha soğuk geçmesine neden oluyor.
Kara kış daha soğuk geçecek
Sadece elektrik ve doğalgaza gelen zamlar yüzünden değil, işsizlik ve borçluluk yüzünden de 2020 kışı soğuk geçecek. Zira yurttaşlar borç taksidi ödemeleri ve ailesindeki işsizin bakımını üstlenmesi nedeniyle ısınmayı lüks sayıyor. Faturalara daha az pay ayırmaya çalışıyor.
2018 Ocak 2019 Ocak 2020 Ocak
300 metreküp doğalgaz fiyatı 344 lira 412 lira 549 lira
200 kWh elektrik fiyatı 90 lira 107 lira 142 lira
100 çalışana düşen işsiz sayısı 16,8 19,1 22,4
Bireysel kredi kartı borcu 91 milyar lira 103 milyar lira 116 milyar lira
Tüketici kredisi borcu 398 milyar lira 399 milyar lira 471 milyar lira
BirGün / 20.01.20