Tek adam rejiminin şefi T. Erdoğan, kayyım-yandaş rektör atamalarına karşı Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan ve hızla diğer üniversite öğrencileri ile birleşerek kitleselleşen eylemleri hedef alan açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Eylemlerin meşruluğunu ve taleplerin haklılığını gölgelemek isteyen Erdoğan, bir kez daha “terör” demagojisini diline doladı. Eyleme destek için gelen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında “biliyorsunuz DHKP-C militanıdır” diyen Erdoğan, diğer destekçileri de “terörist” ilan etti.
Onlarca üniversiteden binlerce öğrencinin gerçekleştirdiği eylemlere katılanlar için “bunlar öğrenci değil” diyebilecek kadar zıvanadan çıkan Erdoğan, bir kez daha "Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’yu layık gördüğünü" söyledi ve öğrencilerle bir görüşme yapmayacağını belirtti.
Erdoğan’ın bu saldırıları elbette toplumsal algıyı yönetmeyi amaçlıyor. Fakat öte yandan, iktidar sözcülerinden yapılan saldırgan açıklamalar gençlik hareketinden duydukları korkunun da birer yansıması. Daha ilk günden üniversitenin kapısına kelepçe takan, estirdikleri gözaltı terörü ile hareketi kırmaya çalışan AKP-MHP rejimi, açık ki toplumsal mücadele dinamiklerinden büyük bir korku duyuyor. Bu sebeple, her toplumsal çıkışta kimyalarını bozan “Gezi Direnişi” sendromu yaşıyorlar.