Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi yaptığı açıklamayla BOUN kayyım yönetimine seslendi ve “Temsilcilerimizden elini çek!” dedi.
Açıklamada Eğitim Sen’e yönelik saldırılara dikkat çekilerek şunlar ifade edildi:
“Bu süreçte; Boğaziçi Üniversitesinde öteden beri yetkili olmuş ve etkin bir sendikal mücadele yürütmüş olan sendikamıza yönelik olarak; temsilcilik odasının kapatılması, üyelerimize ve temsilcilerimize yönelik mobbing, soruşturmalar, sürgünler, yetkiyi kaybetmemiz için bizzat yöneticiler eliyle yapılan ayak oyunları vb. sayısız keyfi uygulama ile saldırılar devam etmiştir.”
Kandilli yerleşkesinde Eğitim Sen temsilcisi Şenol Solum’um sürgününe ilişkin şunlar vurgulandı:
“Boğaziçi yönetiminin son olarak yaptığı hukuksuzluklardan birisi de Kandilli yerleşkesinde görev yapan temsilcimiz Şenol Solum’un Kilyos yerleşkesine sürgün edilmesi olmuştur. Yıllardır Boğaziçi Üniversitesinde aktif olarak sendikal mücadelenin öncülerinden olan ve büyük emekleri bulunan temsilci arkadaşımızın hiçbir idari gereklilik olmamasına rağmen, gerekçesiz bir şekilde adeta şehir dışına sürgün edilerek pasifize edilmeye çalışılması manidardır.
Daha önce de işyeri sendika temsilcimiz ve Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Film Çalışmaları Programı öğretim görevlisi Can Candan’ın mahkeme kararlarına rağmen üçüncü kez görevine son veren, yine Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi ve işyeri temsilcimiz Tolga Sütlü’nün yeniden atamasını yapmayan, yuva öğretmeni ve işyeri temsilcimiz Esra Şener’i mesleğini yapamayacağı bir birime sürgün eden kayyum Rektörün, sendikamızın çalışmalarından ve temsilcilerimizin mücadelesinden ne kadar rahatsız olduğunun farkındayız.”
Açıklamada son olarak şunların altı çizildi:
“Boğaziçi yönetimine sendikal çalışmalara yönelik her türlü baskının Anayasal bir suç olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, temsilcimiz Şenol Solum’un sürgün kararının derhal kaldırılmasını, üyelerimize yönelik her türlü mobbing ve baskıya son verilmesini talep ediyoruz. Sendikamız EĞİTİM SEN bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin haklı, meşru ve onurlu direnişinin yanında olmaya, kayyum yönetimin hukuksuzluklarına karşı hukuki ve fiili mücadelesini sürdürmeye kararlıdır.”