Diyarbakır Zindanı'nda ‘82 ölüm orucu direnişi

“Yaşamı, uğrunda ölecek kadar sevenler”, tereddüt etmeden ölümü kucaklayarak Kürt halkının direnişinin çimentosu oldular.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Temmuz 2017
  • 12:31

12 Eylül askeri faşist darbesi, ülke toplamında olduğu gibi Kürdistan'da da dizgin saldırıları hayata geçirdi. Zindanlar faşist saldırganlığın ön cephesiydi. Kürdistan üzerinden ele alırsak, faşist saldırganlığın ön cephesi Diyarbakır Zindanı'dır. Burada, siyasi tutsaklar şahsında Kürt halkı teslim alınmaya çalışıldı.

“Teslimiyet asla” diyerek ilk direniş ateşini yakan, '82 Newroz'unda PKK'li Mazlum Doğan oldu. Üç kibritle direniş ateşini harladı Mazlum Doğan. Harlanan direniş ateşi 18 Mayıs'ta daha da büyüdü. Mahmut Zengin, Eşref Anyık, Ferhat Kurtay ve Necmi Öner ‘feda eylemi’ yaparak sadece zindan direnişinin ateşini değil, beraberinde Kürt halkının direniş ateşini de büyüterek ölümsüzleştiler.

Dörtler’in ‘feda eylemi’nden kısa bir süre sonra, 14 Temmuz'da ölüm orucu direnişi başladı. ‘82 ölüm orucu direnişinde 9 Eylül günü Kemal Pir, 12 Eylül'de M. Hayri Durmuş, 15 Eylül'de Akif Yılmaz ve 17 Eylül'de Ali Çiçek ölümsüzlük burçlarına çekildiler.

Kemal Pir 1952 yılında Gümüşhane'nin Torul ilçesine bağlı Güzeloluk köyünde doğdu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde okudu. Kemal Pir, marksist oluşunu ve mücadelede yer alışını şöyle ifade etti: “Ben araştırır incelerken ve tahlil etmeye çalışırken; çıplak olarak kavramaya çalıştım ve Marksizme yöneldim. Marksizmin tek doğru düşünce sistemi olduğuna, sosyalist sistemin ezilen sınıfları kurtaracağına, eşitsizliği ortadan kaldıracağına, dünyadaki eşitsizliğin kapitalist sistemden kaynaklandığına inandım, Marksist oldum, yani sosyalist oldum. Dünyayı tanımak ve bilmek benim için yetmiyordu. Dünyayı değiştirmek gerekiyordu. Değiştirmek için de mücadele etmek gerekiyordu.”

Hapishaneye giren, firar eden Kemal Pir, Filistin-Lübnan kamplarına da gitti. Geri döndükten kısa bir süre sonra tutuklandı. Kemal Pir ölüm orucunda net duruşunun temelini şube sürecini anlatırken ortaya koyuyor: "Düşman bize her türlü işkenceyi yapmakta ve en kutsal değerlere saldırmakta kendini özgür görüyor, ama biz devrimciler de direnmekte özgürüz ve düşmanı bir saat daha uğraştırmak için bile olsa adımı da kabul etmeyeceğim." Kemal Pir, Diyarbakır zindanlarındaki işkencenin komutanı Esat Oktay Yıldıran'ın cezalandırılmasını vasiyet olarak bırakıyor. Esat Oktay'ı halk otobüsünde cezalandıran da, “Laz Kemal'in selamı var!” dedikten sonra tetiği çekti.

M. Hayri Durmuş Bingöl'de doğdu. Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne girdikten sonra PKK saflarında yer aldı ve PKK'nin kurucu Merkez Komite üyelerinden biri oldu.
Akif Yılmaz Ardahan'ın Beşiktaş köyünde 1956 yılında dünyaya gelmiş bir emekçi çocuğudur. Emekle çok küçük yaşta tanışır. Akif Yılmaz, Kars’ta PKK'ye katılan ilk kişilerden birisidir.

Ali Çiçek Urfa’nın Hilvan ilçesinin Kabahaydar köyünde, 1961 yılında doğdu. PKK'yle henüz çocuk yaşlarında tanışır ve katılma kararı verir. Yaşına göre oldukça olgun, oturaklı ve ciddi bir kişilik yapısına sahiptir. Katılımı da son derece ciddidir. Yoldaşlarının ifadesiyle ‘Kızıl Yıldız Ali’ yakalandıktan sonra uzun bir süre gözaltında tutulmasına, ağır işkence görmesine rağmen sonuna kadar tavizsiz bir tutum sergilemiştir.

M. Hayri Durmuş ölüm orucu direnişçilerinin karakterini özetliyor “Biz yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyoruz” sözleriyle. Onurlu, teslimiyete kapı aralamayan yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyorlardı. Bu yüzden ölümü tereddüt etmeden kucakladılar. “Yaşamı, uğrunda ölecek kadar sevenler”, tereddüt etmeden ölümü kucaklayarak Kürt halkının direnişinin çimentosu oldular.

H. Ortakçı