Dinci-gerici AKP rejiminin son 20 yıl içerisinde insanların yaşam alanlarını, doğal-tarihsel zenginlikleri maden şirketlerine peşkeş çektiği biliniyor. Sadece son 6 ay içerisinde bu tür şirketlere 800’e yakın ruhsat verildi. Pandemi koşullarını bir fırsata dönüştüren bu maden kapitalistleri ülkenin doğasını ve yaşam alanlarını hunharca talan ettiler ve etmeye devam ediyorlar.
Bununla birlikte, bu çığırından çıkmış talanlar, yerel halk tarafından çok sayıda direnişle karşılandı. Bu direniş alanlarından biri de Malatya’nın Doğanşehir İlçesine bağlı Dedeyazı Köyü’dür.
Dedeyazı köylüleri 2002 yılından beri her türlü baskı ve tehdide rağmen maden işletmesinin yarattığı vahşi talana karşı “Yaşam alanlarımız bizimdir dokundurmayız” şiarıyla onurlu bir mücadele veriyor. Bütün hukuki süreçlere rağmen maden işletmesi kendisine tahsis edilmiş olan sahayı fiili olarak genişletmiş ve köylülerin yüzyıllardır kullandıkları yol alanlarını ve su kaynaklarını kullanılamaz hale getirdi.
Köylülerin kendi üretim alanları için kullandıkları yol şirket tarafından bir süredir kapatılmış bulunuyordu. Son olarak 19 Mart günü bahçelerine gitmek isteyen köylüler şirket yetkililerinin fiili saldırısına uğradı ve bu yetmezmiş gibi yolun şirket faaliyet alanı içinde olduğu iddia edilerek köylüler tehdit edildi.
Bu duruma kayıtsız kalmayan ve yıllardır bir direniş geleneği oluşturan Dedeyazı köylüleri bir kez daha kadınların öncülüğünde şirket sahasına yürüdü ve kolluk güçleriyle karşı karşıya geldi. Maden sahasında yaptıkları basın açıklamasında köylüler, bu son saldırının bardağı taşırdığını ve bundan sonra olacaklardan yetkililerin ve maden işletmesinin sorumlu olduğunu ve mücadelelerinin daha da büyüyeceğini vurguladı.