Hazine ve Maliye Bakanı, aynı zamanda Erdoğan’ın damadı olan Berat Albayrak her fırsatta kamu borçluluğunun ne kadar düşük olduğunu anlatıp duruyor. Öte yandan başında bulunduğu bakanlığın resmi verileri Albayrak’ın görev süresi boyunca kamu borçluluğunun katlandığını ortaya koyuyor. Sadece merkezi yönetimin 30 Haziran itibariyle toplam borcu 1 trilyon 631 milyar 217 milyon liraya çıkmış durumda.
Okumakta dahi zorlanılan bu borç tutarının bu denli artmasının temel nedeni ise Hazine’nin döviz cinsi borçları. Döviz yukarı yönlü hareket ettikçe Hazine’nin de toplam borcu böylece katlanıyor.
Nasıl bir hazine devraldı?
Ozan Gündoğdu’nun BirGün’de yer alan haberine göre Albayrak 10 Temmuz 2018’de göreve başladı. Bu tarih itibariyle “enkaz devraldı” denilemez ancak Hazine’nin parlak bir bilançosu da bulunmuyordu. 30 Haziran 2018 itibariyle sadece merkezi yönetimin 969 milyar 940 milyon TL borcu vardı.
Bu borcun yüzde 42’si yani 409 milyar 481 milyon lirası döviz cinsindendi. Dolar kurunun 30 Haziran 2018 tarihi itibariyle 4,57 TL olduğu düşünülürse Albayrak 89,6 milyar dolar kadar döviz cinsi borç ve buna ilaveten 560 milyar 459 milyon TL kadar da Türk Lirası cinsi borç devraldı.
2 yılın sonunda bilanço ne?
Göreve geldiğinde 969,9 milyar TL borcu bulunan merkezi yönetimin Albayrak yönetimindeki 2 yılın sonundaki borç tutarı 1,63 trilyon TL. 2 yılda borç stokundaki artış oranı yüzde 68!
Ancak borcun tutarındaki artıştan daha tehlikeli olan ise Albayrak döneminde özellikle döviz cinsinden borçlanmanın tercih edilmiş olması. Göreve geldiğinde Hazine’nin 409,5 milyar TL (89,6 milyar dolar) değerinde döviz cinsi borcu bulunurken 30 Haziran 2020 itibariyle döviz cinsi borcun tutarı 818 milyar 397 milyon TL. Döviz cinsinden borcun artış oranı tam yüzde 100!
Bu artışın büyük kısmı son iki yılda dolar kurunda yaşanan yükselmeden kaynaklanıyor. Sonuç olarak aynı dönemde dolar kuru 4,57 liradan 6,85 liraya çıktı. Ancak Albayrak herkesin dolar satın alarak alım gücünü korumaya çalıştığı dönemde bir de dövizle borçlanmayı tercih etti. Kendisi, göreve geldiğinde 89,6 milyar dolar döviz cinsinden borç bulunurken 30 Haziran 2020 itibariyle döviz cinsi borcun değeri 119,5 milyar dolar.
Kur artışının etkisi ne?
30 Haziran itibariyle Merkezi Yönetimin 818,4 milyar TL’lik döviz cinsinden borcu bulunuyor. O tarihte dolar kurunun 6,85 TL’ye karşılık geldiği düşünülürse Merkezi Yönetimin 119,5 milyar dolar kadar borcu bulunuyor. Bu durumda dolar kuru her 1 kuruş arttığında merkezi yönetimin de borç stoku 1,2 milyar artıyor. Dolar kuru 10 kuruş arttığında Hazine’nin üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yıllık bütçesi kadar ek maliyet yükleniyor.
Ya faiz artırılır dolar düşerse?
Hazine dört bir yandan kuşatma altına alınmış durumda. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın geçmiş verileri incelendiğinde bugünkü kara tablo daha belirgin hale geliyor. Örneğin 2012 sonunda merkezi yönetimin borcunun yüzde 27’si döviz cinsindenken 2017 sonunda bu oran yüzde 39’a çıktı. Albayrak döneminde artan döviz borçluluğuyla beraber 30 Haziran 2020 itibariyle merkezi yönetimin borcunun artık yüzde 49’u döviz cinsinden. Çünkü Türk Lirası’na güven azaldığı için kimse lira cinsinden borç vermeyi tercih etmiyor. Lira cinsinden borç verenler de giderek daha yüksek oranlarda değişken faiz istiyor. Yani Türkiye’nin istikrarına güvenilmiyor. Böylece piyasa faizleri artınca da Hazine’nin faiz ödemeleri daha yüksek oranlarda artıyor.
Merkezi yönetimin 30 Haziran 2020 tarihi itibariyle 822,8 milyar TL tutarında lira cinsinden borcu bulunuyor. Geçen yılın aynı döneminde bu borcun 609,5 milyar TL olduğu düşünülürse son 1 yıldaki TL cinsi borç artışı yüzde 35. Bu borcun bir kısmı sabit faizli iken bir kısmı değişken faizli. Faizlerdeki artış beklentisi yüzünden borç vericiler sabit faizli borç vermek istemiyor. Böylece merkezi yönetimin TL cinsinden borçlarının yüzde 35 arttığı son 1 yılda değişken faizli TL cinsi borç tutarı yüzde 57 artmış durumda. Geçen yıl 83,7 milyar TL olan değişken faizli borçlar bu yıl 131,6 milyar liraya yükseldi. Başka bir ifadeyle faiz artarsa da Hazine’nin faiz yükü eskisinden çok daha hızlı artacak.
Kimi kurumların bütçeleri üzerinden kıyaslandığında kur artışı sonucu ortaya çıkan borçlanmanın tablosunu anlamak daha kolay olacaktır:
1 kuruş arttığında borç artışı = ÖSYM’nin 1,5 yıllık harcaması
5 kuruş arttığında borç artışı = Cumhurbaşkanlığı’nın 2 yıllık harcaması
10 kuruş arttığında borç artışı = Diyanet İşleri’nin 1 yıllık harcaması
50 kuruş arttığında borç artışı = Sağlık Bakanlığı’nın 1 yıllık harcaması