Cumartesi Anneleri, 736. hafta eyleminde Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetini sordu. Galatasaray Meydanı’ndaki yasak nedeniyle yine İHD İstanbul Şubesi önünde ve polis ablukası altında yapılan eylemde basın açıklamasını kayıp yakınlarından Besna Tosun okudu.
Askerî diktatör Videla rejiminde, askerî diktatör Pinochet rejiminde, askerî diktatör Evren rejiminde annelerin cezaevleri önünde meydanlarda yaptıkları eylemlerle seslerini dünyaya duyurduğunu belirten Tosun şunları söyledi:
“Erdoğan rejiminde Cumartesi Anneleri’nin kaybedilen evlatları için Galatasaray’dan seslerini duyurmaları engelleniyor.
Erdoğan rejiminde, açlık grevindeki evlatları ölmesin diye hapishaneler önünde buluşarak seslerini duyurmaya çalışan anneler engelleniyor.”
Suruç Katliamı’nda kaybettiği evladının cenazesinde ağıt yakan Besra Erol’un tutuklanmasını da teşhir eden Tosun, bu hukuksuzluklara ve gayrımeşru uygulamalara son verilmesi çağrısı yaptı.
Açıklamanın devamında ise 27 yıl önce 4 Mayıs 1992’de İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetini sormak için buluştuklarını belirtti.
Yaman ve Gül’ün daha önce de gözaltına alındığını ve ölümle tehdit edildiğini belirten Tosun şunları aktardı:
“Hüsamettin Yaman, 2 Mayıs 1992 Cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs Pazartesi günü ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi ‘Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade’de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun’ dedi.”
Ailelerin tüm başvuru ve çabalarına rağmen Yaman ve Gül’ün gözaltına alındığının inkar edildiğini söyleyen Tosun, ancak daha sonra itirafçı olan özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladığını belirtti.
Bu itirafın ardından ailelerin yeniden yaptığı başvurunun da yargı koridorlarında sürüncemede bırakıldığı ve bir sonuç alınamadığını anlattı.
Bu adaletsizliğe son verilerek Yaman ve Gül için adalet talebiyle basın açıklamasını sonlandırdı.
Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman ise devletin adaletsizliğini teşhir ederek “Kardeşlerimizi elimizden alarak bizi eksik bıraktılar. Ama bu bizim yalnızca iç dünyamızın eksikliği değil; devletin, aklın ve kanunun eksikliğidir. Eğer yaşam üzerinden bir hak ölenler üzerinden de savunulabilecekse bu coğrafyada, biz bunu sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.
Konuşmaların ardından 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle, seslerini duyuran basın emekçilerine karanfillerini veren kayıp yakınları eylemi sonlandırdı.
Kızıl Bayrak / İstanbul