Comandante Che Guevara devrim davamızda yaşıyor!

Küba Devrimi’nin emektar önderi Ernesto Che Guevara’yı ölümünün 53. yılında saygıyla anıyoruz…

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 09 Ekim 2020
  • 07:38

Ernesto Che Guevara 14 Haziran 1928 günü Arjantin’in Rosario kentinde İspanyol ve İrlanda asıllı bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelir. Ailesinin orta sınıfa mensup ve sol düşüncelere yakın olması Ernesto Che Guevara’nın gelişimini büyük oranda etkiler. Daha çocuk yaşlarda Jules Verne, Jack London gibi maceracı yazarların kitaplarını, liseli yaşlarda ise Pablo Neruda’nın şiirlerini, Bertrand Russell ‘in toplum felsefesi üzerine yazdığı kitapları okumaya başlar. Küçük yaşlarda astım hastalığı teşhisi konulmasına rağmen çok sevdiği rugby oyununu oynamaktan vazgeçmez. Yaşamı boyunca astım hastalığı karşısına birçok sıkıntı çıkarsa da O, düşlediği dünyanın özlemi ile mücadelesine devam etmiştir.

Che, liseyi bitirdikten sonra 1948 yılında Buenos Aires Üniversitesi’ne tıp eğitimi almak için girdi. Tıp eğitimi aldığı sırada biyokimyager arkadaşı Alberto Granado ile birlikte Latin Amerika turuna çıktılar. Che Guevara’nın yaşamını ve düşüncesini geliştirmesi ise bu geziler ile birlikte olur. Gezdikleri Latin Amerika ülkelerindeki görmüş olduğu açlık, yoksulluk, ezilmişlik, sömürü koşulları ve baskılar Che Guevara’nın düşüncesini şekillendirdi. Dünyanın iki sınıfa bölündüğünü, büyük bir kesimini oluşturan emekçiler kötü yaşam koşulları içerisinde ezilirken, bir kesim zenginin ise lüks içinde yaşadığına tanık oldu. Latin Amerika gezi sırasında Peru’da tanıştıkları doktorlar ile salgın hastalıklar için kurulan hastanede Alberto Granado ile gönüllü olarak iki hafta boyunca çalıştı. Latin Amerika macerasından sonra ara verdiği tıp eğitimini 1953 yılında bitirerek diplomasını aldı.

Che, Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra tekrardan Latin Amerikan’ın birçok ülkesini gezer. 1953 yılının sonlarına doğru ise Guetemala’ya gelir ve APRA (Amerikan Popülist Devrimci İttifakı) üyeleri ile tanışır. Guetemala’da kısa bir süre sonra CIA destekli darbe gerçekleştirilir ve Che Guevara ülkeden gönderilenlerdendir. Che Guevara 1954 yılında Meksika’ya geçtikten sonra sürgünde olan Raul Castro ile tanışmıştır. Raul Castro aracılığıyla Che Guevara, Fidel Castro ile tanışır. Tanışmanın sonrasında Che Guevara Fidel Castro’nun düşüncelerine yakınlık duyar ve Batista diktatörlüğünü yıkmak için kurulmuş 26 Temmuz Hareketi’nin içerisinde mücadele vermeye başlar. Batista rejimi mücadeleyi bastırmak için saldırılar gerçekleştirir. Birçok devrimci katledilir. Che Guevara ve yoldaşları az bir sayıda kalsalar dahi Batista rejimine karşı gerilla mücadelesinden vazgeçmezler. 1959 yılının başında diktatör Batista Dominik Cumhuriyet’ine kaçar ve 7 Şubat 1959 günü Küba Devrimi ilan edilir.

Devrimin ardından Che Guevara ve yoldaşları çalışmalarına devam ederler. Commandante’nin mücadelesi Küba Devrimi ile sınırlı kalmaz. O mücadelesini Latin Amerika’nın diğer ülkelerinde yaşanan sömürünün, ezilmişliğin ve baskının son bulması için sürdürür. Che Guevara’nın mücadeleci ruhunu teslim almaya çalışan faşist diktatörler ve Amerikancı rejimler CIA eliyle Che Guevara’yı 9 Ekim 1967 günü Bolivya dağlarında katleder. Fakat, Commandante Che Guevara’nın mücadelede göstermiş olduğu cesaret ve inanç katillerini korkutmaya devam eder. Bu korkularından kaynaklı Che Guevara’nın onlarca kurşun sıkılan bedenin başında saatlerce askerler bekler.

Che Guevara’nın Latin Amerika'nın ezilen halkları için verdiği mücadele tüm dünyada yankı bulur. Bu topraklarda da derin bir etki bırakır. Bu etki 1968'in devrimci yükselişinde önemli bir rol oynar. Bu etki bugün hala sermaye devletini korkutmaya devam ediyor.  TBMM’nin 4 yıl önceki başkanı İsmail Kahraman’ın Che Guevara’ya eşkıya diyerek onun verdiği sosyalizm mücadelesini karalaması sermaye devletinin korkularının büyüdüğünü bizlere göstermiştir. Bizler Che Guevara’dan aldığımız mücadele bayrağını daha da yükseklerde tutarak sermaye devletinin korkularını büyütmeye devam edeceğiz. O’nun, sömürüye mahkûm edilmiş, faşist baskı ve zorbalığa maruz kalmış milyonlarca emekçi ve ezilen için vermiş olduğu mücadele artık bizlerin omuzlarındadır. Bizlerin bugün yapması gereken ise faşist baskılara ve sömürü koşullarına karşı devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmek ve örgütlü birlikteliğimizi güçlendirmektir. 

Küba Devrimi’nin emektar önderi Ernesto Che Guevara’yı ölümünün 53. yılında saygıyla anıyoruz…

K. Sönmez