Çocukların Beslenme Hakkı Çalıştayı, İzmir Tabip Odası Prof. Dr. Orhan Süren Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Çalıştay TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) İzmir Tabip Odası ve Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı tarafından örgütlendi.
Çalıştayda konuşma yapan Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Balkanı Uğur Toprak şunları söyledi:
“Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, enflasyon, gıdaların niteliksizliği, ırkçılık, siyasi iktidarın yetersizliği birçok aile için yeterli ve sağlıklı beslenmeyi ve gıdaya erişimi zorlaştırmaktadır. Ülkemizde son iki yıl içinde gıda fiyatlarında 4 katı aralığında bir artış gerçekleşmiş, sadece 2023 yılı Ocak-Temmuz ayları arasında gıda fiyatları yüzde 50 oranında artmıştır. Yıllardır uygulanan yıkıcı politikalar ciddi bir gıda krizine yol açmıştır. İçerisine sürüklendiğimiz gıda krizinden en çok ve kalıcı şekilde çocuklar etkilenmektedir. 2021 yılı istatistiklerine göre; Türkiye’de 18 yaş altı yaklaşık 23 milyon çocuk bulunmaktadır ve ülke nüfusunun yüzde 27’si çocuktur. Bu çocukların da dörtte üçü okul çağındadır. Son yıllardaki gözlemler okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiğini göstermektedir. Bu durum çocuk açlığının artmasına, çocukların okuldan alınmasına, çocuk işçiliğinin artmasına ve erken yaşta evlilikler gibi birçok soruna neden olmaktadır.”
“Bakanlıkların planlarında ücretsiz gıda ve beslenme yok” diyen Toprak, acil olarak atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
“-Siyasal iktidar okul ayırt etmeksizin beslenme desteği sağlayacak programları başlatmalı, tüm öğrencilere okulda ücretsiz, besleyici bir öğün vermelidir.
-Okul beslenme programları, okul ortamında olanakları yeterli olmayan öğrencilere yeterli beslenme olanağı sunarken, bütün öğrencilerin sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmasını sağlar. Aynı zamanda öğrencilerin okula devamını arttıran bir işlevi vardır. Yemek zamanı öğrencilerin sosyalleştiği bir zaman dilimi olarak, çocuklar arasındaki eşitsizliklerin azalmasına katkı sağlayacaktır. Okul beslenme programları dezavantajlı bölgelerdeki okullardan başlamak üzere tüm okullara yaygınlaştırılmalıdır. Bu konuyu organize edecek her kamu kurumu devreye girmelidir. Bu çalışmaları yürütecek ebe, diyetisyen, okul hemşiresi, gıda mühendisi vb. meslek disiplinlerinden yeterli sayıda personel istihdam edilmelidir.
-Gıda güvencesine sahip olmayan ailelere (göçmen ve sığınmacı aileler dahil) aileler destek sağlamak için, birinci basamak sağlık hizmetleri veren kurumlar ile Aile ve Sosyal Hizmetler İl-İlçe Müdürlükleri arasında koordinasyon sağlayacak bir idari mekanizma oluşturulmalıdır.
-Sağlıklı beslenme konusunda toplum genelinde farkındalık yaratmak amacıyla eğitim çalışmaları düzenlenmelidir. Gebe okulları, emzirme ve çocuk bakımı çalışmaları desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalı ve akran eğitim modelinden faydalanılmalıdır.
-Kolay ve anlaşılabilir bir içeriğe sahip halkın beslenme rehberi oluşturulmalıdır.
*Kamu kreşleri ve anaokulları yaygınlaştırılarak çocukların sağlıklı beslenmesi sağlanmalıdır.
-Çocukların sağlıklı gıdalara erişimini kolaylaştırmak için iktidar ve yerel yönetimler tarafından tarım yapan küçük üreticiler desteklenmeli, çocuklara taze ve ekolojik ürünler sunulmalıdır. Toplumun yönetim süreçlerine katılım imkanları güçlendirilmelidir.
-Tüm kamu kurumları, yerel yönetimler birinci basamak sağlık hizmetleri ile iletişime geçerek gıda krizinden etkilenen okul öncesi çocuklar için beslenme desteği sağlayacak programlar geliştirmelidir.
-Beslenme desteği tartışmalarında sadece okula giden çocuklar değil, okul öncesi çağda olan küçük çocuklar da mutlaka dikkate alınmalıdır. Okul öncesi çağdaki çocuklar sağlıksız beslenmenin doğurduğu sorunlardan etkilenen en hassas kesimi oluşturduğu unutulmamalıdır.
-Çocuk beslenmesinde önem arz eden temel gıda maddelerinde KDV kaldırılmalı, elektrik, su ve doğal gaz gibi hane bazında yapılan harcamalarda dezavantajlı ailelere indirim uygulanmalıdır.
-Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde gıda sağlığı ve beslenme birimi kurulmalıdır.
-Okullarda kantin yerine mutfak-yemekhane uygulamasına geçilmelidir.
-Okullarda sağlıklı beslenme konusu ile ilgili dersler müfredada eklenmeli ve buna yönelik olarak gıda mühendisi ile beslenme ve diyetetik uzmanları istihdam edilmelidir.
-Okullarda tuvalet dışında temiz ve içilebilir nitelikte suya erişim için çeşmeler oluşturulmalıdır.”