ESP, BDSP, Kaldıraç, TÖP, DEV TEKSTİL, Ege İşçi Birliği, Ekmek ve Onur’un “Salgına ve Kriz karşı 15-16 Haziran ruhuyla örgütlenmeye” çağrısı ile birlikte örgütledikleri eylemlerin ikincisi bugün Çiğli Organize Sanayi Bölgesi girişinde yaptı. Organize işçilerinin çıkış saati 16.00 da bir araya gelerek açıklama yaparak işçilere seslenildi.
Ajitasyon konuşmaları ile başlayan eylemde, başta 15-16 Haziran 1970’te ölümsüzleşen, Mutlu Akü işçisi Yaşar Yıldırım, Vinylex işçisi Mustafa Baylan, Maltepe Tekel işçisi Mehmet Gıdak olmak üzere mücadelede yitirdiklerimiz adına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleşti. İşçi servisleri ajitasyon ve sloganlar ile karşılandı.
Ardından eylemi örgütleyenler adına basın açıklamasını Toplumsal Özgürlükler Partisi’nden (TÖP) Julianna Gözen okudu. Bundan tam 50 yıl önce bugün, Türkiye işçi sınıfının görkemli bir direniş ortaya koyarak tarihe geçtiği belirtilen açıklamada, 15-16 Haziran’ın ön süreci hatırlatıldı. 1961 Saraçhane Mitingi, Kavel, Paşabahçe, Derby, Kozlu, Alpagut, Singer, Sungurlar gibi direnişlere değinildi ve mücadeleci işçilerin 1967 yılında DİSK’i kurduğu belirtildi. Sınıfın yükselen hareketinin karşısında sermayenin ve devletin saldırılarının sonunda “mücadelenin en ileri mevzisi olarak ortaya çıkan DİSK'i sınırlamak” olduğu belirtildi ve “İşçilerin buna karşı cevabı Türkiye'yi sarsacak bir direniş ortaya koymak olmuştur” denildi.
“15-16 Haziran’ın ruhuyla genel grev, genel direniş”
Devamında 12 Eylül askeri-faşist darbesine giden süreç aktarıldı. ‘80 darbesinden bugüne sınıfın örgütsüzleştirilip bölünerek atomize edildiği üzerinde durulan açıklamada, bugünkü korona ve salgın ile ağırlaşan krize, sermaye ve AKP-MHP iktidarının sınıfı hedef alan saldırılarına şöyle değinildi:
“Yeni başlayan normalleşme süreci işçiler ve emekçiler için değil piyasanın ayakta tutulması için yapılıyor! Salgın ile sermayenin fırsatçılık dalgası büyümüş durumda. Ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği, insanlık dışı çalışma koşulları, alınan ücretlerin düşürülmesi, koronavirüs'ün iş hastalığı kapsamına dahi alınmaması üzerine bir de kıdem tazminatının fona devri ile gasp edilmesi planı ekleniyor.”
“Sermayenin salgını fırsat bilerek işçileri İzole Üretim Alanları gibi çalışma kamplarına hapsetmek hedefleriyle de işçilerin mesai dışındaki sosyal, kültürel, siyasi hayatını abluka altına alarak, adeta bir modern köleliği dayatmaya çalıştığı ortadadır. Krizin ve salgının faturasını bizlerin sırtına yüklemek adına kıdem tazminatımız gasp edilmek isteniyor, yasalarla grev ve eylemlerimiz yasaklanıyor, fiilen örgütlenme ve toplu iş sözleşme yapma yasaklanıyor, her türlü gösteri ve yürüyüş bastırılmaya çalışılıyor. Sendikal bürokrasi ise mücadelenin önünde büyük bir engel olmaya devam ediyor.”
Son olarak 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi ışığında yeni bir döneme hazırlanma çağrısının yinelerek mücadele taleplerinin sıralandığı açıklamada, fabrika komitelerinin inşa edilmesi ve birleşik bir mücadelenin örgütlenmesi vurgusu yapıldı. Açıklama, “15-16 Haziran’ın ruhuyla 'Genel grev, genel direniş'i örgütleyelim!” vurgusuyla son buldu. Servisler geçene kadar sloganlar ile işçilerin geçişi karşılandı.
Kızıl Bayrak / İzmir