Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Ortakent Mahallesi’nde daha önceden 3. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescillenen, ancak pandemiyle mücadele edilen günlerde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile imara açılan 1.1 milyon metrekarelik arazinin Katarlılara satılacağı iddiası ortaya atıldı.
Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Ortakent Mahallesi’nde Ali Kelle Ormanı Mevkii’ndeki 1.1 milyon metrekarelik 3. Derece Doğal Sit Olarak tescillenen hazine arazisi 21 Ağustos 2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile imara açılmış, buradaki taşınmazların özelleştirilmesi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na yetki verilmişti.
"140 futbol sahası büyüklüğünde bir alan"
26.12.2016 tarihinde onaylanan Aydın-Muğla-Denizli 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda, birçok yeşil alan çeşitliliğini içinde barındırdığı belirtilen alan, yarımadanın akciğerleri olarak görüldüğü için kamu yararına kullanılması bekleniyordu. Planlama amacının aksine turizm ve konut alanları üretilmesine yol açan imar düzenlemesi başta STK’lar olmak üzere halkın da tepkisini çekti. En kalabalık ilçelerden olan Bodrum’da yeni projelerle birlikte nüfus artışı öngörülüyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Osman Gürün, Ortakent Mahallesi’nde 1.1 milyon metrekarelik hazine ve doğal Sit arazisinin imara açılmasını, “140 futbol sahası büyüklüğünde halkımızın nefes alabileceği yeşil alanı imara açmak istiyorlar” diye özetleyerek 30 günlük askı sürecinde Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na itirazda bulunduklarını, itirazın kabul edilmemesi durumunda hukuki işlemleri başlatacaklarını duyurmuştu.
CHP'lilerden 'Katar'a satılıyor' iddiası
Sözcü’de yer alan habere göre, imar düzenlemesiyle ilgili en çaprıcı iddia ise CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay’dan geldi.
Erbay, “Bu ülkenin neresinde satılan kıymetli bir arazi varsa arkasından Katar çıkıyor. Son olarak geçtiğimiz aylarda Muğla Bodrum Ortakent Mahallesi’nde bir milyon metrekarelik bir alan Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirmeye açıldı. Bu doğa harikası alanın da Katarlılara satılacağı duyumları var. Dünya cenneti bu alanlar inşaata, betona boğulacaktır” diyerek, Tank Palet Fabrikası, Borsa İstanbul, Antalya Limanı, Ataköy sahilindeki kupon araziler, Kanal İstanbul Projesi güzergahındaki arazilerden sonra şimdi buraya göz dikildiğini öne sürdü.
"Hazine açığını kapatmak için Erdoğan Muğla'yı satacak"
CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç da aynı iddiayı şu sözlerle dile getirdi:
“İnsanlar, pandemi döneminde sağlık ve açlık, işsizlik derdine düşmüşken bunlar çıkan anket sonuçlarını görerek gidici olduklarını anladılar. Bu nedenle giderayak nerede hazine arazisi nerede devlet arazisi var bunları, Mehmet Cengiz’lere Katarlılara satmanın derdine düştüler. Önce onlara satacaklar sonra kendileri konacaklar.
Erdoğan gidici olduğunu gördü, burada ikinci bir Kısıklı Villaları yaptırtmak ve emekliliğini burada geçirmek için bu alanı Katarlılara satın aldıracak ardından kendisi konacak. Muğla’da tam 32 yerde, Bodrum’da on yerde jeotremal arama ruhsatı vermek için ihaleye çıktılar, çünkü hazinede para kalmadı. Tayyip Erdoğan hazine açığını kapatmak için Muğla’yı satacak.”
TBMM gündemine taşındı: Neden Cumhurbaşkanı inisiyatifinde?
Özelleştirme kararına tepki gösteren İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun ise konuyu TBMM gündemine taşımıştı. Ergun, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun Ek Madde 4’ünde; “Taşınır tabiat varlıkları hariç̧ tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunlara ilişkin koruma alanları ile ilgili olarak bu Kanunda öngörülen iş, işlem ve kararlar bakımından görevli ve yetkili bakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır” hükmünü hatırlatarak, böyle bir işlem için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetki alanına giren konularda Cumhurbaşkanlığı’nın inisiyatif kullanmasının yasal dayanağını sormuştu. Bu alanlardaki taşınmazların özelleştirilmesindeki kamu yararının ne olduğunu Meclis’e sormuştu.
Muğla halkından büyük tepki
Ağustos ayındaki imar düzenlemesi kararının ardından çevreciler ve Muğla halkı, pandemiye rağmen sık sık eylem düzenleyerek ‘özelleştirme kararından vazgeçin’ çağrısında bulundu. Ekim ayında, imara açılan alana gelen çevreciler, burada bir basın açıklamasında bulunarak Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’a seslenmişti.
Eylemde, Muğla Çevre Platformu eş sözcüsü Güney Şirin, “Ulusal ve uluslararası sermayenin sözde yatırım adı altında yapmış olduğu otel ve ultra lüks villalar ile artan yapılaşma baskısının üstüne, korumakla yükümlü kurum ve kuruluşların almış olduğu kararlar biz Bodrum sevdalılarını derinden yaralamıştır.
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çağrı yapıyoruz. Bodrum’un doğal kalmış kamu alanları üzerinde almış olduğunuz imar ve özelleştirme kararlarından vazgeçin. Bodrum sadece bizlerin değil; nesli tükenmekte olan Akdeniz Fokları, Caretta Carettalar ve tüm deniz canlıları ile kara canlılarının yaşam alanlarıdır. Bu nedenledir ki tüm canlılara karşı sorumluluğumuz bulunmaktadır” diye konuşmuştu.
Meslek odaları da karşı çıktı
Kararın ardından sivil toplum örgütleri ve odalardan da sert açıklamalar yapıldı. Mimarlar Odası Bodrum Temsilcisi Gamze Türk, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile imara açılacak alanın yaklaşık 10 yıl önce de imara açılmak istendiğini ancak Bodrumluların direnç göstermesi üzerine gündemden çıkarıldığını söyledi. Türk yaptığı açıklamada, “Bir milyon metre karelik bu hazine alanı, inanılmaz büyüklükte bir alan. Bu alanda, yüzde 20 olarak imar planlanırsa 200 bin, yüzde otuz şeklindeki imarda ise 300 bin metrekarelik bir inşaat alanı olacak. Yani hazine alanının yapılaşmaya açılmasından, şu an Ortakent’ te yaşayan tüm nüfus kadar insanı, o alana taşıyacaksınız, anlamı ortaya çıkıyor” dedi.
Şehir Plancıları Odası Muğla Şube Başkanı Sami Tomurcuklu Çevre Düzeni Planı’nda yapılaşmaya kapatılması hükmedilmiş bu alanların, nasıl bir doğal ve jeolojik değişim geçirerek yapılaşmaya/ imara açılma kararı verildiğinin anlaşılamadığını belirterek, şunları söyledi:
“Daha önceki planlarla önerilen nüfus kabulleri hiçe sayılmıştır ve altyapı açısından artı yük getirmektedir. Yine aynı planda değişiklik yapılarak bütün yarımada için yapılan nüfus kabulleri yok sayılmıştır. Zaten bugüne kadar yapılan parçacıl İmar Planları 1/100 000 ölçekli planın öngördüğü nüfusun çok üstünde nüfuslar getirmiştir. Bodrum’un bir taşıma kapasitesi vardır ve bu zaten gerek ulaşım gerek su ve kanalizasyon altyapısı açısından çoktan dolmuştur.
Özelleştirme İdaresinin bu planı altyapı açısından ciddi eksikleri olan Bodrum’a, çok ciddi bir nüfusu getirmeyi hedeflemekte ve yeşil kalması gereken Ortakent- Bitez sırtlarını betonla kaplamaktadır. Yoğunluk artışı öneren dolayısı ile mevcut planlar ile uyumlu plan hazırlanmadığı ve plan yapım tekniği açısından plan yapım usul ve esaslarına aykırı planlar üretildiği tarafımızdan saptanmıştır. Her fırsatta yoğunluk artışı için kendisine zemin hazırlayan ve Plan Yapımı usul ve esaslarına uymaktan imtina eden Özelleştirme İdaresinin bu planlama yaklaşımı kabul edilemez. Bodrum’un sahilleri üzerinden ranta hizmet eden bu planları Şehir Plancıları Odası olarak reddediyoruz.”