Barolar, AKP-MHP iktidarının tetikçi yargısının, avukatlık mesleğine ve savunma makamına yönelik saldırılarına karşı ortak açıklama yaptı.
Bugün bu saldırıların son örneği, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarının yargılanmaya başladığı davanın ilk duruşmasında yaşandı.
78 baronun ortak yaptığı açıklamada, duruşmada yaşananlar şöyle aktarıldı:
“En son 13 Eylül 2021 tarihinde mahkeme başkanı tarafından müdafii avukatlara yönelik ön yargılı tutum ve saldırgan tavır üzerine Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Nahit Eren ve yönetim kurulu üyeleri, konuyu görüşmek için duruşma salonuna gittiklerinde mahkeme başkanı ayni tutumunu baro başkan, ve yöneticilerine karşı sürdürmüştür.
“Mahkeme başkanı tarafından Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren ile duruşma salonunda bulunan avukatların duruşmadan çıkartılmalarına ilişkin polislere talimat verilmesi üzerine, polis memurlarınca baro başkanı, baro yöneticilerine ve avukatlara yönelik fiziki saldırı ve hakaretlerde bulunulmuştur.”
Açıklamanın devamında barolar, bu saldırılara karşı ortak tutum ve mücadeleyi sürdüreceklerini şöyle vurguladı:
“Bilinmelidir ki; adil yargılanma hakkının gerçekleşebilmesi için öncelikle hak arama özgürlüğünün gerçek bir özgürlük olarak kullanılması. hukuki dinlenilme hakkının tanınması, şüphelinin/sanığın, hakkındaki tüm delilleri görebilmesi ve delillere karşı sözünü söyleme hakkının bulunması, savunması için delil sunabilmesi, bu delillerin de toplanması zorunludur.
Bireylerin bu haklarını kullanabilmeleri için seçecekleri müdafiilerin yardımından yararlanma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, adil yargılanma hakkının en önemli parçasıdır. Bu nedenle savunma görevi yapan avukat, adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Savunman, aynı zamanda TCK 6. maddesi uyarınca yargı görevini yapandır.
Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; avukatlık mesleği savunma hakkının, adil yargılanma hakkının ve hak arama özgürlüğünün teminatıdır. Avukatların meslek örgütü olan barolar da insan haklarının, özgürlüklerin ve hukuk devletinin güvencesidir. Bu sebeple, savunma makamının yani avukatların özgür ve etkili olamadığı bir toplumda hiç kimsenin özgürlüğü garanti altında değildir.
Hiçbir kişi veya kurum; savunma görevini yapan avukatı görevini yapmaktan alıkoyamaz, engelleyemez, avukata fiziki saldırı ve hakarette bulunamaz.
Avukatın görevi; hukuk devletinin bireylere sağladığı güvenceleri korumak, bu hak ve güvencelerin kullanılmalarını sağlamaktır. Avukatların mesleki faaliyetlerinin engellenmesi, duruşma salonundan fiziki saldırı ve hakaretlere maruz bırakılarak çıkartılmaları gibi kabul edilemez tutum ve anlayışlara karşı mücadele etme konusundaki kararlığımızı bir kez daha tüm kamuoyuna duyurmaktayız.
Hukuk devletini, adil yargılanma hakkını, savunmayı, mesleğimizi ve meslektaşlarımızı savunmaktaki kararlılığımız bilinmelidir. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanının ve olayda yer alan kolluk görevlilerinin ivedilikle görevden uzaklaştırılmaları ve haklarında gerekli adli ve idari soruşturmanın başlatılması gerektiğini kamuoyu ve ilgililerin bilgisine sunarız.”