AYM’den mobbinge “hak ihlali” kararı

Anayasa Mahkemesi, bir hemşirenin, iş yerinde amiri konumundaki doktorun psikolojik tacizine maruz kaldığına yönelik bireysel başvurusunda “kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı”nın ihlal edildiğine karar verdi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Nisan 2022
  • 23:40

Anayasa Mahkemesi, bir hemşirenin, iş yerinde amiri konumundaki doktorun psikolojik tacizine maruz kaldığına yönelik bireysel başvurusunda “kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkı”nın ihlal edildiğine karar verdi.

Resmi Gazete'de yer alan karara göre, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Müdürlüğü Anesteziyoloji ve Reaminasyon Ana Bilim Dalı’nda sorumlu hemşire olarak görev yapan başvurucu, amiri konumundaki doktorun kendisine “sen bir şey bilmiyorsun, seninle çalışmak istemiyorum. Seni buradan göndereceğim” gibi sözler sarf ettiğini, bunu sürekli hale getirdiğini belirterek üniversite yönetimine ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulundu.

Psikolojik taciz

Başsavcılığın görevsizlik kararı vermesi sonrası üniversite tarafından yapılan soruşturma sonucu olaya ilişkin rapor hazırlandı. Raporda, doktorun eleştiri sınırlarını aşan, aşağılayıcı sözler kullandığı, bu tip davranışların süreklilik arz etmesi halinde psikolojik tacizden söz edilebileceği belirtildi. Süreklilik arz etmese dahi söz konusu ifadelerin kişilik haklarına aykırılık içerdiği belirtilen raporda, doktor hakkındaki kararı adli makamların vermesinin uygun olduğu kaydedildi.

Hemşire hakkında düzenlenen tıbbi belgeleme ve bilimsel değerlendirme raporunda da hemşireye, “somatik yakınmalı major depresif bozukluk tanısı” konuldu.

Bunun üzerine başvurucunun psikolojik tacize uğradığını ileri sürerek kendisine 10 bin lira manevi tazminat ödenmesi istemli açtığı dava, İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nce reddedildi. Mahkemenin kararında, söz konusu iddialara ilişkin idare ve adli birimler tarafından yürütülecek soruşturmalar sonucu zarara uğranıldığının tespit edilmesi halinde tazminata hükmedilebileceği bildirildi.

Kararın kesinleşmesinin ardından başvurucu, Anayasa Mahkemesi’ne psikolojik taciz nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek bireysel başvuru yaptı.

Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Ayrıca, konuya ilişkin yeniden yargılama yapılmak üzere karar örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesi kararlaştırıldı.

Mahkemenin kararının yeterli gerekçeler içermediği aktarılan Anayasa Mahkemesinin kararında, şunlar kaydedildi:

“Sonuç olarak, somut olayda kamusal makamlar tarafından etkili önlemler alınmaması ve yürütülen yargılamalar sonucunda derece mahkemelerince ulaşılan sonuçların ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanmaması nedenleriyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı kapsamında kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği kanaatine varılmıştır. Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”