Her gün gelen zamlar, ödenemeyen faturalar, eriyen ücretler… İşçi ve emekçilerin karşı karşıya kaldıkları sorunlar gün geçtikçe ağırlaşıyor. AKP-MHP iktidarı sermayenin ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü adımı atıyor. Bir yandan da baskı ve zorbalığı arttırıp, işçi, emekçi, genç, kadın düşmanı politikalarını hayata geçiriyor. Tüm saldırılar karşısında işçilerin, emekçilerin, kadınların, ezilen tüm kesimlerin sessiz kalmasını istiyorlar. Ama Türkiye’nin dört bir yanında tekstil, metal, petrokimya işçileri, motorlu kuryeler sefalet zamlarına, kölece çalışma koşullarına karşı üretimden gelen güçlerini kullanıyorlar, direnişe geçiyorlar.
Haramilerin saltanatına karşı işçi kadınlar bir adım öne!
Son haftalarda Türkiye’nin dört bir yanı direnişlerle çalkalanıyor. Özellikle kadınların çalıştığı fabrikalarda, işyerlerinde işçi kadınların direnişlerin en ön saflarında yer aldıklarını görüyoruz. Farplas’ta, Migros Depo’da, Alpin Çorap’ta, Darinda Çorap’ta, Öztaş Çorap’ta, Corazon’da işçi kadınlar erkek sınıf kardeşleriyle birlikte omuz omuza mücadele ediyorlar. Patronlar işten atma saldırısına giriştiklerinde işçiler direniş bayrağını yükseltiyorlar. Sermaye devleti patronların imdadına yetişip, mücadeleyi kırmak için polis saldırısını devreye sokuyor. Ancak Farplas’ta, Migros Depo’da olduğu gibi azgın polis saldırıları da işçi kadınları haklı ve meşru mücadelelerinden vazgeçiremiyor. Fabrikalarının, işyerlerinin önünde “Kadın-erkek el ele” sloganları, halayları, tüm coşkuları ile direniyorlar.
İşçi kadınlar sadece sefalet ücretlerine değil, baskıya, tacize, mobbinge karşı da direniyorlar. Talepleri açık ve net. İnsanca yaşamaya yetecek ücret ve insanca çalışma koşulları istiyorlar. Yeri geliyor bu direniş Farplas’ta olduğu gibi bir kadın patrona karşı yükseliyor. Farplas patronu Ahu Büyükkuşoğlu Serter “En İyi İş Meleği” ödülü alıp, dünyayı kadın liderliğine dönüştürmekten bahsediyor. Ancak kadın işçilerin karşı karşıya kaldığı sömürü, baskı, taciz, mobbing kadın patron Ahu Büyükkuşoğlu Serter’in ikiyüzlülüğünü gösteriyor. Farplas’ta yaşananlar işçi kadınlarla patron kadınların yan yana yürüyemeyeceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bizlere burjuvazinin kadın ya da erkek olması fark etmeden kadın işçileri sömürdüğünü, ikinci cins olarak gördüğünü gösteriyor.
Kadın-erkek el ele örgütlü mücadeleye!
İşçi-emekçi kadınlara çifte sömürü, baskı, şiddetten başka bir şey vadetmeyen bu harami düzeninde direnen işçiler izlenmesi gereken yolu gösteriyorlar. Şimdi tıpkı Farplas’ta, Migros’ta ve pek çok fabrikada olduğu gibi kadın erkek el ele verip mücadele etme zamanı. Direnen işçilerle dayanışmayı büyütme, onların sesini kendi fabrikalarımıza, işyerlerimize, mahallerimize taşıma zamanı.
Haramilerin saltanatını yıkmak için işçi-emekçi kadınlar olarak direnen işçilerin yolunda bir adım öne çıkalım. Birlik olalım, üretimden gelen gücümüzü kullanalım. Sömürüye, baskıya şiddete karşı mücadeleyi büyütelim!
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları