Anayasa Mahkemesi (AYM) sekiz yılda hak ihlalleri üzerine yapılan bireysel başvurulara karşılık 67 milyon TL tazminat ödenmesine hükmetti.
Hüseyin Şimşek’in BirGün’de yer alan haberine göre CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün verdiği bilgi şöyle: AYM’ye bireysel başvuru yolunun açıldığı 23 Eylül 2012’den 2019 yılı sonuna kadar 253 bin 120 başvuru yapıldı. 44 bin 65’i halen sonuçlanmayan başvurulardan 200 bin 694’i sonuçlandırıldı. Yüksek Mahkeme, 8 bin 361 başvurucunun hakkının ihlal edildiğine hükmederken ihlal tespiti yapılan başvurulardan 2 bin 299’unda tazminat kararı verildi. 39 milyon 265 bin 836,96 TL manevi, 27 milyon 735 bin 754,87 TL maddi tazminat ödenmesine hükmedildi. Ayrıca bu başvurulardan dolayı 7 milyon 622 bin 822,65 TL tutarında da yargılama gideri ödendi.
Yargı kontrol edilmek isteniyor
Yargıya güven duyulmamasının nedeninin adil yargılama hakkının ihlal edilmesi olduğunu ifade eden Özel, açıklamasında şunları kaydetti:
“AYM Başkanı Zühtü Arslan, Yüksek Mahkeme’ye yapılan bireysel başvurularının yüzde 52,1’inin adil yargılanma hakkının ihlaline ilişkin olduğunu ifade etmiş, adil yargılanma sorununun çözülmesi gerektiğini vurgulamıştır. Önergeye verilen yanıttaki rakamlar ihlal iddialarını kanıtlar niteliktedir. Verilen hak ihlallerindeki yüksek oran ve yüksek tazminat miktarı, vatandaşların mahkemelere olan güveninin neden bu kadar düşük olduğunu kanıtlar nitelikte. Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesi tesis edilmeden, mahkemelerin bağımsız ve tarafsız karar verdiği algısı yerleşmeden demokrasinin gelişmesi mümkün olmayacaktır. AKP Genel Başkanı avukatları eliyle ya da kamuoyu önündeki açıklamalarıyla yargıya doğrudan müdahale etmektedir. Bu müdahale, mahkemelerce evrensel hukuk ilkelerinin değil, yürütme organının görüşlerinin dikkate alındığı bir gerçekle ülkemizi yüz yüze getirmektedir. AYM ve AİHM kararlarının uygulanmadığı, anayasal güvence altındaki hakimlik teminatına rağmen, yürütme organının hoşuna gitmeyen hakimlerin sürüldüğü, görevlerinden alındığı kara bir dönemden geçiyoruz. Bu sorunların çözümü yürütme organının güdümündeki bir yargıyla değil, bağımsız, tarafsız ve kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun bir yargının tesis edilmesiyle mümkün olacaktır.”