Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Zeycan Balcı'nın 30 Mart 2016’da düzenlenen basın açıklamasına polisin saldırısı sırasında beli kırıldı. Basın açıklamasına saldıran polisler hakkında “Yaralama, kemiklerin kırılmasına sebep olacak şekilde kasten yaralama, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması yaklaşık 4 yıl aradan sonra görüldü.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Çağlayan’da bulunan İstanbul 22’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi beklenen dava solunun küçük olması nedeniyle duruşma 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Avukatlar Sendikası yetkilileri, Ankara ve İzmir Barosu üyelerinin de yer aldığı yüze yakın avukat katıldı.
Polisler avukatların koltuğunda oturdu
Sanık polis Murat A. ve Zeycan Balcı’nın da hazır bulunduğu duruşmanın ilk dakikalarında davayı takip eden polislerin avukatların oturması gereken yerlere oturması nedeniyle tartışma yaşandı. Hakimin müdahalesiyle polisler oturdukları yerden kaldırıldı.
Ardından sanık polis Murat A. savunma yaptı. Olayın olduğu tarihlerde çevik kuvvet ekibinde görevli olduğunu söyleyen A, “Olay günü bizim grup istirahatteydik. 2 grup tedbirdeydi. Adliyenin C kapısının önünde merdivenlerin üst kısmındalardı. Müdahale olduğu sırada biz araçtaydık. Amirim telsizden anons yapıp müdahale olduğunu söyledi. Bizi çağırdı. Bizde gittik. Müdahale bitmişti. Tedbir amaçlı gittik. Biz gittiğimizde olay bitmişti. Benim elimde herhangi bir kalkan yoktu. Benim grubuma ait olay yerinde personelde yoktu. Benim müdahale ettiğime dair herhangi bir ispat yoktur” dedi.
Bilirkişi raporunu inkar etti
Hakimin, “Bilirkişi raporuna ne diyorsunuz?” şeklindeki soruya sanık Murat A. “Raporda kesin bir şey yoktur. Benim fotoğrafım yollanmış bilirkişiye” şeklinde yanıt verdi. Hakim daha sonra dava dosyasındaki görüntüleri göstererek, “Bu sen misin?” diye sordu. Murat A, “Hayır hakim bey. O görüntülerdeki ben değilim. Ben orda telsiz dinliyorum. Oradaki kişiler de benim grubumda değildir. Müdahalede bulunmuyoruz” diye cevap verdi.
Sorular üzerine öfkelendi
Murat A.’nın müdahale bittikten sonra olay yerine gittiğini söylemesine üzerine söz alan Balcı’nın avukatı, “Olay bittikten sonra gittiğinizi söylüyorsunuz. Zeycan Balcı halen merdivende bekliyor muydu?” diye sordu.
Soru üzerine Murat A., bir grup avukatın dağıldığını ancak Balcı’nın da aralarında olduğu bazı avukatların merdivenlerde beklediğini aktardı. Bunun üzerine avukat, “Peki Zeycan Balcı’ya o sırada müdahale edilmiş miydi?” diye bir soru daha yöneltti. Sanık Murat A., “Evet müdahale edilmişti” dedi. Tekrardan söz alan avukat, “Beli kırılan insan halen bekliyor öyle mi?” diye sordu. Murat A., bu soruya yanıt veremedi. Avukatların soru yöneltildiği sırada sanık Murat A. sık sık öfkelenerek, sesini yükseltmesi dikkat çekti.
‘Bana ayağıyla vuran karşınızdaki polis’
Ardından konuşan Zeycan Balcı, davaya katılmak istediğini ve sanıktan şikayetçi olduğu belirtti. Duruşma salonu önünde beklediği sırada sanığın gizlice salona alındığını aktaran Balcı, “Onun değil benim korunmam gerekir” dedi. Balcı’nın konuşmasına müdahale etmek isteyen mahkeme heyetine Balcı, “Sanık savunmasında bağırıp durdu. Ona müdahale etmediniz. Gerçekten insaf diyorum” diyerek tepki gösterdi. “Türkiye’de ilk kez basının gözleri önünde adliye bir avukatın beli kırıldı” diyen Balcı, “Bana ayağıyla vuran karşınızdaki polis. Ne yazık ki emri verenlerin de olması gerekirdi. Ancak değiller” diye konuştu.
‘Meslektaşlarım katledildi’
İşkence sonucu sakat kaldığını ifade eden Balcı, “Bazen rahatsız oluyorum sakat kaldım demeye. Bu ülkede meslektaşım Tahir Elçi bir basın açıklamasında katledildi” diye konuştu. Katledilen avukatların tek tek isimlerini söyleyen Balcı, katledilen meslektaşlarının faillerin dahi bulunamadığını vurguladı.
‘6 savcı değişti’
Soruşturmanın 3 yıl sürdüğüne dikkat çeken Balcı, soruşturma sürecinde 6 savcının değişmesini ise manidar bulduğunu aktardı. Balcı, “İşkence yapan polisi bilirkişi teşhis etti. İşkenceyle sakat bırakıldığımda Ali İsmail Korkmaz ve 2008 yılında Metris Cezaevi’nde uğradığı işkence sonucu hayatını kaybeden Engin Çeber aklımdan hiç çıkmadı” ifadelerini kullandı.
‘Defalarca vurdu’
Olay günü yaşananları ise Balcı şu şekilde anlattı:
“Olay günü 18 meslektaşımızın yargılandığı davadaydık. Dava bitti. Bir arkadaşımla ana bina dışına çıktığımda arkadaşlarımın basın açıklaması yaptığını gördüm. Merdivenlerde oturuyorlardı. Bende onların yanına gidip oturdum. Oturur oturmaz kalkanlı polisler etrafımızı sardı. Ancak beni bir kalkanla darp etmedi. Sanık polisin ayaklarıyla defalarca vurdu. İnsanlık dışıydı. Aralıksız tekmeledi. Bağırdım, bağırdım, bağırdım. Amirleri, ‘çekilin’ dedi. Korkunç bir ağrı hissettim. Ayaklarımı oynattım felç mi kaldım diye. Adliyenin ambulansını vermediler. Arkadaşlarım ambulans çağırdı. Arkadaşlarıma kalkarım ambulansa giderim dedim. Ancak kalkamadım. Belden aşağımı hissetmiyorum. Okmeydanı Hastanesi’ne götürüldüm. Bir polis aradı. ‘Onu Okmeydanı’na götüremezsiniz. Şişli Etfal’e götüreceksiniz’ dediler. Ancak bizler bunu kabul etmedik. Evde günlerce yattım. Günlerce kustum. Çok zor günler yaşadım. Daha sonra ise çelik korse dönemi başladı. İki kızım var. O süreçte çocuklarım ve benim için bir travma olarak geçti. Sürekli belim ağrıyor. Bu ağrı ile 3,5 yıldır boğuşuyorum. Beni tekmeleyen huzurunuzdaki polis evindeki yakınındaki kadınlarına aynı muameleyi reva görüyor mu? Görmesin, onlara bile kıyamam çünkü ben önce insanım.”
Zeycan Balcı’nın müşteki olduğu davayı 100’ün üzerinde avukat takip etti. Duruşma, Türkiye’nin çeşitli illerinden davayı takip etmek için gelen baroların müdahillik talepleriyle devam etti. Baroların ve hukuk kurumlarının müdahillik talebi doğrudan doğruya zarar görmedikleri gerekçesiyle kabul edilmezken, dava 13 Nisan 2020 tarihine ertelendi