Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi çocuk acilinde görevli Dr. Gülizar Yıldırım şiddet gördü.
Saldırının ardından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Servisi’nde görevli doktorlar yaşanan şiddeti protesto ederek poliklinik kapılarına astıkları yazılar ile acil durumlar dışında hasta muayenenesi yapmayacaklarını belirtti. Yıldırım’ın darp edilmesine meslek örgütlerinden tepki geldi.
Antalya Tabip Odası Yönetimi şunları ifade etti:
“Bugün yine hekime yönelik bir şiddet olayıyla karşı karşıya kaldık. Artık yeter. Bugün Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Acil Servisinde görevli meslektaşımız Dr. Gülizar Yıldırım, bir hasta yakını tarafından ciddi şekilde darp edilmiştir. Meslektaşımıza yönelik bu saldırı kabul edilemez. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinde mağdur edilmesinin nedeni hekimler, sağlık çalışanları değil, bu politik tercihlerdir. Yaşamı önceleyen bir mesleğin üyeleri olarak, ülkemizde her geçen gün artarak devam eden toplumsal şiddet ikliminin yansıması olan sağlık hizmetlerindeki kışkırtılmış şiddete karşı mücadelemiz her yönüyle devam edecektir.”
SES: Şiddet tırmanıyor
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Eş Başkanı Kaan Taşer ise hastanelerde yüzlerce güvenlik görevilisi bulunmasına rağmen şiddet olaylarının tırmanmaya devam ettiğini belirterek şunları ifade etti:
“Şiddet sağlık politikalarından bağımsız değildir. Artık yeter, sağlıkta şiddet sona ersin diyoruz. 2000’li yıllara kadar hastanelerimizde sadece bir polis memuru adli vakalar için bulunurdu. Şimdi her hastanede onlarca, yüzlerce güvenlik görevlisi var. Fakat şiddet gittikçe tırmanıyor. Sağlık alanını kar elde etme alanı olarak gören, sağlık hizmetlerini üretim-tüketim ilişkisi içinde metaya dönüştüren ve her gün kışkırtılan sağlık talebi ile yöneticilerin değersizleştiren dil ve üslubu ile bu sistem şiddet üretiyor. Bizler; sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları, şiddetle mücadele için etkin bir ceza yasasının çıkarılması, sağlık alanında şiddeti doğuran sağlık politikalarından vazgeçilmesi, sağlık ve yaşam hakkını öne çıkaran koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen bir sağlık sistemi talebini dile getirmeye devam edeceğiz.”