2002 yılından beri işbaşında olan AKP, bu sürede yapacaklarını yaptı. Yaptıklarının sonucunu ise, ülkenin içinde bulunduğu durum net bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu sürede icraatlarına hizmet eden farklı gerici oluşumlar, güçler, partiler, kişiler de oldu. Bunların bir kısmı “kullan at” politikası gereği çöpe atıldı. Bu sıralar ise MHP, BBP, Hüda-Par, tarikatlar, cemaatler, mafya babaları türünden işbirlikçileri, yani suç ortakları var. Bunlar ise malum, ırkçı, şeriatçı, faşist, cinsiyetçi, çocuk tecavüzcüsü, satırla insan doğrayanlar ve her türden kara para ile zenginleşenler...
Saray rejiminin "fıtratını" bu koalisyondan daha iyi anlatacak bir şey bulunamaz. Bu koalisyona bakanlar, AKP’nin merkezinde bulunduğu rejimin portresini görebilirler. Türkiye’de dincilerde ırkçı damar, ırkçı-faşistlerde dinci damar olduğu için, Saray’ın çatısı altında toplananlara “alnını seccadeye koyanlar” demek de mümkündür. Nitekim ilgili-ilgisiz seccade lafı etmeye, namaz kılanların yerle teması kesmek için kullandıkları bu bez, kilim ya da halı parçasına büyük önem atfettiklerini tekrarlamaya çok meraklılar.
Malum, olağan bir seçimde Saray rejiminin hezimete uğraması kaçınılmazdır. Rejim 20 yılda neler yapabileceğini gösterdi. Bu saatten sonra birtakım vaatler sıralanıyor ama artık avanaklar bile bunları ciddiye almaz. Zira 20 yıldır işbaşında olan bir partinin sanki ilk defa seçimlere katılıyormuş gibi vaatlerde bulunması abesle iştigaldir.
İşte bu koşullarda seccade özel bir önem kazanıyor. ‘Toplanan bu karanlık koalisyon, toplumun önüne iki seçenek koydu: İlki; “14 Mayıs akşamı şampanya patlatıp sabaha kadar kutlama yapacak olanlar.” İkincisi; “temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabbi’ne hamdedenler.”
Bu ikilemi ortaya koyan kişi Saray’ın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dır. Bu türden seçim propagandalarına olağan şartlarda pek rastlanmaz. Ancak Saray’ın çatısı altında toplananların portresine bakınca bu tür kepazelikler üzerinden propaganda yürütmelerine şaşırmak için neden kalmıyor. Bu koalisyonun niteliği kapitalizmdeki çürüme ve yozlaşmanın vardığı boyutu da gözler önüne seriyor. Zira ancak bu kadar kokuşmuş bir sistem bu kadar ucubeyi yaratıp bir açtı altında toplar ve "umut" diye topluma pazarlama alanı açabilir.
Burada esas soru şu nokta belirginleşiyor: Alınlarını seccadeye koyup Rablerine şükrediyorlar da ne oluyor? Şükrederken neler yaptılar?
2002’den bu yana bir yandan şükrettiler öte yandan çalıp çırptılar. Ülke zenginliklerini talan ettiler ve şükrettiler. Yandaş şirketlere altın tepsilerde ihaleleri şükürler eşliğinde sudular. Rabb'lerine şükürler ederek asgari ücreti açlık sınırının altına çektiler ve ülkenin "ortalama ücreti" haline getirdiler. Büyük şefleri huşu içinde şükrederek grevleri nasıl yasakladıklarını sermaye kodamanlarına anlattı, onları yatırım yapmaya davet etti. Kayırılan kişiler, üç-maaşlar alanlar, ranttan dolar milyarderi olanlar hem Rabb’lerine hem Saray’a şükrettiler. Şükürler ederek imar afları çıkardılar, depreme karşı önlem alınması gerektiğini söyleyen bilim insanlarına kulak tıkadılar, deprem olunca da şükürler eşliğinde yüz binlerce insanı enkaz altında ölüme terk ettiler. O esnada ise imam hatipli AFAD yöneticileri şükürler ederek çadır sattılar. Şükrederek liyakatsizliği temel kural haline getirdiler. İşe alımları şükürlü mülakatlar eşliğinde yaptılar. Milyonluk makam araçlarına binerken, bu nimetler için şükrettiler. Sefalete mahkum ettikleri milyonlar çaresizlik içinde hayatta kalmaya çalışırken, şükür üstüne şükür edip saraylar inşa ettiler. Yağma ve talandan elde ettikleri milyarlarca euro ve doları şükürler eşliğinde telaşla sıfırlamaya çalıştılar. İman ve şükür kuvvetiyle büyük servetleri yurtdışına kaçırdılar. Şükür ede ede gemicik filoları kurdular, Latin Amerika’dan gelen uyuşturucunun Türkiye üzerinden dağıtılmasına şükür ederek zemin hazırladılar. Türkiye’yi üs haline getiren mafya babaları onlara şükrederken, mafya baronlarının kara parasını şükürler eşliğinde akladılar. Dünyanın dört bir yanından devşirilen cihatçı katilleri şükürler ve tekbirler eşliğinde Suriye halklarının üzerine saldılar. Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Yemen’de işlenen savaş suçlarına ortak olma imkanı buldukları için şükürler ettiler. IŞİD’in çaldığı Suriye petrollerini ucuza alıp İsrail’e satarak elde ettikleri milyar dolarlar için şükürle yatıp kalktılar. Filistin halkının tepesine bomba yağdıran işgalci İsrail ordusunun pilotlarının eğitimi için, yine şükürler ve dualar eşliğinde Konya ovasının hava sahasını açtılar…
Alınlarını seccadeye koyup şükürler ederken yaptıkları şeylerin haddi hesabı yoktur. Hepsini sıralamak günlerce zaman alır. Yine de burada sıraladıklarımız, şükürler eşliğinde yaptıkları şeyler hakkında fikir veriyor. İşte Saray’ın Adalet Bakanı, yine şükürler eşliğinde icraatlarına devam edebilmek için halktan oy talep ediyor. Kişinin bu kadar pişkin bu kadar arsız bu kadar riyakar bu kadar küstah olabilmesi için, şükürler eşliğinde Saray’ın çatısı altında toplanan o ucube koalisyona mensup olması gerekiyor.