Dokuz Eylül Üniversitesi rektörü AKP’li Nükhet Hotar, üniversitenin hastanesinde çalışan ve aynı zamanda Genel Sağlık-İş Sendikası'nın işyeri temsilcileri olan Murat Boran ve Hasan Kutluay’ı bir yıllık "geçici görevlendirme" adı altında sürgüne gönderdi. soL’da yer alan habere göre Murat Boran Efes Meslek Yüksekokulu'na “geçici görevlendirme” ile gönderilirken, Hasan Kutluay ise Torbalı Meslek Yüksekokulu'na gönderildi. Sol’da çıkan habere göre, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu belirten Genel-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Dr. Tarık Doğan, yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali için hukuki süreci başlattıklarını bildirdi.
Doğan, sürgüne gönderilenlerin sendika işyeri temsilcisi olduğuna dikkat çekti. Görev yerlerinin değiştirilmesinin ise, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'na aykırı olduğunu hatırlattığı ifadesinde aynı zamanda şunları söyledi:
"DEÜ'de uzun süredir görev yapan sendika işyeri temsilcimiz olan iki arkadaşımız Nükhet Hotar imzasıyla kamu sendikaları kanununa muhalefet etmek pahasına geçici görevle biri Efes'e biri Torbalı'ya olmak üzere gönderildi. Biz bugün hukuk mücadeleyi başlattık. Hastane başhekimliğine bu görevlendirmenin yasaya aykırı olduğuna yönelik itiraz dilekçelerini verdik. Sendika hukukçuları gerekli girişimlere başladı. Yürütmeyi durdurma kararı alınması için bir hukuk süreci işleyecek."
Konuşmasının devamında, ilgili genelgelere göre bu görevlendirmelerin usulüne uygun olmadığını belirtti. Devamında şunları söyledi:
"Burada idarenin takdir yetkisini kullandığı işlem, hukuki denetime tabidir. Bu bağlayıcı hükümler göz önünde bulundurularak yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali için gerekli girişimler başlatıldı. Biz sendika olarak eylem kararı aldık. Ayrıca sendika genel merkezinin de onayı üzerine İzmir'de de bir eylemlilik süreci başlattık."
Yapılan işlemin sendikalı emekçilere karşı bir mobbing anlamına geldiğini, aynı zamanda DEÜ Hastanesi'nde Genel Sağlık-İş sendikasının 5 işyeri temsilcisi olduğunu ve deneyimli iki temsilcinin sürgün için seçilmesinin de “manidar” olduğunu belirtti. Bu sindirme ve yıldırma çabasına karşı da sonuna kadar direneceklerini ifade etti.