Sedat Peker’in yayınladığı videoların ardından ortaya saçılan kirli ilişkilere dair AKP iktidarının suskunluğu sürüyor. Faşist mafya şefi Sedat Peker yedinci videosunda “kurt” dediği eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın yürüttüğü kirli işleri anlattı.
1996 yılında yaşanan “Susurluk kazası” ile devletteki mafyalaşma ve çeteleşme gerçeği tüm çıplaklığıyla açığa çıkmıştı. “Susurluk kazası”, “siyasetçi-polis-mafya” bileşiminde buluşan pisliğin geniş kitleler tarafından görülmesini sağlamış, sonraki süreçte düzen ve devlet “aklanmak” istenmişti.
90’larda birçok kişi devlet tarafından katledildi. Susurluk ile ayyuka çıkan çeteleşmiş devlet gerçeğinin parçası olan Mehmet Ağar, “faili meçhul” cinayetlerinin birinci derecede sorumlularından biridir.
Susurluk’ta verilen beraat kararı bozuldu
İstinaf Mahkemesi, Susurluk JİTEM davasında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında verilen beraat kararını bozdu. Gökçer Tahincioğlu’nun T24’te yer alan haberine göre, 5 Nisan’da oy birliği ile alınan karar, bazı avukatlara bugün tebliğ edildi. Karara göre Ağar ve diğer sanıklar yeniden yargılanacak.
Çete başı Sedat Peker son yayınladığı videoda gazeteci Uğur Mumcu ve Kürt iş insanları cinayetleri üzerinden Mehmet Ağar'ı işaret etti. Bunun üzerine açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Yıllardır söylüyoruz, Savaş Buldan ve arkadaşları devleti yönetenler tarafından öldürüldü" dedi. Eren Keskin ise “Adli cinayetleri çözen katilleri yakalayan Türk yargısı, bu insanların katillerini neden yakalamadı?” dedi. Mumcu kardeşler ise yaptıkları açıklama ile “Dikkatler, gazetelere ve gazetecilere değil, saldırgana ve saldırganın örgütüne çevrilmeli” dedi.
Buldan: “Yıllardır söylüyoruz”
3 Haziran 1994'te gözaltına alındıktan sonra katledilen Savaş Buldan'ın eşi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Peker’in açıklamalarının ardından şunları söyledi:
“Yıllardır hep söyledik şimdi yine söylüyoruz. Savaş Buldan ve arkadaşları devleti yönetenler tarafından öldürüldü. Cinayeti işleyenler göstermelik yargılandı ve beraat etti. Şimdi yeniden başa dönüyoruz ve yargılanmaları için girişimde bulunacağız.”
İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu:
“Sedat Peker bugün bizim yıllardır söyleyip hiçbir savcıyı harakete geçiremediğimiz gerçekleri açıklamaya başladı. Kutlu Adalı’yı kim öldürdü? Eşi İlkay Adalı cevap bekliyor. Uğur Mumcu’yu kim öldürdü? Savaş Buldan’ı, Behçet Cantürk’ü kim öldürdü? ‘Adli cinayetleri’ çözen katilleri yakalayan Türk yargısı, bu insanların katillerini neden yakalamadı? Kıbrıs’da neler oluyor? Kıbrıs’ın özgür olması neden istenmiyor? Halil Falyalı hakkında neden işlem yapılmıyor.”
Güldal Mumcu ve Mumcu kardeşlerden açıklama
Güldal Mumcu ise konuya dair şu açıklamayı yaptı:
"Senelerdir Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılması için kim ne biliyorsa anlatsın, işin ucu kime dokunuyorsa dokunsun dedik. Çekin tuğlaları yıkılsın duvar, altında kim kalırsa kalsın."
Özge Mumcu Aybars ve Özgür Mumcu babalarının “Dikkatler, gazetelere ve gazetecilere değil, saldırgana ve saldırganın örgütüne çevrilmeli” sözünü sosyal medya hesaplarından paylaştı.
Mumcu kardeşler yaptıkları paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Bir ülkede devletin güvenliği ile hukukun güvenliği eş anlamlıdır. Devlet güvenliği adına hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması, demokrasi ve hukuk devleti için ileride onarılmaz yaralar açar. Bu gibi dönemlerde daha soğukkanlı olunmasında sayısız yarar bulunmaktadır. Dikkatler, gazetelere ve gazetecilere değil, saldırgana ve saldırganın örgütüne çevrilmelidir.”
“Devletin kendisi mafya olmuş...”
Ankara'da 19 yıl önce öldürülen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun eşi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Şengül Hablemitoğlu da açıklamada bulundu. Şengül Hablemitoğlu sosyal medya hesabında şu açıklamalarda bulundu:
“Devletin kendisi mafya olmuş...
Yahu bu açıklama müthiş; bizim olay mahalline ilk gelenler şimdi gözümün önüne geliyor. Doğru anlamışım olup biteni. Kirli devletin kirli insanları ve olay mahalli...
Eli kanlı katiller, uyuşturucu kaçakçıları saygın muteber devlet adamları hemi?
Topunuzun soyu kurusun, çürüyün diyeceğim ama zaten çürümüşsünüz... Her siyasi cinayet, işlendiği dönemin ilgili kurumlarındaki bürokratları zan altında bırakır. Burada olan bunun ifşa edilmesi, malumun ilanı.Katillerin bilinmediğini düşünmüyordunuz herhelde. Mevzu bu da değil, susanlar,görmezden gelip ört bas edenler cinayetlere ortaktır zaten...
Yalnız SP olay mahalline ilk gelenlere bakın diyor ya; eksik bilgi. Tabii ne bilsin öldürülenlerin yakınları kadar farkındalığı olamaz. Sonuç itibariyle bizim cenahtan değil. Biz, birden bire ortadan kaybolanları da bir kenara koyarız. İlk gelenler ve birden kaybolanlar... Bu arada savcı bulursanız haber verin...
Bu eylemsizliğin de bir anlamı var tabii. Suskunluk da bir ikrardır. Yalan dese olmayacak, soruşturalım dese olmayacak. Bu kez sanki birilerini kurban vermek de ortalığı toplayamayacak gibi. Hepsi pek bir göbek deliğinden bağlanmış birbirine. Anlayan anlayacağını anladı...”