Yükseköğretim Kurumları Sınavı bu hafta sonu gerçekleşecek. Birinci oturumuna Temel Yeterlilik Testi’ne 2 milyon 322 bin 412 kişi başvurdu. İkinci oturumu Alan Yeterlilik Testleri’ne ise 1 milyon 982 bin 669 kişi başvuru yaptı.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Mahmut Özer yaptığı açıklamada şunları söyledi: “YKS şu ana kadar lojistik olarak ÖSYM’nin tarihinde bir hafta sonunda gerçekleştirdiği en büyük sınav organizasyonu. Sınav evraklarının naklinde 428 adet TIR ve 1 uçak kullanılıyor. Sınav yapmaya hazırlanıyoruz.”
16 yıl içinde 6 farklı Milli Eğitim Bakanı döneminde, sadece ortaöğretime geçiş sisteminde 6 önemli sistem değişikliği yapıldı. Eğitim ve sınav sistemini yapboza dönüştüren AKP iktidarının sınav hazırlıkları için yaptığı lojistik açıklama trajik bir açıklamadır. Şifre skandalları yine bu iktidar döneminde yaşandı.
Baskın seçim nedeniyle sınav tarihinin değiştiği, geçen hafta açıklanan liseye geçiş sınavı sonrası keşmekeş ve belirsizliğin hala sürdüğü bir zamanda milyonlarca gencin “geleceğini” bağladığı sınavlar ancak eleme işlevi görüyor. Eleme, ölçme, yerleştirme, tercih ne dersek diyelim adına, sınav sistemi toplamda sistemin ve özelde eğitim sisteminin bir yansıması durumundadır. İlköğretimden liseye ve üniversiteye kadar uzanan bu karmaşa sisteminde geleceğimiz çalınıyor.
2018 TÜİK verilerine göre her 4 üniversite mezunundan biri işsiz. Milyonlarca gencin diplomalı işsizliğin pençesinde olduğu, büyük paralar akıtılarak hazırlanılan sınavlar ve üniversite tek amaç olarak gösterilir. Oysa ki, yarış atı olarak görüldüğümüz bu sistem eşitsizlikler, geleceksizlik ve sömürü üzerine kuruludur. Bu sömürü çarklarının arasında geleceğimizi çalanlar bir de hayatlarımızı eliyorlar. Stajda atölyelerde, elektrik panolarında, sobanın yakılmasında, dershane parasını verebilmek için inşaatlarda iş kazalarında, okullarda lavaboların altında..
Geleceğimiz onların iki dudağı arasında değildir. Geleceğimiz bizimdir, birliğimizdedir. Üniversiteleri bölünmesin diye birlik olan, Boğaziçi Üniversitesi'nde “İşgalin, katliamın lokumu olmaz” diyen üniversiteliler, fabrikalarında, iş yerlerinde hakları için direnen işçiler, Flormar’da direnen işçiler bizlere geleceğimiz için yürümemiz gereken yolu göstermektedir.
Devrimci Liseliler Birliği