Kâr ve rant sağlamayı tüm insani değerlerin üstüne koyan kapitalist sistemde insanlık her geçen gün yeni bir felakete tanıklık ediyor. Son dönemde, yaşadığımız topraklarda artan orman yangınları, sel ve heyelan gibi afetler ise AKP-MHP iktidarının yağmacı anlayışı sonucu büyük yıkımlara sebep oluyor. Kastamonu başta olmak üzere Karadeniz’de yaşananlar da buna örnektir.
Bu felaketlerin sorumlusu AKP-MHP iktidarının sözcüleri, pişkince açıklamalarına da yenilerini ekliyor. Yaşananların “suçu” neredeyse yaşamını yitiren, mağdur olan halka ya da “takdiri ilahi”ye atıyorlar. Örneğin; Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, HES barajının patlaması sonucu yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği felakete ilişkin “Genelde HES’ler selin sebebi yerine bana göre mağduru oluyor. HES’ler negatif olarak etkileniyor.” diyebiliyor.
Her felaketi fırsata çevirmekte usta olan Erdoğan ise yine rant ve talan kaygısı ile “1 yıl içerisinde yıkılan binaların yerine yenilerini inşa edeceğiz.” diye pişkince ifadeler kullanabiliyor. Son sel felaketinin ardından tekrardan Resmi Gazete’de bağış için İBAN numarası verilmesi de bu tabloyu tamamlıyor!
Yaşanabilir bir dünya için sosyalizm!
Özellikle pandemiyi fırsata çeviren AKP-MHP iktidarı, Karadeniz’de birçok köye HES’ler inşa etti, HES’lere karşı eylemler gerçekleştiren bölge insanlarının karşısına jandarmalar dikildi. Doğayı dikkate almadılar, bilim insanlarına kulak tıkadılar, para uğruna büyük bir açgözlülük ile doğayı tahrip ettiler. Betona hapsedilmemesi gereken su toplama havzalarına (derelerin aktığı vadilere) şehirler inşaa ettiler. Çarpık ve plansız kentleşme ve ağaçların kesilmesi ile heyelanların önünü açtılar.
Tüm bu felaketlerin sorumlusu sermaye devletidir; kapitalistler ile birlikte onlara her hizmeti sunan Erdoğan iktidarıdır.
Doğanın talan edilmesi anlamına gelen HES ve JES’lere karşı, iktidarın doğa düşmanı politikalarına karşı mücadeleyi yükseltelim!
Devrimci Gençlik Birliği