-Devrimci Gençlik Birliği olarak 3-4 Ağustos’ta “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için buluşuyor, Filistin’le dayanışmayı büyütüyoruz” şiarıyla buluşma gerçekleştireceksiniz. Buluşmanızın içeriğinden bahseder misiniz?
Kapitalist sistemin dünya çapında ekonomik, siyasal ve toplumsal krizleri derinleşiyor. Kapitalistler dünya ölçeğinde krizlerin faturasını emekçilere, ezilen halklara, gençlere ve kadınlara ödetmek için sosyal yıkım politikalarını hayata geçiriyor. Bu durum sermaye egemenliğinin sürdüğü bu topraklar için de geçerlidir.
Açlığa ve yoksulluğa mahkum edilen, özgürlüğü gasp edilen, geleceksizliğe sürüklenen işçi ve emekçilerin, gençliğin tepkisini engellemek adına gözaltı, tutuklama ve baskı politikaları keyfi bir şekilde hayata geçiriliyor. Gençlik gelecek beklentisini yitirdiği ve geçinemediği için intihara sürükleniyor. Geçtiğimiz eğitim döneminde yaşamına son veren Resul, Furkan, Mihriban, Okan, Ayşegül ve adını sayamadığımız onlarca sıra arkadaşımız, bu düzenin gençliği nasıl bir geleceksizliğe sürüklediğinin en çarpıcı göstergeleridir. Kaldığı KYK yurdunda ihmaller sonucu katledilen Zeren Ertaş ise yine bu çürümüş düzende insan hayatının hiçbir kıymetinin olmadığını en acı şekilde gözler önüne sermiştir. En temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan milyonlarca genç bugün kampüsten çok iş yerlerinde saatlerini harcıyor. Güvencesiz, ağır çalışma koşulları altında sömürü çarkları arasında eziliyor.
Tüm bunlar olurken en başta da belirttiğimiz gibi krizler içerisinde debelenen emperyalist-kapitalist sistem dört bir yanda emperyalist savaş ve saldırganlığı tırmandırıyor. Biz bu politikaların en barbar örneklerinden birini on aydır Filistin halkını hedef alan soykırım saldırılarında görüyoruz. On yıllardır İsrail’in Filistin topraklarına yönelik hayata geçirdiği işgal ve katliam politikası 7 Ekim’den bu yana adeta soykırım boyutuna varmış bulunuyor. On aydır tüm dünyanın gözü önünde, aleni bir şekilde okullar, hastaneler, kamplar bombalanıyor. Başta kadın ve çocuklar olmak üzere, 40 bini aşkın kişi bu saldırılar sırasında yaşamını yitirdi. 100 bine yakın insan yaralandı ve yüz binlercesi sürgün edildi. Siyonist İsrail bu pervasız saldırılarını ABD ve batılı emperyalistlerin açık desteğinden aldığı güç ile gerçekleştirebiliyor. Filistin halkı on yıllardır süren bu saldırılar karşısında hiçbir zaman boyun eğmedi, her zaman direnişi yükseltti. Bugün Filistin halkına verdiğimiz desteği bir adım ileri taşıma sorumluluğu omuzlarımızda duruyor.
Tüm bu tablodan yola çıkarak “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için buluşuyor, Filistin’le dayanışmayı büyütüyoruz!” şiarı ile gençlik buluşması düzenlemeye karar verdik. Gençlik olarak tüm bu sorunlara karşı “Ne yapmalı?” diye tartışmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Gençlik buluşması vesilesiyle yoğunlaşan bu sorunlara karşı mücadele etmenin koşullarını tartışmak, özgürlüğümüze ve geleceğimize sahip çıkmak ve Filistin halkının haklı-meşru direnişinin sesini yükseltmek istiyoruz.
-3-4 Ağustos’ta gerçekleşecek buluşmalarınızın programından bahsedebilir misiniz?
Buluşmamızı iki günlük bir program üzerinden gerçekleştireceğiz. 3 Ağustos’ta Şişli Tiyatrosu’nda Filistin halkı ile dayanışmayı büyütmek için bir etkinlik gerçekleştireceğiz. Etkinliğimizde gençliği Filistin’de yaşanan soykırıma karşı dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmeye çağıracağız. Bu kapsamda Pınar Aydınlar ve Bandista müzik grubunun dayanışma ezgilerini söyleyeceği bir program oluşturduk. Aynı zamanda Filistinli dostlarımız da etkinliğimize katılım sağlayacaklar. Buluşmamızın ikinci günü, 4 Ağustos’ta ise “Özgürlük ve gelecek buluşması”nı gerçekleştireceğiz. Özgürlük ve gelecek buluşması kapsamında “Kapitalizm krizde” başlığı altında krizin iktisadi ve siyasal yansımalarını ele alacağız, krizin çok yönlü faturasına karşı neler yapabileceğimiz üzerine tartışmalar gerçekleştireceğiz. “Gelecek sosyalizm” başlığı altında ise sosyalizmin güncelliği üzerine tartışmalar gerçekleştireceğiz. İki başlık altında gerçekleştirilen tartışmaların ardından forum gerçekleştireceğiz, üniversitelerde ve diğer alanlarda gençliğin yaşadığı sorunları, çözüm yollarını ve mücadele deneyimlerini konuşacağız.
-Buluşma sürecini örgütlerken nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
Buluşmamızın çağrılarını ağırlıklı olarak İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde yürütüyoruz. Gençliğin yoğun olarak bulunduğu kent meydanlarında stantlar açıyor, bildiriler dağıtıyoruz. Ayrıca buluşmaya çağıran afişlerimizle yaygın bir çağrı faaliyeti örgütlüyoruz. Broşürlerimiz ve Filistin gündemli anketlerimiz de buluşmamızın çağrı faaliyetlerinde kullandığımız araçlar arasında yer alıyor. Üniversitelere, kent meydanlarına, sendikalara, mücadele eden her kesime ve gençliğin bulunduğu her alana çalışmamızı taşıyoruz.
-Son olarak ne söylemek istersiniz?
Son olarak şunları ifade edebiliriz. Kapitalist-emperyalist sistem bütün bir toplumu geleceksizliğe sürüklüyor, özgürlüklerini ve haklarını ellerinden almak için saldırılar hayata geçiriyor. Sistemin efendileri kardeş halkları birbirine düşman ederek sayısız katliam gerçekleştiriyor. Son süreçte Filistin topraklarında yaşanan soykırım saldırısı ise emperyalistlerin ne denli barbarlaştığını gösteriyor.
Bizim çağrımız milyonları açlığa, yoksulluğa, geleceksizliğe ve ölüme sürükleyen kapitalist-emperyalist sisteme karşı gençlik cephesinde örgütlü mücadeleyi yükseltme çağrısıdır. Bizim çağrımız dayanışma ve birliğimizi güçlendirmek için “Bir şey yapmalı!” çağrısıdır. 3-4 Ağustos tarihlerinde gerçekleştireceğimiz buluşmalarımız ise mücadeleyi yükseltmek için önemli iki gün olarak önümüzde durmaktadır.
Başta gençler olmak üzere herkesi haklarına, özgürlüğüne, geleceğine sahip çıkmak ve soykırıma karşı aylardır direnen Filistin halkı ile dayanışmayı büyütmek için 3-4 Ağustos’ta gerçekleştireceğimiz buluşmalarımıza davet ediyoruz.
Kızıl Bayrak / İstanbul