Salgından kaynaklı eğitime ara verilmesinin ardından binlerce üniversite öğrencisi otogarlara akın ederek memleketlerine dönmüştü. Salgın koşullarının giderek ciddileşmesi sonucu ise eğitimin online verileceği açıklanmıştı. Salgın döneminde boş kalan evlerin kiraları ve yurtların ücretleri öğrencilerden talep edilerek, öğrenciler mağdur edilmişti. Şimdi de özel yurt yönetimlerinin aldığı kararla kalınmayan ayların da içinde olduğu, yıllık yurt ücretlerinin %30’unun ödenmesi isteniyor.
Yakın zamanda MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazıya göre, özel yurtlardaki öğrenciler için işlemler, Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre yapılacak. Bu kapsamda, 15 Eylül 2019 tarihinden sonra yurttan ayrılan öğrencilerden, barınma hizmetini aldığı aylar ve içinde bulunulan ayın ücretinin tamamı alınacak. Öğrenciler, kalan yıllık yurt ücretinin ise yüzde 30’unu ödemekle yükümlü olacak.
Binlerce üniversite öğrencisi salgından önce de geçim sıkıntısı yaşarken, salgın koşullarıyla birlikte üniversitelilerin bu sıkıntısı iyice arttı. Salgından kaynaklı işçi ve emekçiler dahi ücretsiz izinler ya da işlerine son verilerek işsizler kervanına katılırken, part time işlerle geçinmeye çalışan üniversite öğrencilerinin durumu daha vahim bir hal aldı. Hal böyleyken kal(a)madıkları günlerin ücretlerini istemek, öğrencilerin mağduriyetinin had safhaya ulaşmasına neden olacaktır.
Ücretsiz barınma haktır!
Bin bir zorluk ve emekle üniversitelere giden öğrencilerin en temel ihtiyaçları olan yemeğin, barınmanın, ulaşımın devlet tarafından ücretsiz sağlanması gerekir. Zira ücretsiz barınma, üniversite öğrencilerinin en temel haklarından biridir. Oysa her şeye kâr gözüyle bakılan kapitalist sistemde, öğrencilerin ihtiyaçları önemsenmezken, devlet yurdu yerine özel yurtların açılması teşvik edilir. Pek çok alanda öğrenciler “kazanç kaynağı” sayılıyor. Türkiye genelinde üniversite okuyan 7,5 milyonu aşkın öğrenci var. Devlet yurtlarında kalan öğrenci sayısı ise sadece 700 bin civarında. KYK’ya bağlı yurt sayısı 790 iken, özel yurtların sayısı 1078. TÜRGEV’e bağlı yurtların sayısı ise 60’tır.
Özel yurtların illere göre yıllık fiyatına bakacak olursak:
İstanbul’da yıllık en düşük yurt fiyatı 8 bin 500, en yüksek 42 bin, Ankara’da en düşük 4 bin 500 en yüksek 38 bin, İzmir’de en düşük 6 bin 500 en yüksek 30 bin, Kocaeli’de ise en düşük 7 bin en yüksek 20 bin TL.
Müşteri gözüyle bakılan öğrenciler, aylarca KYK yurdunda sıra bekledikten sonra özel yurtlara fahiş fiyatlarla gitmek zorunda kalıyor. Yıllık sözleşme yapmaya mecbur bırakılan öğrenciler, yurtlardan dönem ortasında ayrılsalar dahi yıllık ücreti ödemek zorunda bırakılır. Özel yurtların niteliklerinin kötü olması sebebiyle de (yemek verilmemesi, ulaşımın zor olması vb.) zaten mağdur edilen öğrencilerden, şimdi de salgından kaynaklı kal(a)madıkları günlerin parası isteniyor!
Bu pervasızlık karşısında öğrencilerin sosyal medya üzerinden tepkilerini ortaya koyması anlamlıdır. Ancak bu girişimin etkili olabilmesi için tepkilerin örgütlü bir mücadele niteliğini kavuşturulması gerekiyor. O halde en temel hak olan nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz barınma hakkı için bir araya gelinerek, mücadele yükseltilmelidir.en temel hak olan nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz barınma hakkı için bir araya gelinerek, mücadele yükseltilmelidir.