1960 ve 1970'li yıllar tüm dünya ile birlikte Türkiye'nin de kitlesel eylemlere sahne olduğu ve toplumsal muhalefetin yükseldiği bir dönemdi. Dönemin burjuva-reformist partileri gelişen bu hareketliliğe yanıt veremiyor, toplumsal hareket parlamentarist çizgiyi aşıyordu. İşte böylesi bir dönemde devrimci örgütler devrimci gençlik hareketi bünyesinde şekillenmeye başladı. Reformist-parlemantarist çizgiden kopuşla sonuçlanan bu gelişme, “71 devrimci çıkışı” şahsında düzene karşı devrim bayrağının yükseltilmesi anlamına geliyordu. Yükselen devrimci mücadeleye devletin cevabı ise 71 askeri faşist darbesi oldu. Bu darbe ile binlerce devrimci işkenceye maruz kaldı, tutuklandı ve katledildi. Aynı dönemde Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş tutuklanmış ve haklarında idam kararı verilmişti. Devlet, dönemin önde gelen devrimcilerini asarak topluma açık bir mesaj vermek ve korku salmak istiyordu.
Mahir Çayan ve yoldaşları Denizlerin idamını durdurabilmek için bir eylem kararı aldılar. Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) saflarında mücadele eden devrimciler 30 Mart 1972 tarihinde, NATO üssünde çalışan 2 teknisyeni kaçırdılar ve Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyüne getirdiler. Bir hainin ihbarı sonrası kaldıkları kerpiç evin etrafı sermaye devletinin kolluk güçleri ve NATO askerleri tarafından sarıldı ve ardından çatışma başladı. Çatışmada ilk yaşamını yitiren “Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik” diyen Mahir Çayan oldu. Saatlerce süren direnişin ardından Mahir Çayan’ın yanı sıra Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp ölümsüzler kervanına isimlerini yazdırdılar.
Kızıldere mazi değil bir savaş çağrısıdır!
Bu topraklarda Kızıldere demek baş eğmez devrimci tutum, fedakârlık, siper yoldaşlığı ve devrimci dayanışma demektir. Sermaye devleti tarafından sürdürülen baskı, şiddet ve zorbalığın tırmandırıldığı günümüz koşullarında genç devrimciler olarak Kızıldere'nin ışık tuttuğu yolda yürümekten onur duyuyoruz. Kızıldere direnişinin miras bıraktığı bayrak şimdi daha yükseklerde dalgalanıyor.
Devrimci Gençlik Birliği olarak Kızıldere katliamı ve direnişinin 49. yılında, On'ların temsil ettiği tüm değerlere sahip çıktığımızı ve mücadeleyi daha da ileri taşıyacağımızı ilan ediyoruz! On'lar devrim ve sosyalizm mücadelemizde yaşamaya devam ediyorlar!
Devrimci Gençlik Birliği
Mart 2021