Nazım Hikmet, Ahmed Arif, Orhan Kemal’in kavgadaki son günleri, Haziran…
Aramızdan beden olarak ayrılan ama hala şiirleri, fikirleri hepimizin kulağında çınlayan üç güzel insan. Her yazdığı şiir ile mahkûm edilen, açtığı her derginin yasaklandığı, kapatıldığı Nazım Hikmet…
En güzel sevda şiirlerini onun dizelerinden okuduğumuz, sürgünlerle geçen ömründe kavgasından ve sevdasından vazgeçmeyen Ahmed Arif…
Yoksul halkların proleter yazarı Orhan Kemal… Bize ölümsüz eserler bıraktılar. Hepimizin dilindeki o güzel şiirler, romanlar kolay yazılmadı bu topraklarda…
Nazım Hikmet; işçi sınıfına sevdalı, emperyalizme karşı direnişçi, mazlum halkların kanını ellerinde taşıyan faşist rejimler karşısında sınır tanımayan bir komünistti. 12 yıl demir parmaklıkların ardında şiir yazmaktan, devrim ve sosyalizm mücadelesini vermekten yılmadı. Devrim ve sosyalizmin yılmaz ve kararlı militanı. Nazım için “Önemli olan esir düşmek değil, teslim olmamaktı”.
Ahmed Arif; ilk kavgası bir Arap’ı Arapça konuşuyor diye döven bir polise karşıydı. Sonra büyüdü Ahmed, genç bir üniversiteli oldu. Devrim için kavga etti bu sefer. Sömürüye, zulme, faşizme, açlığa karşı… Anadolu’nun asi şairi Ahmed Arif, sevdasını da kavgasını da yazdığı, bugüne kadar dilden dile dolaşan o güzel “Hasretinden Prangalar Eskittim” eseri ile bugüne ışık oldu.
Orhan Kemal; hayat koşulları 15 yaşında işçi yapmıştı onu. Sınıfını bilen ve sınıfın edebiyatçısı bir yazardı. Mahkeme onu “Maksim Gorki ve Nazım Hikmet okumak ve yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik” suçuyla yargılanıp 5 yıl hapse mahkûm etmişti. Yattığı Bursa Hapishanesi’nde Nazım’la tanıştı ve üç buçuk yılını Nazım’la geçirdi. İşte artık proleter yazar Orhan vardı sömürünün karşısında. Topraksız tarım işçisinin sesi oldu en güzel romanlarıyla.
Onlar kavganın en güzel, en iyi, en yiğit, en cesur yazar ve şairleridirler. Karanlıkta bize aydınlık yarınların umudunu taşıyan o güzel dizeleri yazanlardır. Bugün yaşadığımız bu derin umutsuzluk, bize sunulan geleceksizliğe karşı onlardan aldığımız devrimci mirasla haziranı karşılıyoruz. Haziran Direnişi’nde Nazım’ın en güzel dizeleriyle sarıldık kavgaya… fabrika direnişlerinde Orhan Kemal olduk sınıfsız, sömürüsüz bir dünya mücadelesi için kaldırdık yumruklarımızı… Ahmed Arif gibi hükümdarlara, saldırganlara, haydutlara karşı en ön safta aldık yerimizi…
Onların bize bıraktığı devrim ve sosyalizm mücadelesini sürdürmek bizim en büyük görevimizdir. Mutlak gelecek olan sosyalizmin görkemli bayrağı alanlarda, sokaklarda, okul sıralarında, fabrikalarda dalgalanmaya devam edecektir.
Devrimci anıları önünde saygıyla eğiliyoruz…
Devrimci Liseliler Birliği (DLB)