AKP’nin 17 yıllık iktidarı boyunca eğitim alanında tam bir kaos hâkim hale gelmiştir. Milli Eğitim Bakanı görüntüde bu kaostan birinci derecede sorumlu tutulmuş ve sürekli değiştirilmiştir. Her değişen bakanın müfredata, eğitime, sınav sistemine ilişkin “yenilikleri” ise övgülerin konusu olmuştur.
Son Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, tam bir vizyonsuzluk örneği olan 2023 eğitim vizyon belgesini açıklamıştı. Lise öğretimi üzerine yeni model çalışmaların ise Mart ayında açıklanacağı söyleniyor. Mart ayına günler kala basına servis edilen haberlerde bu modele ilişkin bazı bilgiler yer alıyor. Liselerde ders saatlerinin azalacağı, öğrencilerin üniversite hedefleri doğrultusunda alanlarında “derinleşeceği” ve değişen hedefler durumunda da “esnek” koşullara sahip olunacağı iddia ediliyor.
Mesleki eğitim egemenlerin can simidi durumundadır. MEB üniversite sınav sonuçlarında açıkta kalan öğrenciler için mesleki eğitime yönlendirilme yapacağını açıklamıştı. Beş yıllık strateji planı kapsamında bir kez daha sarıldıkları proje mesleki eğitim oldu. Bu, sermaye için ucuz işgücü, işgücünün eğitim masraflarının devlet tarafından karşılanması anlamına gelmektedir. Öğrencinin yetenek ve ilgi alanlarının ayrılması demek, kapitalizmde ancak işçi olacak çocukların en başından elenmesi anlamına gelmektedir. Modele ilişkin trafik metaforu kullanan MEB, “Yani hızlı gitmek, ortadan gitmek, kenardan gitmek gibi, çocuğun her an şerit değiştireceği esnek bir model” tarifi ile modeli açıklıyor. Arabayı kullanan sermaye olduğu içindir ki, öğrenci için esneklik ancak sömürünün esnekliği anlamına gelmektedir.
Sömürüde esnekliğin yansıdığı bir diğer alan ise temel liselerin bu yıl sonunda kapatılması ile açığa çıkacak. 215 bin öğrenci ve 25 bin öğretmenin geleceği de kapanan temel liselerle birlikte belirsizleşecek. Sınavla öğrenci alan
liselerin doluluğu ve kontenjan problemi düşünüldüğünde, yapılan değişikliklerin fırsat eşitsizliğini derinleştirdiği ortadadır.
Eğitim alanında yaşanan kaosu çözme adına gündeme gelen değişiklikler yalnızca sorunun daha da ağırlaşmasına yol açacaktır. AKP iktidarının hedeflediği değişiklikler, sömürüde esneklik ve fırsat eşitsizliğinin derinleşmesi dışında bir sonuç yaratmayacaktır.