Devrimci Gençlik Birliği Türkiye Meclisi toplandı. Türkiye Meclisi, Mayıs şehitleri şahsında saygı duruşu ile başladı. Ardından açılış konuşması gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasında meclis gündemleri aktarıldı ve program akışı sunuldu. Dünyada ve Türkiye’de sermayenin gençliği hedef alan saldırıları anlatılarak, Ankara’da gerçekleşen gözaltı terörüne değinildi. Bu saldırılarla gençliğin özgürlük ve gelecek özleminin bastırılamayacağı vurgulandı.
“Faşist baskı ve dayatmalara geçit vermeyelim; devrim mücadelesini büyütelim!”
Programın devamında ilk olarak, siyasal gelişmeler üzerinden bir sunum gerçekleştirildi. Dünya ve Türkiye’deki gelişmeleri ele alan kapsamlı sunumda; emperyalist-kapitalist sistemin yaşadığı krizlere, buna bağlı olarak giderek öne çıkan çelişki alanlarına değinildi.
Dünya çapında gelişen sınıf-kitle hareketlerinden bahsedildikten sonra Ortadoğu’daki kirli savaş politikaları ve emperyalist saldırganlık üzerinde duruldu. Suriye’de yaşanan güncel gelişmeler bu kapsamda sunumda ele alındı. Bugünün dünyasının temel olgusunun derinleşen çok yönlü kriz olduğu vurgulandı ve krizin 3 temel alandaki çelişkileri keskinleştirdiği vurgulandı. Bunlar; emek ile sermaye arasındaki çelişkiler, emperyalistlerin kendi aralarındaki çelişkiler ve emperyalistler ile mazlum-emekçi halklar arasındaki çelişkiler olarak tanımlandı.
Sunumun Türkiye bölümünde ise Türkiye kapitalizmini pençesine alan, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel boyutları olan çok yönlü krizin her geçen gün derinleştiği vurgulandı. Krizin ortaya çıkardığı bir dizi sonuç tariflendi ve bu kapsamda gençliği kesen boyutları ele alındıktan sonra; güncel olarak toplumun gündemine sokulan İstanbul seçimlerine geçildi.
İstanbul’da tekrarlanacak olan belediye seçimlerinin gerici-faşist iktidarın topluma yönelik zorbaca bir dayatması olduğu belirtildi. Faşist tek adam rejimini kurmak için kolları sıvayan Erdoğan yönetiminin, 31 Mart’ta kaybettiği İstanbul’u geri alamak için kirli ve karanlık bir oyunu sahneye koymaya hazırlandığı vurgulandı. Buna geçit verilmemesinin önemi ortaya kondu. İstanbul seçimleri üzerinden DGB’nin gençlik kitlelerine yönelik politikası tartışıldı. Kapsamlı sunumun ardından verimli tartışmalar gerçekleştirildi. İstanbul seçimleri üzerinden yoğun geçen siyasal süreç tartışmasında DGB’nin alacağı tutum ve söyleyeceği söz üzerine “Faşist baskı ve zorbalığa geçit yok!” eksenli bir hat oluşturuldu.
“Özgürlük ve gelecek kavgamız sürecek!”
Ardından üniversite gençlik mücadelesinin tablosu ve gündemleri sunumuna geçildi. İlk olarak son bir senenin değerlendirmesinin yer aldığı sinevizyon izlendi. Sinevizyonun ardından gençlik hareketinin mahiyetine yönelik bir sunum gerçekleşti. Sunumda gençlik hareketinin son yıllardaki tablosu aktarıldı.
Üçüncü sunumda ise dünyada gelişen gençlik eylemleri değerlendirildi. Yapılan sunumda gençlik özelinde gerçekleşen eylemlerin içeriği ve taleplerinin yanı sıra, birçok ülkede yaşanan toplumsal hareketlilikte gençliğin rolü üzerine tartışmalar yapıldı. Gençliğin toplumun en diri ve dinamik kesimi olduğu vurgulandı. Topluma yönelik sosyal-siyasal her türlü saldırının doğrudan gençliği de hedef aldığı, gençliğin ise bu saldırılara karşı genellikle sessiz kalmadığı söylendi. Gençliğin dünya çapında gelecek ve özgürlük özleminde olduğu vurgulandı.
Sunumun ardından hem okuyup hem de çalışmak zorunda olan bir üniversiteli konuşma gerçekleştirdi. Mesleki eğitimin niteliksizliği teşhir edildi.
Kısa bir yemek arasının ardından kadın sorunu, hareketi ve akademideki yansımaları sunumuna geçildi. Kadın sorununun toplumsal bir sorun olduğu, sömürü ve özel mülkiyete dayalı kapitalist sistemin sorunu sürekli yeniden ürettiği vurgulandı. Yapılan tartışmalarda, kadın sorunun üniversitedeki güncel yansımaları örneklendi.
Son sunumda ise DGB’nin yeni dönem politik hattına dair tartışmalar gerçekleştirildi. Tartışmaların ardından çalışma alanındaki deneyimler aktarıldı. Ankara DGB 2 senelik çalışma deneyimini aktardı. İstanbul DGB’nin, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa TBMYO’da yaşanan çalışma alanındaki deneyimlerini de aktarmasının ardından önergelere geçildi.
Önergelerde her yerel yaz çalışması, yayınlar ve işleyişe dair yerel meclislerde saptanan öneriler aktarıldı. Yapılan son tartışmaların ardından baskılara, gericiliğe ve üniversitelerdeki siyaset yasaklarına rağmen, “Özgürlüğümüz ve geleceğimizden vazgeçmiyoruz!” eksenli politik hat ile ısrarlı, sürekli ve cüretli bir çalışma yürütme kararlılığı ortaya koyuldu.
Kızıl Bayrak / İstanbul