Lübnan’ın Beyrut kentinde 4 Ağustos günü gerçekleşen patlama, en az 135 kişinin ölümüne ve 5 binden fazla kişinin yaralanmasına neden oldu. Yaşanan patlama sonucu on binlerce bina, ülkenin tahıl silosu ve üç hastane ciddi hasarlar aldı. Patlamanın perde arkasına baktığımızda, 6 yıla yayılan bir ihmaller zincirini görüyoruz. 2 bin 750 tonluk amonyum nitratı taşıyan geminin altı yıl önce Beyrut Limanı’nda durdurulduğu sırada mahsur kalan mürettebat “Yüzen bir bombadayız” diye isyan ederken, hükümetin hiçbir şey yapmadığı, her defasında yargıya taşınsa da, ‘Bütün Beyrut’u havaya uçurabileceği’ uyarısı yapılmasına rağmen patlayıcı maddelerin limanda bırakılmasına göz yumulduğu ortaya çıktı.
ABD emperyalizminin verdiği destekle siyonist İsrail’in katliamlar gerçekleştirdiği ülkede, kapitalist devletin on yıllardır açlığa, yoksulluğa mahkum ettiği Lübnan halkı, şimdi de devletin ihmalsizliklerinin bedelini canlarıyla ödüyor. Yaşanan patlama, kapitalist düzenin işçi ve emekçilerin yaşamlarına verdiği ‘değeri’ de bir kez daha gözler önüne serdi. Tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşayan ülkede, artan geçim sıkıntısı, yaşanan patlamalar devletin Lübnan halkına reva gördüğü yaşamdır. Ama devletin baskılarına ve saldırılarına rağmen Lübnan işçi ve emekçileri, hakları ve gelecekleri için sokaklarda olmaya, mücadele etmeye devam ediyor. Mücadeleyi yükselten, devletin saldırılarına karşı günlerce sokakta olan ve son olarak da patlamanın ardından meydanları yeniden dolduran Lübnan halkının yanındayız!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Direnen halklar kazanacak!
Devrimci Gençlik Birliği