Kapitalist sistem çocuklara eğitim hakkı tanımadığı gibi, çocuk işçiliğini yaratarak kapitalist düzenin çarkları arasında sömürüp eziyor. Çocuk emeği sömürüsünün geldiği boyutları ve çocukların eğitim hakkının gasp edilmesine dair Eğitim Reform Girişimi'nin (ERG) hazırladığı “Etraflıca” yayının ilk sayısı gerçekleri gün yüzüne çıkardı.
Eğitim Reform Girişimi'nin hazırladığı Etraflıca yayınında çocuk işçiliğe ve çocukların eğitime erişebilmesine dair şu bilgilere dikkat çekiliyor:
- Çocuk işgücü inceleme anketine göre, 2019 yılı itibariyle Türkiye'de 720 bin çocuk işçi çalışıyor. Türkiye’de 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk çalışıyor. Türkiye’de çalışan çocukların önemli bir bölümü hizmet sektöründe (%45,5) çalışırken, bu sektörü tarım (%30,8) ve sanayi (%23,7) takip ediyor. Bu çocuklar arasında en geniş grubu (%79,7) yasal çalışmaya başlama yaşı nedeniyle 15-17 yaş arasındaki çocuklar oluşturuyor.
- 2021’de yayımlanan TÜİK verilere göre, 15-17 yaş arasındaki çocukların %16,4’ü işgücünde, yani her yüz çocuktan 16’sı halihazırda çalışıyor ya da aktif olarak iş arıyor.
- Eğitim izleme raporunun 2021 yılı verilerine göre, öğrenciler 5 yaşında eğitim yaşamının dışına çıkmaya başlıyor. Yaşa göre okullaşma oranı 14 yaşta %96,3, 15 yaşta %93,4’e, 16 yaşta %88,5’e ve 17 yaşta %84,5’e düşüyor. Toplam ortalama olarak ise %34,3 çocuk eğitim hakkına erişemiyor.
- 5-17 yaş grubuna bakıldığında erkek çocukların %40’ının kızların ise %51,3’ünün ev işlerinde ailelerine yardımcı olduğu görülüyor. Ev işi yapan kız çocukların %4,4’ü, erkek çocukların ise %1,4’ü ev içi emeğe haftalık 21 saatten fazla zaman harcıyor.
2002 yılında ILO tarafından 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edilmiş olsa da sunulan veriler çocuk işçiliğin artarak devam ettiğine kanıtıdır. Zira çocuk işçilik mücadele etmek yerine sermayedarlara ucuz emek gücü sağlayabilmek adına çocuk işçiliği yaygınlaştıran ve yasallaştıran adımlar atılmıştır.
Çocuklar eğitim yaşamından koparılarak tezgâh başına, sömürü çarklarının arasına itilmiştir. Çocuk işçi sayısındaki artışın da çocukların eğitime ulaşamamasının da Türkiye'deki sorumlusu kapitalist düzenin yürütücü gücü dinci-faşist rejimin efendileridir.
Sunulan veriler bir kez daha kapitalist sistemin çocuklara bir gelecek sunmadığını ve çocukların geleceğini, emeğini ve eğitim hakkını nasıl gasp ettiğini bütün bir açıklığı ile göstermiştir.
Sunulan verilerin ışığında çocuk işçiliğe son vermenin ve çocukların eğitim hakkına ulaşmasını sağlamanın tek kurtuluş yolu örgütlü mücadele yükseltmektir.