Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 41’inci İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nın ardından hazırlanan Sonuç Bildirgesi’ni açıkladı. Diyanet’in, “Kamuoyu ile paylaşılmasında fayda gördüğü” bildirge 13 maddeden oluşuyor. Bildirgenin en dikkati çeken yanını ise, eğitim müfredatının değiştirilmesine yönelik çağrıyı içeren ve 4-6 yaş grubu Kur'an Kurslarına ilişkin maddeler oluşturuyor.
Sonuç Bildirgesi'nde şunlar ifade ediliyor: “Eğitim kurumlarının ve eğitimli insanların sorumlulukları her geçen gün artmaktadır. Bu sebeple güncel ihtiyaçların giderilmesi ve çağın meselelerinin çözümü noktasında eğitim kurumlarımızın daha fazla inisiyatif alması, hayatın gerçeklikleri ve toplumun pratikleriyle uyumlu bir müfredat geliştirmesi gerekmektedir.” Bu açıklama ile anlaşılıyor ki, MEB'in hazırladığı ve mevcut dinci-gerici müfredat, bu haliyle dahi yeterli bulunmuyor.
Aynı Sonuç Bildirgesi'nin bir başka maddesinde ise Kur'an Kurslarına ilişkin açıklamalar da yer alıyor. “4-6 Yaş Grubu Kur’an Kurslarımız, yavrularımızın sevgi, saygı, dürüstlük, paylaşma gibi ahlaki erdemleri, vatan, millet, bayrak, sorumluluk bilinci gibi insani değerleri özümsemelerinde etkin bir işleve sahiptir” denilerek yapılan açıklama, şu şekilde devam ediyor: “Bu kurslarda lisans eğitimi yanında okul öncesi eğitimi formasyonu da olan öğreticiler görevlendirilmekte, çocukların fiziksel, duygusal ve bilişsel gelişimini destekleyen etkinlikler yapılmaktadır. 4-6 Yaş Grubu Kur’an Kurslarımıza milletimizin gösterdiği büyük teveccüh memnuniyet vericidir. Vatandaşlarımızın bu konudaki taleplerini karşılayabilmek için gerekli fiziki imkanların ve personel desteğinin sağlanması büyük önem arz etmektedir.”
Öncelikle, Kuran kurslarına 12 yaş sınırlaması getiren düzenleme 2011 yılında kaldırılmıştı. Düzenlemenin kaldırılması ile Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı müftülükler ile müftülüklerle protokol imzalayan İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri'ne bağlı okullarda okul öncesi dini eğitim dönemi 2011 yılında başlatıldı. 2013-2014 eğitim döneminde ise 10 pilot şehirde uygulamaya başlanan "Kuran Kursları Okul Öncesi Din Eğitimi" projesi, 2015'te ülke geneline yayıldı. Böylelikle okul öncesi dini eğitim programı yalnızca müftülüklere bağlı kurslarda değil, devlet okullarında da verilmeye başlandı.
4-6 yaş grubu Kur'an Kursu uygulaması pedagojik açıdan uygun değildir. 4-6 yaş grubundaki çocukların oyun oynaması, çevresini tanıması ve sosyal davranışlarının gelişmesi gerekmektedir. “Vatan, millet, bayrak” gibi gerici-ırkçı ideolojik söylemlerin körpe beyinlere işlenmesi gerektiği bir yaş grubu ise kesinlikle değildir. Bu uygulamalar ancak çocukların zihinlerinin bulandırılmasına vesile olmaktadır. “4-6 Yaş Grubu Kur’an Kurslarımıza milletimizin gösterdiği büyük teveccüh memnuniyet vericidir” söylemi ise, tamamen yanıltıcı ve bir demagojiden ibarettir. Şöyle ki; içinde yaşadığımız sistemde çocuk bakımı tamamıyla aileye, ailede ise anneye indirgenmektedir. Bu en yakıcı toplumsal sorun alanlarının başında gelmektedir. Çocuklarını sosyal aktivitelere, okul öncesi kreş, anaokulu, gündüz bakım evleri gibi eğitim kurumlarına, spor ve sanat gibi alanlara maddi yetersizliklerden kaynaklı gönderemeyen işçi ve emekçiler, çözümü çoğunlukla çocuklarını neredeyse her mahallede ücretsiz bir şekilde sunulan Kur'an Kurslarına göndermekte bulmaktadır. Ya da genellikle çalışan ancak çocuğunu bırakabileceği kimsesi olmayan emekçiler de bu gibi ücretsiz kurslara başvurmak zorunda bırakılmaktadır. Kısacası 'milletin' gösterdiği o çok büyük “ilgi” tamamen mecburiyetten kaynaklanmaktadır.
Söz konusu Kur'an Kurslarına ilişkin 2020 yılında "4-6 Yaş Grubu Kur'an Kurslarının Eğitim-Öğretim Faaliyetleri ve Problemleri” adında bir makale yayınlandı. Bu makalede yer alan bilgilere göre kursların “öğreticileri”nin yüzde 71,9'u dahi uygulanan öğretim programının öğrencilerin gelişim dönemlerine uygun olmadığını düşünüyor. Makalede, ailelerin çocuklarını din eğitimi almaları için değil, kursları kreş olarak görmeleri nedeniyle gönderdiği tespiti de yer alıyor.
Müftülüklere bağlı söz konusu kuran kurslarında ise basına yansıyan bilgilere göre skandalların ardı arkası kesilmiyor. Henüz mayıs ayında, Erzurum'da bulunan Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kuran Kursu'nda, yedi çocuğa tecavüz edildiği, 16 çocuğa ise işkence yapıldığı ortaya çıktı. Bu olayın ortaya çıkmasının ardından söz konusu Kur'an Kursu'na farklı suçlardan 4 ayrı dava açıldı. Neredeyse düzenli olarak Kur'an Kurslarında benzer istismar olaylarının yaşanması tesadüfi bir durumun olmadığını gösteriyor. Böylelikle 4-6 yaş grubu Kur'an Kursları yalnızca pedagojik açıdan değil doğrudan çocukların can güvenliği açısından da büyük bir tehlike oluşturuyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı'na akıtılan dev bütçe, (2022 yılında 15 milyar 491 milyon 857 bin TL bütçe ayrıldı!) yurtlardan kadın sığınma evlerine, okullardan hapishanelere kadar sınırsız bir faaliyet alanının açılması elbette ki bir amaca hizmet etmektedir. Bu dinci-gerici uygulamalar, özellikle 20 yıldır AKP iktidarının yaratmak istediği ehlileştirilmiş, sindirilmiş, sorgulamayan ve itaatkâr bir neslin yetiştirilmesi politikası topluma dönük en açık bir saldırıdır.
M. Nevra