İstanbul’daki çok sayıda Üniversite Dayanışması bir araya gelerek İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleştirdiği basın toplantısı ile “Bundan sonrası hepimizde” kampanyasını başlattıklarını deklare etti. Okunan deklarasyon metninde Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektör Melih Bulu’nun kayyım kimliğinin saldırılarda kendini gösterdiği belirtilerek Boğaziçi Üniversitesi’nden yükselen “Kayyım rektör istemiyoruz” sesinin ülkenin dört bir yanına yayıldığı ifade edildi. Açıklamanın devamında 600’den fazla kişinin gözaltına alındığı, 2 kişiye çıplak arama uygulandığı, 24’ü aşkın kişiye ev hapsi verildiği 9 kişinin tutuklu bulunduğu belirtilerek şunlar ifade edildi:
“Üniversitelerdeki tüm rektörler birer kayyumdur. Ve üniversitenin bütün bileşenleri demokratik yollarla söz sahibi olmadıkça bu durum baki kalacaktır. Melih Bulu'nun kayyum olarak atanması üniversitelerimizi Özgürleştirmek adına başlayan direnişimize bir kıvılcım olmuştur.”
Açıklamada meselenin sadece Boğaziçi’nin meselesi olmadığı meşru olmayan bir atamadan da ötesi olduğunun altı çizilerek şunlar vurgulandı:
“Mesele, sarayın öğrencilerin tüm kimlikleriyle ve renkleriyle var olabilecekleri, toplum yararına özgürce bilim üretebilecekleri alanlar olması gereken üniversiteleri sistemin çarklarına uydurarak sindirmeye çalışmasıdır. Mesele, yaşamlarımızı baskı ve şiddetle kuşatma altına alan iktidara karşı üniversitelerimizi ve hayatlarımızı savunmaktır. Mesele, sosyal medyadan arkadaşlarımızı hedef gösterip tutuklanmalarına destek olan ana muhalefetin bizleri uzaklaştırmaya çalıştığı sokak siyasetine yeni bir soluk getirmek, düzen içerisinde öğütülmeye çalışılan gençliğin haklı politik özgürlük mücadelesinde sönmeyen bir kıvılcım olmaktır. Mesele, yağmacıları ve katliamcıları durdurabilmek için yan yana, omuz omuza mücadele edip şehir şehir, kampüs kampüs geleceğimizi savunmaktır.”
Bu süreçte kayyım-rektör atamasını kabul etmeyenlere dönük başlatılan karalama ve linç kampanyasının karşılık bulmadığı ve kurulan pek çok dayanışma ile mücadelenin sürdüğü belirtilerek şunlar ifade edildi:
“Bizler iktidarın ve yandaş medyanın bizlere dönük tüm saldırılarına cevabımızı kurduğumuz dayanışmalar ve sürdürdüğümüz kararlı mücadele ile veriyoruz.
Çünkü bizler, yandaşlarla kuşatılmış bir akademi, siyasi İktidarın arka bahçesi hâline getirilmiş kampüsler İstemiyoruz.
Bizler, hocalarımızın İhraç edilmesini, topluluklarımızın kapatılmasını İstemiyoruz.
Bizler, müşteri olmak da, sermeyenin boyunduruğu altına girmiş, ranta açılmış üniversiteler de
Bizler, hem çalışıp hem okumak zorunda kalıp İşte ve kampüste sömürülmek, KYK borçlarına mahkûm Olmak istemiyoruz.
Bizler, belediyelere kayyum atayan ve Kürt halkının iradesini yok sayan bu işgalci zihniyeti istemiyoruz.
Bizler, direnen işçileri coplayan, 8 Mart'ta kadınların önüne set çeken polisi kampüslerimizde İstemiyoruz,
Bizler, söz, yetki ve kararın üniversite bileşenlerinde olduğu demokratik üniversiteler ve özgür yaşamlar istiyoruz.”
Açıklamada taleplerin gücünü haklılığından, üniversite üniversite örgütlenen büyüyen dayanışmadan alındığı belirtilerek son olarak şunlar vurgulandı:
“LGBTİ+'lan nefret söylemleriyle hedef göstererek direnişe saldıranlara karşı gökkuşağını kuşanmalı, sesimizi, “Öyle mi alay komutanı” diye haykıran madencilerin sesine katmalı, kadın iradesini savunmalıyız. Bizler üniversite dayanışmaları olarak düşmanımızın bir, mücadelemizin de ortak olduğu bilinciyle tutuklu bulunan/ev hapsindeki arkadaşlarımızın serbest bırakılması ve üniversitelerimizdeki tüm kayyumların istifa etmesi için üniversite dayanışmaları olarak bir kampanya başlatıyoruz.
Başlattığımız, “Bundan Sonrası Hepimizde” kampanyası için yüreği Boğaziçi Direnişi'yle atanlara sesleniyoruz: Bugün Melih Bulu sadece bir'dir, bugün her bir üniversite iktidarın antidemokratik politikalarının bir görünümü olan kayyımlarla kuşatılmıştır. Bugün Boğaziçi kayyım atanan ne ilk ne de son üniversite olmuştur. Bunun bilinciyle üniversitelerimizde söz hakkımızı kazanmak, bilimsel eğitim talebimizi yükseltmek ve özgür yarınları kurmak için yan yana olmalıyız.
Üniversiteler bizim, gelecek bizim
Kayyımlar gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek.”
İmzacı Dayanışmalar ise şu şekilde:
“Boğaziçi Dayanışması, Koç Üniversiteliler Dayanışması, Marmara Üniversiteli Dayanışması, Özyeğin Komitesi, MAÜ Dayanışması, İÜ Dayanışması, İÜ-C Dayanışması, MSGSÜ Öğrencileri, Okan Üniversitesi Öğrenci Dayanışması, Gelişim Üniversitesi İletişim Ağı, Yıldız Dayanışması, İTÜ Dayanışması, Gelişim Dayanışma Meclisi, Bilgi Dayanışması.”
Kızıl Bayrak / İstanbul