Boğaziçi Üniversitesi’nde 20 Mayıs günü düzenlenen “9. Onur Yürüyüşü”ne dönük polis saldırısında çok sayıda öğrenci darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar gece saatlerinde serbest bırakıldı. Öğrenciler kampüs içindeki ve gözaltı sürecindeki saldırıya ilişkin “Boğaziçi Üniversitesi’nde LGBTİ+ toplumuna nefret saldırısı” başlıklı rapor hazırladı.
“Onur yürüyüşü” öncesinde kampüsün polislerce kuşatıldığı belirtilen raporda şu ifadelere ter verildi:
“Arkadaşlarının gözaltına alınışına, polisin şiddetine ve yaşanan insan hakkı ihlallerine şahit olan öğrencilerden E.K ile konuştuk. E.K şunları dedi:
‘Saat 5te başlayan yürüyüşümüzle beraber, etrafımızı çevreleyen, sayıca yüksek miktardaki polisi gördük. Peşimize takıldılar, rotamızı değiştirdik, kapatılan öğrenci kulübümüz BULGBTİ+nin kulüp odasının önüne geldiğimizde polisler etrafımızı kuşattılar. Bizlere koridor açtılar ve herhangi bir uyarıda bulunmadan şiddetle gözaltına almaya başladılar. Kimliklerimizden ötürü yerlerde sürüklendik, şiddet gördük. Arkadaşlarımızdan bayılanlar, kriz geçirenler oldu ve polisler tarafından korkunç müdahalelerle karşılaştılar. Onların hala nerede olduklarına tam olarak ulaşamıyoruz. 70ten fazla gözaltı var.’
Sabahın erken saatlerinden başlayan polis yoğunluğunun sebebi Tasoda konserleri gösterilmişti. LGBTİ+ öğrencilere uygulanan baskının çok uzun zamandır sürdüğünü söyleyen E.K. ‘Okulumuzdaki kayyum yönetim, içinde LGBTİ+ herhangi öğe bulunan eserlerden gösterilere her türlü fikir özgürlüğümüzü, insan haklarımızı, eğitim hakkımızı engelliyor. Polis yoğunluğunun da sebebi buydu, hükümetten destekle çağırmışlar’ dedi.”
Gözaltı ve polis saldırısının hukuksuz olduğu belirtilen rapor şu şekilde devam etti:
“Türkiye’nin yasalarına göre, polislerin gözaltına almak için gerekli şüpheye sahip olmaları gerekir. Üniversite içerisinde gösteri yapmak, gösteri yapmak hali hazırda Türkiye Anayasası 34. Madde tarafından korunurken bu gözaltıların nasıl bir dayanağı olduğunu sorguladığımızda, E.K. ‘Polislere sorduğumuzda kesinlikle cevap alamadık, herhangi bir uyarı yapılmadığı gibi nasıl bir sebeple arkadaşlarımızı götürdüklerini, onlara ne hakla işkence ettiklerinin cevabını alamadık, alamayacağız’ dedi.”
“Ne kadar baskılayacaklarsa o kadar sert karşı duracağız”
Saldırı sırasında baygınlık geçiren, krizler yaşayan, ciddi fiziksel hasarlar alan öğrencilerin olduğu belirtilerek şunlar ifade edildi:
“Arkadaşları için endişelendiklerini belirten E.K. ekliyor: Böyle bir müdahaleyi bekliyorduk, x-ray cihazlarıyla beraber başka birçok şekilde bizim alanlarımızı kısıtlayıp boğazlarımızı sıkıyorlardı. Kapıda durup özgürlüklerimizi savunurken de bizleri okulumuza girmeyi engelleyip, özel olarak LGBTİ+ öğrencilere nefret suçu işlemek için Onur yürüyüşünü engellediler. İnsan haklarımızın her açıda çiğnendiği dönemlerden geçiyoruz. Homofobik, cinsiyetçi tacizlere maruz bırakıldık. Şiddetle bizi engellemeye çalışıyorlar ama ne kadar baskılayacaklarsa o kadar sert karşı duracağız. İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!’