Üniversite Öğrencileri 16 Mart Beyazıt ve Halepçe Katliamı’nın yıl dönümü vesilesi ile İstanbul’da eylem gerçekleştirdi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde yapılan eyleme Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve 78’liler Girişimi de katıldı. Eylemde 78'liler Girişimi "16 Mart Katliamını unutmadık unutturmayacağız!" Üniversite Öğrencileri ise “Beyazıt, Halepçe Katliamı’nı unutmayacağız!” şiarlı pankartlar açtı.
“Davamız bitmedi, adalet mücadelemiz sürüyor”
Eylem katliamda yaşamını yitiren 7 devrimci öğrenci için saygı duruşu ile başladı. Ardından ilk söz 78’liler Girişimi’ne bırakıldı. Basın açıklamasını okuyan Hüseyin Soylu saldırı sürecini ve sonrasını aktararak davanın zaman aşımına uğradığını belirtti. Soylu sözlerinin devamında şunları ifade etti:
“16 Mart davası, doğrudan bir kontrgerilla davasıydı. 2008 yılında kontrgerilla ile hesaplaşılacağı iddia edilen Ergenekon davasının başladığı gün davanın "zaman aşımı" kararı ile sonuçlanması tarihin ironisiydi. Soykırım, katliam: işkence gibi insanlık suçlarında zaman aşımı olamayacağı biçimindeki insanlığın hukuki müktesep hakkına rağmen böyle oldu. Davamız bitmedi, adalet mücadelemiz sürüyor...”
“Kahrolsun faşizm!”
Ardından ÇHD adına söz alan Abdurrahim Doğan katliam günü orada olduğunu belirterek katliamın planlı işlendiğine dikkat çekti. Beyazıt’ın ardından katliamların peş peşe sürdüğünü aktaran Doğan “Failler belliydi. Devlet ve egemen güçler failleri korudu. Onları yargının karşısına çıkarmadı” dedi. Dayanışmanın önemine vurgu yapan Doğan “Kahrolsun faşizm!” diyerek sözlerini tamamladı.
“Onların yürüttüğü mücadelenin mirasını taşıyoruz”
Üniversite Öğrencileri adına yapılan basın açıklamasında ise 16 Mart 1978 yılında devrimci öğrencilere dönük NATO ve CIA ortaklığıyla gerçekleştirilen saldırıda 7 devrimci öğrencinin katledildiği hatırlatılarak şunlar ifade edildi:
“Katiller, ‘Kahrolsun komünistler!’ diye bağırarak devrimci öğrencileri katlederken onlar nezdinde onların mücadelesini de ortadan kaldırabilecekleri hülyasına kapılmıştı. Oysa yanıldılar; bugün bizler onların faşizme, emperyalizme ve sömürü düzenine karşı sürdürdükleri mücadelenin mirasını onurla taşıyarak yükseltmek için buradayız. Hatice Özen’i, Cemil Sönmez’i, Baki Ekiz’i, Turan Özen’i, Abdullah Şimşek’i, Hamit Akıl’ı ve Murat Kurt’u yaşamdan koparan katilleri iyi tanıyoruz. Saray Rejimi’nin besleyip kolladığı faşist çeteler bugün de Akdeniz Üniversitesi’nde, Cebeci’de, Beyazıt’ta devrimci öğrencilere yönelik saldırılar gerçekleştirmeye devam ediyor. Beyazıt katliamının tarihin tozlu raflarına kalktığını düşünen failler, devrimcileri faşist saldırılarla yıldırabileceğini düşünen bu eli kanlı çeteler ve iktidar bilsin ki; helalleşmek için kurulan masaları yıkacağız. Kanı dökülen, geleceği ve hayatı elinden çalınan her bir öğrencinin hesabını sorana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklamanın devamında, Beyazıt Katliamı’ndan on yıl sonra, 16 Mart 1988’de Kürt halkının Halepçe’de kimyasal gazla katledildiğine vurgu yapılarak “Var olmak için durmaksızın savaşlar yaratan bu sömürü düzeni, bugün de Ukrayna’da yaşayan halkların hayatına mal oluyor” denildi.
Açıklamada Beyazıt’ta katledilen devrimcilerin emperyalizme karşı verdikleri mücadelenin devam ettiği vurgulanarak “Kapitalizm saldırganlık ve savaş demektir! Savaş ve saldırı örgütü NATO dağıtılsın. Bizler için tutulacak tek taraf adil, eşit ve onurlu bir barıştır!” denildi.
“Gelin birlikte mücadele edelim”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“Öğrencilerin ve halkların sesini baskı, şiddet ve katliamlarla bastırabileceğini sananlara karşı bu topraklarda eşit, adil ve emekten yana bir düzen kurmakta inat ediyoruz. Onların bizi katlettiklerini sandıkları yerden yarınları yaratacak bir iradeyi yeşertiyoruz. Tüm sıra arkadaşlarımıza çağrımızdır: Gelin, bizlere yalnızca geçinme kaygısı ve geleceksizlik vaat edenlerle, kampüslerimizin kapısını bizlere kapatıp başıbozuk, eli kanlı çetelere açanlarla, barınma hakkımızı elimizden alıp bizleri tarikat ve cemaatlerin kucağına itenlerle birlikte mücadele edelim.”
Basın açıklamasının okunmasının ardından Beyazıt Marşı söylenerek Eczacılık Fakültesi’nin önüne karanfiller bırakıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul