Ankara Üniversitesi öğrencileri: Biat etmiyoruz

Ankara Üniversitesi öğrencileri son dönemde artan saldırılarla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Açıklamada “üniversitemizin devrimci geleneğinde biat etmek yoktur” denildi.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 22 Şubat 2020
  • 08:51

Ankara Üniversitesi öğrencileri, üniversitede yaşanan baskıya, gözaltılara, çete saldırılarına, ÖGB tacizine karşı basın açıklaması gerçekleştirdiler. Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan açıklamada üniversite özgülünde yaşanan sorunların, AKP iktidarının üniversitelere dönük saldırganlığının bir yansıması olduğu vurgulandı.

Ankara Üniversitesi’nde yaşanan saldırılar özetlenen açıklama şu şekilde:

 “Erkan İbiş’in rektör olarak atandığı ilk günden beri iktidarın okuldaki gölgesi olduğu Ankara Üniversitesi’nde öğrencilere yönelik baskılar, soruşturmalar, gözaltılar, ÖGB tacizleri, faşist çetelerin saldırıları artarak devam etmektedir. Bunun en son örneği Şili’de başlayan ve tüm dünvada erkek egemen sisteme karşı kadınların öfkesi ve isyanını, sokaklara, kampüslere taşıyan Las Tesis dans eylemine yönelik geçekleştirilen polis şiddetidir. Yine okulumuzun Veteriner Fakültesi’nde sözde profesör Hasan Bilgili, kendi özel kliniğinde çalışan veteriner hekime cinsel şiddet uygulamış, bu cinsel şiddet örtbas edilmeve çalışılmış ve Hasan Bilgili’nin en kötü ihtimalle okuldan uzaklaştırılması beklenirken, ödül verilir gibi gizlice emekli edilmiştir. Tüm bu olaylar da okul yönetiminin kadın düşmanı karakterini ortaya koymaktadır.

19 Kasım günü Sivasal Bilgıler Fakültesi’nde düzenlenecek olan ‘Türkiye’nin Modernleşme Süreci ve Mekteb’i Mülkiye’ sempozyumuna katılmak isteven öğrenciler ÖGB'nin coplu saldırısına uğramış, bu saldırı sonrasında da faşist çeteler ve ÖGB iş birliğivle öğrencilere yönelik art arda saldırılar düzenlenmiştir. Bu saldırılardan sonra okuldan toplu bir şekilde çıkmak isteyen öğrenciler polis tarafından engellenmiştir. Okul yönetimi öğrencilere karşı faşist çeteler, ÖGB ve polisle ortaklaşa hareket ederek öğrencileri sindirmeye çalışmaktadır.

Aynı şekilde Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde de faşist çeteler, orta bahçedeki öğrencilere saldırmaya çalışarak sürekli bir provokasyon yaratma çabası içindedir. Öğrencilere saldıran çeteler herhangi bir ceza almazken saldırıya maruz kalan öğrenciler sürekli soruşturmalar ve buna bağlı olarak cezalarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu da DTCF Dekanlığı'nın ve ÖGB’nin bu saldırıları teşvik ettiğinin çok açık bir göstergesidir.

Yine Cebeci Kampüsü'nde kadın öğrencilerin ataerkiye, kadın cinayetlerine, tacize ve tecavüze dur demek için gerçekleştirdikleri Las Tesis dans eylemine polis saldırısı gerçekleşmiştir. Dans eyleminden bir gün önce ise kadınlar, kendilerine Türkiye Gençlik Birliği diven faşist çete tarafından hedef gösterilmiştir. Aynı şekilde gün içinde Dil ve Tarih Coğrafva Fakültesi öğrencilerini sosyal medya üzerinden tehdit eden bu çeteler okulda arkadaşlarımıza saldırmıştır. Bu çetelere hiçbir yaptırım uygulanmazken, arkadaşlarımız bir döneme varan uzaklaştırma cezalarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu saldırılar sonucunda arkadaşlarımız soruşturma terörüne uğramış, ayrıca KYK'dan aldıkları öğrenci kredi ve bursları kesilmiştir. Burada da yine faşist çeteler ve dekanlık arasındaki iş birliği gün gibi ortadadır.

Ankara Üniversitesi öğrencileri eylül ayında başlayan Güz Akademik Dönemi içerisinde tüm bu saldırılarla sindirilmek istenmiştir. Bu saldırılar yetmezmiş gibi, sonrasında mağdur olan öğrencilere açılan soruşturmalarla 18 DTCF, 12 SBF‘Ii, 3 İLEF‘li ve 4 Hukuk Fakültesi'nden olmak üzere toplam 37 kişiye soruşturma açılmıştır. Açılan soruşturmalar neticesine 1 haftayla, 1 dönem arası değişen uzaklaştırma cezaları verilmiştir. 15 Arkadaşımızın kredi ve bursları kesilmiş, 1 arkadaşımız KYK yurtlarından atılmıştır.

İktidar, YÖK, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, polis, ÖGB, faşist çeteler el birliğiyle öğrencilere saldırmaktadır. Bu saldırılar, öğrencilerin eğitim hakkı bir yana sosval ve ekonomik haklarının gasp edilmesine kadar varmıştır. Geçtiğimiz aylarda İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli yaşamına son vermiştir. Daha bir hafta önce yine İstanbul Üniversitesi öğrencisi Hakan Taşdemir iş bulamadığı ve borçlarını ödeyemediği için intihar etmiştir. Öğrencilerin burslarını keserek, yurttan atarak, öğrencileri açlığa ve yoksulluğa mahkum edenlerle bu intiharlara neden olanlar ve tüm bu cezaları verenler aynı kişilerdir.

 Bütün bunların iktidarın üniversitelerimizde uygulamaya çalıştığı politikaların yansıması olduğunu biliyoruz. İktidarın maşası olan rektörlük, faşist çeteler, polis ve ÖGB bu yaşananların sorumlularıdır. Bu sorumlulukları gereği de her türlü iş birliğiyle karşımıza çıkmaktadırlar.

İktidar, ezilenleri açlığa ve yoksulluğa mahkum ediyor, bu açlık ve yoksulluk insanları intihara kadar sürüklemiş durumdadır. Bizler Ankara Üniversitesi’nde bu açlığa ve yoksulluğa karşı mücadele ediyoruz. Bizler topyekün gerçekleştirilen bu saldırılara karşı; okulumuzda uygulanmaya çalışılan kadın düşmanı, baskıcı politikalara karşı; tüm üniversitelilerin maruz bırakıldığı işsizlik ve geleceksizliğe karşı, ezilenlerin karşı karşıya olduğu sömürü ve açlığa karşı tüm sıra arkadaşlarımızı dayanışmaya çağırıyoruz. Ankara Üniversitesi öğrencilerini biat ettirmeye yönelik gerçekleştirilen bu politikaların hiçbiri işe yaramayacak. Üniversitemizin devrimci geleneğinde biat etmek yoktur. Bizler Ankara Üniversitesi öğrencileri olarak rektörlüğe, ÖGB'ye, polise, faşist çetelere karşı biat etmiyoruz. Tüm bu saldırılara karşı gençlik mücadelesini kampüslerden sokaklara kadar yükselteceğimizi buradan bir kez daha yineliyoruz.”