İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde Gençlik Örgütleri’nin çağrısı ile Üniversite Dayanışmaları ve 78’liler Girişimi bir araya gelerek 16 Mart Beyazıt ve Halepçe Katliamı’nın yıl dönümünde eylem gerçekleştirdi.
İstanbul Üniversitesi önünde yapılan anmada ilk olarak 16 Mart katliamlarında hayatını yitirenler için saygı duruşu gerçekleştirildi. Yaşamını yitirenlerin isimlerinin okunduğu anmada hep bir ağızdan Beyazıt Marşı söylendi. Anma programında ilk olarak Üniversite Dayanışmaları adına konuşma yapıldı. Üniversite Dayanışmaları adına yapılan konuşmada Beyazıt Katliamı’nın üzerinden 43 yıl geçtiği belirtilerek şunlar vurgulandı:
“43 yıl önce bugün burada 7 devrimci öğrenci katledildi. 78’de öğrenci gençlik dâhil hak arama mücadelelerinin tamamını sindirmek için katliamlara, işkencelere başvuranları iyi tanıyoruz. 16 Mart Beyazıt Katliamı’ndan tarihin en kanlı gençlik katliamlarından biri olan Suruç Katliamı’na, katliamcıları unutmuyoruz, affetmiyoruz.”
Katliamların, saldırıların ve hukuksuzlukların devam ettiğinin altı çizilerek Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine katıldığı için tutuklanan Doğu ve Selo’nun mahkemesine çağrı yapıldı.
Üniversite Dayanışmaları adına yapılan konuşmanın ardından 78’liler Girişimi konuştu ve şunları ifade etti:
“Toplumsal alanın bu kadar ayrıştırıldığı, etnik yapı, farklı inanış, ayrı düşünce üzerinden düşmanlaştırıldığı, hatta yakın örnek olarak, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki direnişte, öğrenciler arasında ayrılık yaratmaya çalıştıkları, böylesi bir dönemde, üniversite gençlik örgütlerinin anmaları, etkinlikleri, eylemlilikleri birlikte yapmalarını önemli ve değerli buluyoruz.”
Konuşmanın devamında 16 Mart’ta gerçekleştirilen Halepçe Katliamı’na da değinilerek “1988'de Saddam yönetimi, Halepçe'de çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden 5 bini aşkın Kürdü kimyasal silahlarla katletti. Ancak buna rağmen Kürt halkının mücadelesini engelleyemedi. Kendisi, katliamcı olarak tarihe geçti ve yok oldu gitti ama koca bir halk orada duruyor” denildi.
Konuşmaların ardından Gençlik Örgütleri adına basın metni okundu. Basın metninde Beyazıt ve Halepçe Katliam’larına değinilerek katliamların bugün de Ortadoğu’da sürdürülen kirli savaşlarla, Suruç’ta, Ankara’da, Diyarbakır’da sürdüğü ifade edildi. Açıklamanın devamında pandemi ile birlikte ağırlaşan ekonomik, siyasal ve sosyal krize değinildi ve şunlar ifade edildi:
“Bugün ise pandemi ile daha da ağırlaşan ekonomik, siyasal ve sosyal bir krizin içindeyiz. Üstelik bu krizin faturası da işçi ve emekçilere, ezilen halklara, gençlere ve kadınlara ödetilmek isteniyor. Açlık, yoksulluk, işsizlik, salgın ile geleceksizliğe sürüklenmek istenenler ise birçok cepheden direniş seslerini yükseltiyor. İşçi ve emekçiler Migros’ta, Sinbo’da, SML’de, Ekmekçioğulları’nda, belediyelerde direniyor. Kadınlar yaşam haklarını ve geleceklerini savunmak, katliamların, taciz ve tecavüzün hesabını sormak için sokaklarda direniyor. Öğrenci Gençlik üniversitelerin özgürleşmesi, kayyum rektörlerin gitmesi ve üniversitelere söz-yetki-karar hakkı için Boğaziçi’nden başlayarak üç aydır direnişini sürdürüyor. Bu direnişler ise devletin baskı ve zorbalığı ile engellenmek isteniyor. Diyanet işleri başkanından, içişleri bakanına, mafya çetelerine, havuz medyasıyla devlet saldırılarını öğrenci hareketine yöneltiyor. Özellikle toplumun en dinamik kesimini oluşturan öğrenci hareketine dönük saldırıları bu çaresizliklerini gün gibi ortaya çıkarıyor.”
Boğaziçi Direnişi’ne katıldıkları için ev hapsi alan, tutuklanan, gözaltına alınanlar hatırlatılarak “Ne yaparlarsa yapsınlar bizler de kendi baş eğmeyen tarihimizden güç alıyoruz. Üç aydır gençliğe dönük estirdikleri saldırılar karşısında sokaklarda olmayı, üniversitelerimize sahip çıkmayı bir an olsun bırakmadık. Boğaziçi’nin kayyumu Melih Bulu iyi duysun; tutuklanan 11 arkadaşımız, gözaltına aldığı 800’den fazla sıra arkadaşımız ve onlarca soruşturma hesabını kabartıyor. Devletin bütün organlarının eli ile korunan kayyum Melih Bulu şimdiden hesabını kabartmış, gidişini hızlandırmaya başlamıştır” denildi.
“Yaşasın öğrenci dayanışması”, “Katillerden hesabı gençlik soracak”, “16 Mart’ı unutma, unutturma”, “Beyazıt faşizme mezar olacak”, “Yaşasın devrimci dayanışma” ve “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarının atıldığı eylem açıklamanın ardından sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul