Ürdün’de Haşimi krallık ailesi içindeki sorunlar 3 Nisan günü kamuoyuna yansıdı. Eski Veliaht Prens Hamza bin Al Hüseyin'in ev hapsine alındığı, yakın çevresinden yirmiye yakın kişinin ise tutuklandığı haberleri basına yansıdı. Özellikle ABD’de yayınlanan Washington Post ile İsrail gazeteleri, gelişmelerle ilgili iddialar içeren haberler yayınladılar.
Prens Hamza ve annesi suçlamayı reddetti
BBC’ye bir video kaydı gönderen Prens Hamza, ev hapsine alındığını, planlandığı iddia edilen darbe girişiminden sorumlu olmadığını, Ürdün yönetiminin politikalarını eleştirdiği için böyle muameleye maruz bırakıldığını söyledi. Ev hapsine alınan annesi Kraliçe Nur da iddiaları reddetti.
Washington Post gazetesinin Ürdünlü bir istihbarat yetkilisine dayandırdığı haberde, tutuklamaların “Kral Abdullah'ı devirmek için hazırlanan bir komployu boşa düşürmek için” gerçekleştirildiği söyleniyor.
Ürdün hükümeti: “Komplo boşa düşürüldü”
Ürdün Başbakan Yardımcısı Eymen Safadi, 4 Nisan günü “komplo” ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Komplo hazırlığı içinde bulunanların bir süredir ordu ve istihbarat tarafından izlendiğini, yabancı bir ülke ile bağlantılı olduklarını, planlarını uygulamak için uygun zamanı belirleme aşamasına geldiklerinin saptandığını, bundan dolayı operasyonun gerçekleştirildiğini söyledi.
Prens Hamza’nın komplonun başında olduğunu iddia eden Safadi, tutuklananlar hakkında soruşturmanın sürdüğünü ve Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanacaklarını açıkladı. Kral Abdullah’ın sorunun iç diyalog ile çözülmesi için çaba sarf ettiğini, bu mesajın Genelkurmay Başkanı aracılığıyla Prens Hamza’ya iletildiğini ifade etti. İşe karışan dış güçleri açıklamaktan ise kaçındı.
Ürdün Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı ile Emniyet Teşkilatı tarafından yapılan açıklamalarda da benzer ifadeler kullanıldı.
Yediot Ahronot: “Darbe girişiminin ardında Suudi Arabistan var”
Siyonist basın da darbe hazırlığı konusunda dikkat çekici iddialar ortaya attı. İsrail’de yayınlanan Yediot Ahronot gazetesi, Ürdünlü üst düzey kaynaklara dayandırdığı haberinde, Suudi Arabistan rejiminin komplocuların arkasında olduğunu, Birleşik Arap Emirlikleri’nin merkezi kabul edilen Abu Dabi Emirliği’nin de başarısız darbe girişimine karıştığını yazdı. İsrail’de bazı TV kanalları da benzer iddiaları dile getirdiler.
Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın geçen ay Suudi Arabistan’ı ziyaretine değinen Yediot Ahronot, Kral Abdullah ile Suudi veliahtı Selman arasında yapılan görüşmenin ardından ortak bir açıklama yapılmamasına dikkat çekti ve iki ülke arasındaki gerilimin, Suudilerin komploculara verdiği destekten kaynaklandığını ima etti.
Washington Post gazetesi ise, “komplo” olarak tanımlanan hazırlığın “aşiret liderleri ve güvenlik teşkilatları yetkililerini” de içerdiğini yazdı ancak dış bağlantılarına değinmedi.
Herkes “darbe karşıtı”
Amman’dan yapılan resmi açıklamanın ardından “darbe karşıtları” korosu oluştu. İlk açıklamayı Suudi Arabistan rejimi yaptı. Şeriatçı krallığın aceleciliği, İsrail gazetesinin iddialarının boş olmadığını düşündürüyor.
“Tam destek” açıklayan ülkelerden biri de ABD oldu. Amman’da CIA’nın haberi olmadan, hele de saray içinde bir gelişmenin yaşanmasına ihtimal bile verilmiyor. Zira Abdullah’ın babası Kral Hüseyin’in 25 yıl boyunca CIA’da bordrosu olduğu ortaya çıkmıştı.
“Darbe karşıtı” ilk açıklamaları Körfez şeyhleri, Arap ülkelerinin çoğu, AKP-MHP rejimi ile ABD yaptı. Bu tür darbe karşıtlıkları boş bir söylem olmaktan öte bir anlam taşımıyor. Zira başarıya ulaşsaydı, tutumları farklı olacaktı. Böyle komploların hazırlanması da şaşırtıcı değildir. Zira saray rejimlerinin olduğu yerde entrikalar, kirli oyunlar ve komplolar kaçınılmazdır.