Toray CFE’nin Fransa’nın güneybatısındaki Lacq ve Abidos fabrikalarında işten atmalara karşı işçiler grev silahını kuşandı.
Geçtiğimiz aylarda, karbon elyaf üretiminde dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Toray Carbon Elyafları Avrupa Şirketi, istihdam planını açıklamıştı. Koronavirüsten kaynaklı ekonomik zorlukları bahane eden şirket; 15 Ekim’de, işçilerin “utanç planı” olarak nitelendirdiği işten çıkarma planını ilan etmişti. İşçilerin kendi isteğiyle çıkabileceği ‘Gönüllü İşten Çıkarma Planı’yla (PDV) istifa eden 13 kişiyle birlikte, toplam 42 işçi işten çıkarılmıştı.
Yönetimin işten çıkarma saldırılarına karşı işçiler, uygulamanın tümden iptali için, 18 Ekim’de greve gitmişti. İşçilerle patron arasında periyodik olarak yapılan ‘Ekonomik ve Sosyal Komite’ (CSE) toplantısının bir gün öncesinde, Emek Genel Konfederasyonu (CGT) yaptığı süresiz grev açıklamasıyla, 18 Ekim Pazar günü bir kısım işçi fiili greve çıktı. CGT’nin iş durdurma eyleminin ardından, 2 Kasım’da İşçi Gücü (FO) Sendikası da greve katıldı. Fiili grev, 4 Kasım itibariyle işçilerin çoğunluğunu harekete geçirerek, şirketin 2014’ten bu yana ilk defa Lacq’daki fabrikasının tümden durmasına ve Abidos fabrikasında 5 banttan sadece birinde kısmen üretim yapılabildiği noktaya getirdi.
Saldırılara karşı mücadelede sendikal bürokrasi engeli
Fransa ve dünya genelinde ekonomide daralma yaşanırken koronavirüsün ortaya çıkması, büyük şirketlerin salgını istismar etmelerine zemin hazırladı. Pandemi koşularını fırsata çeviren kapitalistler; devletin çıkardığı torba yasalarıyla işçi ücretlerini düşürdü, işten çıkarmalara gitti ve işçilere sağlanan geçici işsizlik maaşıyla işsizlik fonundan yararlandı. Örneğin Derichebourg fabrikasında, işçilere performans uygulaması dayatıldı, ücretler düşürüldü ve bunu kabul etmeyen işçiler işten çıkarıldı. Tüm bu sosyal-ekonomik saldırılar devam ederken, sendikal bürokrasi de mücadelenin önünde engele dönüşen ibret verici bir tutum sergiliyor. Sermaye devletinin saldırılarına karşı tabandan gelen baskıyla eylem ve grev açıklamaları dışında, sendikaların özellikle mücadeleden uzak durması kapitalistlerin elini güçlendiriyor.
Yakın zamanda Japon Bridgestone Lastik Fabrikası’nın kapatılmasına karşı, devlet anlaşmaya varmak için fabrika yönetimine bir proje sunmuştu. Bunun üzerine sendika beklemeyi tercih ederek, eylem yapmadan işçileri “sosyal diyaloğa” ikna etmişti. Görüşme günü fabrika yönetimi devletin önerdiği projeyi elinin tersiyle itti. Buna karşın grev silahından mahrum kalan 863 işçinin eylem yapma gücü ve morali kırıldı.
Toray’da sendikal bürokrasi engelini işçiler aştı
Toray CFE fabrikasında ise CGT delegesi Timothée Esprit, grevin devam ettiği bir süreçte, Bridgestone fabrikasındakine benzer şekilde ‘sendika ağası’ bakışıyla hareket ederek, mücadele azmini kırıp işçileri “sosyal diyaloğa” ikna etmeye çalıştı. Gazeteye verdiği bir demeçte “Bir sendika yapısı olarak kendimize koyduğumuz hedef, bunu başarmanın yollarını belirleyecektir. Bugün hedef müzakere ise, ileriye giden yol mücadele hariç her şeydir. Pazarlık yapmak için tek yapmanız gereken, bir masanın etrafındaki bir koltuğa oturmak ve tartışmaktır. Mücadele anekdottur. Bu temel bir şey değil.” diyen sendika ağası Esprit, bu söylemleriyle sendikal bürokrasinin işçi sınıfının mücadelesi önünde bir engel olduğunu gösterdi.
Toray CFE işçileri tüm bu saldırı ve tuzaklara takılmadan, grev kararlılığını sonuna kadar götürme inancıyla örnek bir mücadele sergilediler. İşçilerin bu azmini gören sermaye sınıfı, grev kararlılığını kırmak için 17 Kasım’da bir fabrikasında üretime geçmeye çalıştı. Bunu başaramayan kapitalistler, iki gün sonra CGT ve FO’lu üç grevci delegeyi mahkemeye verdi. Fabrikayı kapatmakla ve tüm çalışanları “yasadışı grev” nedeniyle günde 1000 avro para cezasına çarptırmakla tehdit etti. 30 Kasım’da soruşturmayla ilgilenen yargıç şirketin şikayetine ret karar verdi. Yargıç “açıkça hukuka aykırı bir düzensizliğin varlığına dair hiçbir kanıt olmadığını” söyledi. Böylece işçiler yasal olarak da aklanmış oldu.
Toray CFE sermayesinin bu saldırılarına karşı işçiler “Bunu anayasal bir hak olan grev hakkının ihlali olarak görüyoruz. Toray tarafından işten çıkarılma tehlikesindeki çalışanların kolektif ve meşru eylemleri, ezilmeye çalışılıyor.” diyerek “Sendika aktivistlerine yönelik hukuki tacizin sona ermesini, işten çıkarmaların durdurulmasını ve grev hakkına saygı gösterilmesini talep ediyoruz.” mesajıyla, sınıfsal ve anayasal haklarını sonuna kadar kullanacaklarını beyan ettiler.
Toray grevi halen fabrikalar önünde devam ediyor.
Kızıl Bayrak / Fransa