Kapitalizmin insanlığın başına musallat ettiği en büyük felaketlerden biri olan iklim değişikliği, dolu dizgin ilerliyor. Küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan iklim değişikliği, bütün bir canlı yaşamı tehdit eder boyutlar kazanmış bulunuyor. Şimdiden gerekli önlemlerin alınmaması durumunda geri dönüşü olanaklı olmayan ağır sonuçların yaşanacağı bilim insanlarınca uyarılara konu ediliyor. İklim değişikliğinin canlı yaşam için daha şimdiden yarattığı sonuçlar ağır olduğu için, yanı sıra son yıllarda milyonları harekete geçiren iklim duyarlılığının basıncı sonucu kapitalist hükümetler kimi adımlar atmak ve kısmi önlemlere yönelmek zorunda kalmaktadırlar. Bunun ifadesi olarak zirveler birbirini kovalamaktadır. Bunlardan bir yenisi “Tek Gezegen Zirvesi” adıyla Paris’te gerçekleşti.
Dünyanın birçok yerinde devlet ve hükümet başkanları, pazartesi günü Paris’te düzenlenen zirvede çevrenin korunması için mümkün olan en kısa zamanda “daha çok şey yapmak” için bir araya geldiler. Çoğunlukla çevrimiçi olarak düzenlenen zirveye, Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası ile birlikte Fransa ev sahipliği yapıyor. Katılımcılar arasında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, BM Genel Sekreteri António Guterres, Angela Merkel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yer alıyor.
Zirve, ekim ayında Çin’deki biyolojik çeşitliliğin korunmasına ilişkin BM müzakerelerinin temellerini atmayı amaçlıyor. Yaklaşık 200 ülkeden temsilciler burada BM’nin yeni tür koruma hedeflerini belirleyecekler. Türleri korumaya yönelik önceki uluslararası çabalar tamamen başarısız oldu. BM Biyoçeşitlilik Danışma Kurulu’nun 2019 raporuna göre, yeryüzündeki bir milyon tür kritik tehlike altında. İnsan kaynaklı iklim değişikliği de buna katkıda bulunuyor. Elysée Sarayı’ndan bu nedenle Paris zirvesinin “ortak hayat sigortamız” olarak türleri ve iklim korumasını birleştirmesi gerektiği söylendi.
Bir günlük “Tek Gezegen Zirvesi”nde 50 ülke, 2030 yılına kadar kara ve deniz alanının yüzde 30’unu koruma altına almak gibi özel bir hedef belirlediğini açıkladı ve bu konuda “büyük bir fikir birliğin”e varıldığı belirtildi.
Macron, zirvede ortakları küresel bir ittifaka katılmaya çağırdı ve koronavirüs salgınının her yerde bulunduğuna işaret etti. Kriz sayesinde artık tüm zayıflıkların birbiriyle ilişkili olduğunu daha da net bir şekilde biliyoruz dedi. İnsanların doğa üzerindeki baskısının adaletsizliği arttırdığına, sağlığı ve güvenliği tehdit ettiğine değindi. Video aracılığıyla zirveye katılan Merkel de, biyolojik çeşitliliğin korunması için çabaların artırılması gerektiği konusunda uyardı. Bunun, “bir ara” değil, ama şimdi yapılması gerektiğini, aksi takdirde iklim değişikliği sonuçlarının geri döndürülemez olduğunu belirtti.
Almanya’nın, 2030 yılına kadar kara ve deniz alanlarının yüzde 30’unu koruma altına almayı taahhüt ettiği ve birkaç ay önce, 27 AB ülkesinin de bu hedefi onayladığı söyleniyor. Zirvede Kosta Rika Cumhurbaşkanı Carlos Alvarado, “Doğa ve İnsan için Yüksek Hırslı Koalisyon” girişimini desteklediğini açıkladı ve “Bugün harekete geçilmesi gerekiyor” dedi. Macron ise, Fransa’nın önümüzdeki yıl zaten hedefe ulaşacağını duyurdu.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de zirvede konuşanlar arasındaydı. Johnson, “Doğanın yok edilmesi durdurulmalı” derken, Von der Leyen, “Biyolojik çeşitliliğin kaybı ile covid arasındaki bağlantılardan sık sık sözettik” dedi ve “Doğamızı korumak için acilen harekete geçmezsek, bir salgın çağının şafağında olabiliriz” uyarısını yaptı. Ekosistemlerin tahrip olması ve doğaya insan müdahalesinin sonucu olarak hayvanlardan insanlara hastalık bulaşma riskinin arttığına dikkat çekilen zirvede, “Prezode” adlı programın başlatıldığı söylendi. Bununla uluslararası girişim, insanlar ve hayvanlar arasındaki bulaşıcı hastalıkların ve dolayısıyla pandemilerin önlemesi amaçlanmaktadır. Bunun için dünya çapında 400’den fazla araştırmacı ve uzman harekete geçirildi ve önümüzdeki yıllarda araştırmalara birkaç yüz milyon euro yatırım yapılacak.
Zirvenin odak noktalarından biri de Afrika idi. Afrika’da 2000’lerde başlatılan ama sonradan durdurulan bir çevre projesinin yeniden başlatılacağı duyuruldu. Zirvede bir araya gelen güçler, Paris’teki “Tek Gezegen Zirvesi”nde “Yeşil Duvar” projesi için yaklaşık 11,8 milyar euro taahhütte bulundular. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, mevcut kararın “15 yıllık bir girişimin hızlandırılması” olduğunu söyledi. “Büyük Yeşil Duvar” projesi çerçevesinde, Dakar’dan Cibuti’ye kadar çölleşmeyi ve kıtlığı durdurmak için Sahel bölgesinde binlerce kilometrelik alana yeşil bir şerit gibi ağaç dikileceğini ifade etti ve “2030’a kadarki zorluk çok büyük” dedi.
Prens Charles ise dünyanın her yerinden şirketleri Paris’teki etkinliğe yatırım yapmaya çağırarak “Terra Carta” projesini sundu. Hedefin önümüzdeki on yılda doğa, insan ve gezegen ile uyum içinde yaşamak olduğunu söyledi. Galler Prensi, bu girişim ile 2022 yılına kadar yeşil projeler için 7,3 milyar pound (yaklaşık 8,1 milyar euro) toplamayı hedefliyor.
Çevre örgütü Greenpeace ise, insanların ve hayvanların yaşam alanlarını korumak için 50 ülkenin birleşmesine övgüde bulunarak “Biyolojik çeşitliliği korumak ve kendimizi gelecekteki pandemilerden korumak istiyorsak ihtiyacımız olan çok taraflılık”tır dedi. WWF Almanya organizasyonu da doğanın korunması için doğa koruma uzmanlarının umduğu büyük mali desteklerin gerçekleşmediğini duyurarak, mali kaynakların, “türlerin neslinin tükenmesini ve iklim krizini durdurmada kilit bir faktör” olduğunu belirtti.
“Tek Gezegen Zirvesi” Fransa, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler tarafından başlatıldı ve bu yıl yapılacak olan çeşitli iklim toplantılarının başlangıcı kabul edildi. Şimdiye kadar Paris 2017, New York 2018 ve Nairobi 2019’da toplantılar yapıldı. Amacın, Paris İklim Anlaşması ve iklimin koruması için daha fazla yatırımın teşvik edilmesi olduğu belirtiliyor.
Çevre aktivistleri zirvenin sonuçlarını eleştirirken, Greta Thunberg de zirve katılımcılarını haklı olarak boş konuşmayla suçladı. Nitekim zirvede yapılan konuşmalarda önceki çabaların başarısızlığı kabul edildi.